İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Tasarıyı hazırlayan komisyon Talimatı yonun hâkim olduğu bir iktisadiyatta memnuniyetle karşılanacak bir durum değildir. Çünkü böyle bir devrede kre- di musluklarının iyice sıkıştırılması ge- rekir. Sanayi ve maden kredileri için 9 aylık reeskont müddeti belki bu sektör senetleri için uygun bir müddet olabi- lir amma Merkez Bankasının milyarları aşan ticari ve zirat senetleri yanında ye- ni ihdas edilecek olan senetlerin Mer- kez Bankasının portföyünü ne derece kabartacağı herhalde üzerinde düşünül- mesi gereken bir keyfiyettir. İşte bu bakımlardan Merkez Bankası kanununun değiştirilmesi daha doğrusu üzerinde günün ihtiyaçlarına uydurulmak uzere tadıller yapılması bizce çok ehem Çünkü yapılacak tâdiller 1ktısad1 hayatı muvazene ve inkişafa götürmek- ten daha çok içinde bulunduğu ahenk— sizliği artıracak mahıyettedır nasebetle 1870 senesinde Fra reyan etmiş bir hâdiseyi hatırlamakta fayda vardır. Üçüncü' Napolyon Sedanda esir dü- şüp Paris «yapam, tır» diye cevap verir. u memleketin para yoluyla iktisadi haya- tının muvazene halinde tutulabileceği- nin ve paradaki istikrarsızlığın bir mem- leket ekonomisini ne dereceye kadar tahrip edebileceğinin acaba bundan daha beliğ ifadesi var mıdır? Durum 20 nci asrın ortasında daha Bankası gösterdiği titizliği bugünkü Umum Mü- dürler daha da fazla göstermelidirler. 12 vekil verdi Iran Yabancı sermaya peşinde — İran Maliye Vekili Âli Amini, İrana yabancı sermayenin gelmesini kolay— laştırma gayesini güden bir kanun lâ- yihasını Meclise getirmiş bulunmakta— dır. İran Maliye Vekiline flöre, petrol meselesi halledıldıgınden ve memleket— te asayiş sürdüğünden dünya- nın başlıca kapitalist memleketleri İra- nın kalkınmasına — iştirak etmek üzere sermaye yatırmak arzusundadır. Kanun lâyihasının ihtiva — ettiği hükümler şu noktalar' etrafında toplanmaktadır: 1 — Sermaye nakdi veya ayni ser- maye şeklinde Irana girebilir. 2 — Yabancı sermaye yerli serma- yenin istifade ettiği bütün imkânlardan istifade edecektir. Başka bir tâbirle yer- bancı sermayeler aynı rejime tâbi tutulacaktır. 3 — Yabancı sermaye faiz ve ka- zanç tutarının yüzde 90'ını kendi mem- leketine — nakledebilecek, geriye kalan yüzde onunu ise teminat akçesi olarak Iran Devlet Bankasına yatıracaktır. İrana yatırım yapma imkânı İranlıların yatırım yapmalarına müsaa- de eden memleketlerin vatandaşlarına tanınmıştır. omşumuz İran orta-doğu memle- ketlerinin hemen hemen hepsi gibi ikti- saden az gelişmiş bir memlekettir. İkti- saden az gelişmiş her memlekette oldu- ğu gibi burada da bir sermaye kıtlığı var dar. Sermaye ise herkesçe bilindiği gibi her kalkınma arzusunda olan memle- ketin, başta gelen ihtiyacıdır. Tabii ser- vetleri bakımından oldukça zengin olan Iran bu asrın başlarında dahili infilâk- l1 motor nayiinin inkişafından sonra petrollerinin — işletilmesini yabancı şir- kedere imtiyazlı olarak vermişti. Daha dün denecek kadar yakın bir tarihe ka- dar İran bu en büyük milli servetinin is- letılmesınden pek az hisse ahyordu Mu— ların da mevcut olması gerekır Bunla- rın başında emniyet gelir. Iran iki ba- kımdan emniyet telkin etme durumun- . Bunlardan birincisi millileştirme veya devletleştirme cereyanının tekrar doğmayacağı, ikincisi ise Iranın dış niyetinin sağlandığı. Ama yıllar iktisat siyaseti' adı verilmiştir. mek oluyor ki İrana yabancı sermaye- nin gelip gelmiyeceğini ayin edecek husus İranın milletlerarasında siyast bir rekabete mevzu teşkil edip etmemesine bağlıdır. Hindistan Rus yardımı Hindistan —Hükümeti —Rusyanın Hin- istanda senede bir milyon ton çelik istihsal edebilecek takatte bir çelik fab- rikası kurmasına mütedair teklifi sip itibariyle kabul etmiştir. de Hindistan mümessilleri birkaç haf- tadır Hindistanda bulunan Rus müte- hassıslarıyla temas edecekler ve bir mu- tabakata varmak üzere — müzakerelere bağlıyacaklardır. mütehassıslarıyla — müzakereler Rus başlamak üzereyken Hindistan mümes- silleriyle İngiliz müteşebbüsleri da aynı mevzu üzerinde görüşmeler ce- reyan etmiş ve Nehru Hindistannın her iki teklifi de kabul edeceğim beyan et- miştir. Zaten Nehru — önceden yardım teklifleri nereden gelirse gelsin Hindis- tanın bunları kabul edeceğini söylemiş- di Rusya ile Hindistan, Hındıstan ile İngiltere arasında, Hi an'da Çelik sanayimi kurma 'hususunda cereyan e- takip münasebetlerin, dış politika mülâhaza- larının memleketlerin iktisadi münase- betlerinde ehemmiyetli derecede rol oy- nadığını görmek tekrar mümkün olu- Bilindiği üzere Hindistanı idare e- den Devlet adamları kapitalist alemle komünist âlemin yanyana «coexistence» yaşıyabileceğini iddia etmektedirler. Nehru da bu fikirdedir, onun içindir ki AKİS. 15 OCAK 1955