6 Kasım 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

6 Kasım 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ahmed Gürkan "İnsan — karısını Gürkan bu neviden teklifler yapmakla şöhret kazanmıştır. Zaten bu parlak fik- rin ondan başka birinden gelmesi he- hemen imkânsızdı. Tokalın bu meşhur mebusu bu sefer evlenme ve boşanmaların süratlendirilmesi, — kolay- laştırılması yolunda bir teklifte bulu- nuyordu. Evlenmek isteyen kimseler çok uzun zaman beklemek zorunda kalıyor- lardı. Bir takım garip ve münasebetsiz âdetler, usuller vardı. Meselâ bunlardan biri kagıt asılmasıydı. Kâğıtlar tam iki hafta askıda kalıyor, çıft bu sırada ev- lenemiyordu. Buna ne lüzum vardı? İki kışı evlenmeye niyet etti mi, nikâh dai- resine gitmeli ve hemen evlenebilme- liydi. Evlenmek zordu da sanki boşan- mak kolay mıydı? Ne gezer. O bam- başka bir âlemdi Hâkimler ayrılma ka- ran vermek için insanın anasından em- diği sütü burnundan getiriyorlardı. Hal- buki zorla güzellik olabilir miydi? Biri karısını istemezse, kim ne karışabilirdi? Mahkemeye müracaat eder etmez hâ: kim derhal boşanma kararım vermeliy- di. Mademki demokrasi vardı, bu evle- nip boşanma işleri de kolaylaştırılma— lıydı. Teklif, Ahmet Gürkandan başka kimden gelırse gelsin mutlaka komüniz- min bilhassa —ilk yıllarındaki Rusyayı hatırlatırdı. Fakat Ahmet Gürkan ismi atıra başka şey getirmektedir. — Bu, Medeni Kanundan evvelki kanunları- mızdır. Ahmet Gürkan diyor ki herkes ıstedıgı gibi — evlenebilsin, ği gibi boşanabılsın Bir tek şey teklif etmiyor: İmam nikâhı ve «Boş ol'» sÖ- zünün İadei itibarı. Bakalım onu da teklif edecek çıkacak mı? Demokrasi Bir kahramanın sonu B undan tam dokuz yıl evvel, Türki- yede tek parti devrinin en sıkı gün- AKİS, 6 KASIM 1954 çabuk - boşayabilmeli" lerinde Büyük millet Meclısınde hürri- yet âşıkı bir ses yükseliyo Za- mana kadar alışılmamış laflar söylüyor, görülmemiş derecede — şiddetli tenkid- lerde bulunuyordu. Müdafaa ettiği tez, Türk milletinin artık demokrasy vuşturulması lüzumu 1htıyac1 idi. İş- lerin iyi gıtmedıgını söylüyı Milli Şefi olmasa bile onun hukumetını it- ham ediyordu. Evet, tek parti devrinin en sıkı günlerinde bu davranış görül- muş, işitilmiş şey değildi. Gerçi sonra- enkid hürriyeti ilk olarak memle- kete gelıp yerleşti ama birinci adıma at- hiç şüphe yok hakiki bir kahra- . Bu kahramanın adı Hikmet Denilebilir. ki Demokrasi devrimizin ilk mücahidi odur. Aradan seneler geçti. Seneler ve hâdiseler.... Demokrat Parti kuruldu. YURTTA OLUP BİTENLER onun bağımdan bir Millet Partisi çıktı Cumhurıyet Halk Partisine karşı birleş- miş olanlar ayrıldılar, hattâ aralarına rekabet, — düşm, lk girdi. Bu arada Hikmet Bayur anlış ata oyna_mıştı. Mareşal Fevzi Çakmak ve Kenan Öner- le beraber Millet Partililerin başına geçmiş, elinde kalemi bir yandan İs- met İnönüye, diğer taraftan Celâl Ba- yar ve Adnan Menderese alabildiğine hücum ediyordu. Tezi — değişmemişti, daha çok hürriyet, daha sahici demok- rasi istiyordu. Bunları ne İsmet İnönü temin ediyordu, ne de Celâl Bayar ve- dnan Menderes temin edebilirdi. Aradan yine seneler geçti. ve hâdiseler... Demokrat Parti iktidara geldi, Hıkmet Bayur kendi partisi için- de hüsrana uğradı, istifa etti, cağını bilmez bir hal al de üstüne binmişti. Evvelâ hâtıralarım Cumhurıyet gazetesine — sattı, — sonra müstakil aday etiketiyle — Demokrat Partinin hstesınde yer aldı. Artık Celâl yal Menderesin özlediği humyetı getırdıklerı kanaatıne vasıl ol- muş bulunmalıydı. Nitekim 2 Mayıstan sonra Meclis açıldıgında hükümet prog- ramının arkasından söz aldı ve son do- kuz sene içinde söylediklerinden bam- başka şeyler söyledi. Aa! Herkes hay- retler içinde kaldı. Konuşan adam, o hürriyet mücahidi Hikmet Bayur muy- du? Yıllar zavallıyı ne hale getirmişti.. İktidarın hoşuna gitmek için nutuk ver- diği her halinden, her kelimesinden bel- liydi. Dınleyıcıler hükümlerini vermek- te gecıkm ediler: Hikmet Bayur artık si- yasi hayatta bir şahsiyet olmaktan çık- mıştı. O günlerdeki gazetelere bakınız Hepsinde aynı kanaati bulaca! Hattâ AKİS, büyük bır hülüsu kalb ile kendisine şu atasözünü hatırlatmıştı: «Söz gümüşse, süküt altındır». Hikmet Bayur hiç olmazsa susabilirdi. Onu bile yapmadı. Yazık oluyordu, Bari orada kalsaydı. Hayır! Seneler 1 Geçim derdi Esbak Hürriyet kahramanı Hüsnü Alkışlamayan adam Yaman

Bu sayıdan diğer sayfalar: