MÜDAFAAMIZ Burhan Apaydın Müdahil hamın silâhı olursa bu, kanunun bünyesinde olmayan fu— zuli bir ifratı tatbikata intikal ettirmek olmaz mı? takdirde bu tenkid hakkının mahkümiyetine müncer olmaz mı? Elde hakikatin kriteri olmak lâzımdır. Hakikatin kriteri aşikârlıktır. ve objektivitedir. Hâdise — nedir? H âdise aslında nedir? Hâdise aslında demokrasinin mev- cut olduğu memleketlerde demokratik anlayışı, içindeki tenkitlerden doğmaktadır. Münakaşa ve tenkid edilen bir Vekilin gazetesinin neşrıyalıdır Tenkid ve münakaşa edi- len umumi menfaat mevzuundaki — aksiyonlardır. Umumi hizmet ve menfaat mevzu ndaki bütün aksiyonların mat- buatta reaksiyon göstermesi ise demokratik idarelerin baş- lıca vasfıdır. Bu reaksiyon — bazan sert olabilir. Devamlı olabilir, iğneli' ve nükteli olabilir. Hattâ tarizlerle de dolu olabilir. Tecavüz kasdını taşıyan isnadları ve hakaretin un- surlarını ihtiva etmedikçe rahatsızlık veren neşriyatı yük- rette inşa edilmiş olmak lâzımdır ve sabırlı olmak lâzımdır. Muhterem Hâkimler! 6334 sayılı kanun, şerefleri ve haysıyet]erı basın yoliyle vesvesenin delilleriyle tenkid hakkını, haber verme hürri- yetini ve umumi efkârın murakabesini zedelenmekten ko- rumaktır. 6334 sayılı kanunun mucip sebeplerinde ve par- lâmentodaki müzakeresinde her iki esas da aynı hemmi— yet derecesiyle belirtilmiştir. Adı geçen kanun ne bir politik adalet, ne de yeni bir —adalet kıstası getırmıştır 28 Ne hürriyetleri küfür ve tecavüz veya haysiyet kırıcı isnad vadilerine kadar götürüp başkalarının haklarına ve hürri- yetlerine tasallut ve ne de kanunun maksadını hürriyetler aleyhine bir tatbik anlayışına zorlamak.. Tarafsız adaletin mümessili olan Yüksek Heyetinizin nüfuz eden tetkikleri- dir ki bir tarafın veya tarafların değil bütün adalet ihtiya- cında olanların teminatıdır. ir Fransız mütefekkirinin bir sözünü bu vesile ile söy- lemek isterim. o-Sakson hâkimleri diğer memleketlerin hâkimlerine manevi kıymet bakımından asla üstün değiller- dir. Onların an'aneleridir ki müttehemi masum tutar. Suç- luluğu isbat ithama düşer. Ve o zaman ancak bir de- met delil toplamak lâzımdır. şündüm. Hükmetmek hakkının mümtaz vasıflarını taşı- yan Türk hâkiminin de an'aneleri vardır. O da delil ister. Biz bir demet delil istemiyoruz. Bir tek delil istiyoruz. Bize bir demet faraziye getırıyorlar Ve biz. bir demet * delil ile masumiyeti isıbata çalışıyoruz! Neden iki ay beklendi? M uhterem Hâkimler! Şüphe yoktur ki âmme davacısını esasında bu dâvayı açmağa sevkeden kendi kanaati dairesinde haysiyetlerin korunması düşüncesidir. Fakat acaba bu dâvayı açmak için neden dolayı iki ay beklemişlerdir? Varsın bir taraftan hay- siyetler kırılmakta devam ederek sonunda mesullerin ce- zaları ağırlaşsın diye beklenmiş olmıyacağı şüphesizdir. Haysiyetleri .korumak endişesi böyle bir mülâhazaya yer vermeğe elbette ki mânidir. O halde bunun mantıki bir görünürlük içinde sebebi, dâva konusu neşriyatın ancak teselsül halındekı ıgne]eyıcı mahıyetının - SUÇ teşkil edecegı addederek, neticede bir suçun teselsülü gibi göstermek İd- diasındadırlar. Bu yazıların ne 6334 saydı kanunda işlenmesi memnu olan efal ile ne de Ceza Kanununun 80 inci mad- desi ile ilgisi vardır. Bu tezadlı takdirler bu dâvanın, haddi- zatında, psikolojik bir şiddetin tesiri altında olduğunu gös- terir. Vesvese deliline dayananan üzüntüleri dağıtmak bu dâvada biriken birçok endişelerin dağılmasını sağlayacak bir adalet hizmetidir. Tarafsız adaletin aydınlığına bu se- manın ihtiyacı yardır. Ona evvelâ taraflar muhtaçtır. AKİS muhtaçtır çünkü ona tenkid hakkı muhtaçtır. Davacı taraf da ona muhtaçtır. Çünkü uımumi hizmet mevkiinde sıh- hatli zihniyetler ve sıhhatli prensipler için daima hoşlanı- lacak vehimlere ve her gün kullanılacak endişelere ihtiyaç olmamalıdır. Ve nihayet adaletin aydınlıgına bütün adalet ihtiyacında olanlar muhtaçta*. Çünkü bu memlekette hay- siyetler gibi hürriyetler de tarafsız adaletinizin himayesi- e muhtaçtır. .ve - beraat - talebi M —uhterem Hâkimler! Hükmetmek hakkının yüksek vasıflarını taşıyan bir heyet huzurunda konuştum. Ve bir demet delil ile bir ha- kikati göstermeğe ve bir masumiyeti isbata çalıştım. Göstermeğe çalıştıgımı hakikat şudur: İtham, haksızdır; dâva, delilsizdir; umumi hizmet mevzularını ilgilendiren olaylar üzerinde davacının haysiyetine leke düşürmek kasdı mevcut değildir. İsbata çalıştığım masumiyet ise fikir hürriyetinin ma- sumiyetidir. Ben şahısların da topluluğun da itibarım ko- ruyan manevi varlıkların ve karşılıklı hakların müdafaası- nı yaptım. Müdafaada kimseyi itham niyeti yoktur. Muhterem Hâkimleri Haysiyetlerimiz gibi haklarımızın da melcei tarafsız adaletinizdir ve tarafsız vicdanlarınızdır. Baştan beri arz ettiğim sebeplerle açılan bu dâvada 'herhangi bir sucun maddi, kanuni ve manevi unsu muekkılımın beraatine karar ita buyurulmasını samimi bir itminan içinde niyaz eylerim. AKİS. 15 OCAK 1955