SAROL DAVASINDA MUDAFAAMIZ B asın işlerini tedvire memur Devlet Vekili Dr. cmuamızın sahip v harririmizin avukatı Faik Ahmed Bu müdafaayı, aşağıda aynen bulacaksınız. Faik Ahmed Barutçu Müdafaa avukatı Muhterem Hâkimler! S avcılık makamının iddialarını ve müdahil vekilinin de tefsırlerını geçen celsede dinlediniz. Dâvayı ve ithamı biliyor: C_umhurıyet Savcısı 25/11/954 tarihli iddianame ile: «AKİ ecmuasının Ekim ve Kasım ları zarfında ya- yınlanan 21, 24 25 27 ve 28 saydı nüshalarında Devlet Vekili Dr. Mükerrem Sarol tarafından çıkarılan Türk Sesi gazetesi için 11koku11ara abone kaydolunması hâdisesini vesile edip sıfat ve hizmeti dolayısiyle mumaileyhin iti- barını kıracak ve şöhretine zarar verebilecek şekılde neşri- yatta bulunulduğunu» iddia ederek mecmuanın Yazı işleri- ni O tarihlerde fiilen idare eden ve aynı zamanda AKİS ortaklığı adına imtiyaz sahibi bulunan müekkilim Metin Toker'in duruşm: asının icrasiyle 6334 saydı kanunun birinci nin ilk ve son fıkraları ve Türk Ceza Kanununun 80 inci maddesine gore cezalandınlmasını ve ımtıyaz sahibi sıfatiyle de hakkında adı geçen 6334 sayılı kanunun 5 inci maddesinin uygulanmasını istemiştir. e davacısı, bu 1dd1anamede mübhem bıraktığı dâ- vasının isbat unsurları hakkında da duruşmanın ilk celse- sinde şu açıklamada bulunmuştu. «Suç kon olduğu ileri surulen nüshalardaki yazılar açıkça galiz ve mustehcen kutîırlerı ihtiva etmemektedir. cak 6334 sayılı kanunun birinı sine giren Suç- larda bu kabil elfazı galize ve hatta alelumum Türk Ceza AKİS, 15 OCAK 1955 Mükerrem Sarol'un muvafakatile Ankara Müddeiumumiliği tarafın— Başmuharriri Metin Toker aleyhinde açılan dâvanın üçüncü — celsesi yapılmıştır. Bundan evvelki ıkı celsede müddeiumumi ile davacı vekılmm iddiaları dinlenilmişti. Barutçu müdafaamızı okumuştur. Son celsede başmu- Kanununun hakaret ve sövme fııllerınde aranması mutad olan unsurların dahi tamamen vücudu meşru i Yazılar müteselsil bir mahiyet arzetmekte, liği ile alâkalı herhangi bir haber ve hâdise ele alınarak iğneleyici bir şekilde sistematik olarak neşriyat yapılmak- tadır.» Bu bakımdan tetkike şayan olan bu neşriyat «Türk Sesi gazetesi ve dolayısiyle o zamanki sahibi bulunan Devlet Vekili Sarol'un şöhret ve servetine zarar verebile- cek mahıyette olan bir yazı vasfım taşımakta» ve «hep aynı mahiyetteki ima ve iğnelemelerle 8334 saydı kanunun bi- istinad ettiği faraziyeleri belirtmiş oluyordu. — Sayın avcının geçen celsedeki tafsilâtlı beyan ve iddiaları ise bu dâvanın mecazi «lan delillerine müsbet bir unsur ilâve etmemiştir. Ancak iddianamedeki 6334 sayılı kanunun bi- rinci fıkrası yerine bu defa başka bir suçun mevzuu olan aynı maddenin 2 num aralı bendinin hadiseye uygunluğu ileri sürülmüştü bu da vada sonuna kadar muhafaza edılen bır tereddudun ıfadesı olabilir. Amme davacısının son mütalâalarına göre, «Devlet Vekili Mukerrem Sarol'a, —makamının nüfuzunu suiistimal ederek sahibi olduğu gazeteye fazla resmi ilân verdıgı ve bu gazeteyi ilkokullara resmen abone kaydettırdıgı husus- ları isnad edilmiş bulunmaktadır.» Bu isnad ise, «Afaki mâ- na ve mahiyette şöhret kırıcı ve servete zarar vericidir.» (Gö- rülüyor ki servete zarar vermek iddiası da dâvaya sonradan ilâve edilmektedir. İşte iddia makamının talep ve iddialarının hülâsaları bunlardır. İddianın istinad ettiği dehllerı teferruatiyle tah- lile girişmezden evvel, müsaadenizle burada, müdahil veki- linin, savunmasına da kısaca bir göz atalım Demokratik küfürler S ayın Apaydın, daha evvel, bize bu dâvaya niçin iltihak etmiş olduklarının sebebini anlatmıştır. İzahlarına gö- re, «bu dâva demokratik bir anlayışın ifadesi altında açıl- mıştır. Hedefleri bir şahsın mahkümiyeti değild uanın neşrıyatında temsil edılen tecavüz isnad zihni yetinin mal hk” etidir. Dâvanın hukuki cephesine gelin- Cö; uda vekıh «AKİS mecmuasımn yeni bir hakaret usulu» ihdas ettiğine kanıdır «AKİS mecmuasının yazıların— da gerçi galiz kelimeler yoktur, küfürler de Tulmuyor ancak yazılarda kufîır zıhnıyetını hâkim kılarak kelımelerm ve cümlelerin mânası itibariyle şeref ve haysıyetlere teca- vüz ve isnadlar vardır», diyorlar. Tanf ettikleri bu «küfür zıhnıyetıyle tecavüz» sucunun debilerini meydana çıkar- için de mecmuanın iki aylık yazıları üzerinde ince tet- kık ve derinliğine taharrilerden sonra bulduklarının veciz şekilde adını koyuyorlar: Demokratik küfürleri İşte, müdahil vekili de bu farazi küfürlerin suçlandırıl- masını istemektedir. Fakat acaba, hangi akustik içinde sa- dalandırılmak istenirse istensin yani ister devamlı iğneleyici neşriyat ister demokratik küi fürler densin, bu yazıları de- memle ketlerın kanunlaı'ından 1ktıbas edilen ge- : a mümkü Dâvanın ruhu bu ktadadır 6334 saydı kanunun cevaz vermediği ve 1crasını suç addettiği hususlar hangileridir? Kanunda yazdı olan tecavüz ve hakaret suçlarının belli un- surları yok mudur? Sübjektif kanaatlerl mi bu suçlar ta- ayyün eder? Ve gerçekte AKİS'deki yazılann mahiyeti ne- dir? Yoksa 6334 sayılı kanunun yenı bir politik adalet ge- tirdiği mi farzolunuyor? 19