gelen vazifeleri olmak mürakabe- de icrayı temsil edenlerin başta tabiidir. Matbuatın vazifesi, yerine göre teşrii nin de öncülüğünü yapmaktır. Hususi hayat hakkında sayın müdahil vekılının ayan faraziyelerdir, B u yazıda ayrıca asla yerinde olm abone yaptırıldığı dir. Ve Müke susların düşünülmesi dahi varit değildir. Bu dava delil isti- yor, tasavvurat istemiyor. Eğer Doktor Mükerrem Sarol'un şahsiyle uğraşmak kasdı mevcut olmadığına dair olan satır- lardan dahi kötü bir niyet istidlal edilmek istenir ve eğer bir Vekilin hususi hayatiyle asla meşgul olunmadığı sözün- den hususi hayatın ayıpları bulunduğu mânası çıkarılarak Vekilin hususi hayatı teşhir edilmiştir denilecek olursa o zamans«adalet ihtiyacında olanlara adaletten titremek dü- şer. Ve o zamza bize de müdafaa namına yalnız bu keli- meyi ileri sürmek düşer. Güneşte leke yoktur deseniz vay güneş de olabileceği ima edilmiştir, bu ise güneşe isnadıdır denebilir. Fakat bu hangi prensibe hizmet 9 istidlalleri ise Ila i Burada bir ibhamı daha bertaraf etmek lâzımdır. Bü- tün bu istidlallere sebep olarak «mecmuanın hemen hemen her sayısında ve olur olmaz şekilde müekkillerini hedef tu- tucu neşriyat mevcut olduğunu» söylüyorlar. Maddi realite- nin de bu olmadığını Doktor Mükerrem Sarol'un lehinde olarak mecmuada çıkan şu satırlar göstermez mi? «Yeni Devlet Vekili, işini bir milli dâva halinde ele alma AKİS'e ve Zafer gazetesine yazdığı iki yazıda kabineye girdiğindenberi turizm niyetini açıklamıştır. bu meselenin üzerinde ısrarla durm tetkiklere — başlamış, ilk olarak er aya bir sefer yapmış -refakatine aldığı kimselere bakılırsa, bu daha ziyade iç turizm mahıyetınde olmuştur Zıra turizm dâvası- sınden çok her şeyden evvel bir zihniyet meselesidir. e bir zihniyete sahip olduğunu, Dr. Mükerrem göstermiş bulunuyor. Aynı zihniyeti, evvelâ Büyük Meclisine telkin etmek hususunda Allah kendisinin yardımcısı olsun. Herhalde bu dâvada, AKİS'i caktır.» (Mecmua sayı 8, sayfa, 28). avın müdahil vekili bir de müekkilinin AKİS mecmua- içinde bulunmadığına dair evvelce yayınladı- ğı bir tekzip yüzünden sönmez bir kin ve husumet içinde aleyhteki bu neşriyata girişildiğini İbraz ettikleri daima yanında bula- herşeyin üstünde tutmak gayretinin Oo lduğu görülür. Ve nitekim yazıda aynı za- manda Doktor Mükerrem — Sarol'un memlekette fikri bir temayüle tekabül eden veya kıymet taşıyanlar arasında gösterilerek şahsına karşı mecmuanın düşüncesinin değiş- memiş olduğu anlatılıyor. Bu adam kim? M uhterem Hâkimleri Son olarak iddia makamının ele aldığı mecmuanın 28 nushasıdır Bu nüshanın evvelâ, <«Akis okuyucuları» Bu yazıda, aley- hine girişilen bir kampanyadan bahisle mecmua, okuyucu- larına diyor ki; «bu kampanyaya girişmiş bulunanlar daha düne kadar bizi her gördükleri yerde mecmuayı zevkle o- kuduklarını beyan edenlerdir. Aman Yarabbi kuyruklarına basılanlar nasıl da havaya fırlıyorlar ne de canhıraş çığlık- lar atıyorlar! Bir adam birkaç gazeteyi birden üzerimize saldırtmış bulunuyor. Gerçi bunların topunun fiili satışını sayılı ele alsanız tek başına AKİS'in satışını ya bulur ya bulmaz». AKİS, 15 OCAK 1955 MÜDAFAAMIZ Necmeddin Arvas Aza Yazının bu satırlarını iddia makamı ilk defa delil diye ileri sürüyor. u yazı ise zetelere aittir. bir mecmuadır onlar ise gündelik gazetedir...» Daha aşa- ğıda da: «Belki satmayan bu gazeteler bir şahsıyat polemi- ği ile kendılerını kurtarmak gayretindedirler... Kiminle po- lemiğe gireceğiz?..» Yazının tamamı okununca, iddia ma- Nasıl ki yazının başında daha d dükleri yerde uayı zevkle okuduklarını beyan eden- lerden bahsedılıyor Devlet Bakanının bunlar arasında ol- madığını sayın müdahil vekili anlatmıyor mu? Nitekim id- dia makamı da neticede bu cümlenin üzerinde durmağa lüzum görmüş değildir. laşılır. Sırça köşk hikâyesi A mme davacısının bu nüshada üzerinde durmak istediği 7 nci sahifede çıkan Sırça köşk hikayesiyle Vekilin gaze- tesi başlığını taşıyan yazıdır. Sırça köşk hikâyesi Zafer ga- zetesindeki bir yazının başlığıdır. Zafer'e göre Dünya / suça köşkte oturduğu halde başkalarına taş atmaktadır. ile meydana geldiğini iddiaya başlamıştır. hu hareketini begenmıyor ve huzun verici buluyor. dıyor, iktidarın resmi organ düşen nerede bir yı u bir tehdit vasıtası olarak kullanmak degı gazetesi bu muvazaa karşısında susmağa devam edecekti». yazı su cümlelerle bitiyo «Mer Münevverler niçin Demokrat Parti- den uzaklaşıyorlar diye.. Içındekı idealistler niçin bir ke- nara çekılıyorlar diye.. Niçin bir zamanlar Demokrat Parti- ülden destekleyenler artık ona küskündürler diye, uzaklaşmasınlar küsmesinler? Bunca gayret ve emek ve fedakârlık bir Mükerrem Sarol için miydi?» ak ediyorlar: 25