İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Tarık Gürerk Altın sevmiyor «İkramiyenin ikisi de çıktı efendim..» Vakıflar Bankası —yeni kurulmuş, geniş faalıyet gosteımış bir banka— al- lın ikramiyeleri rağbet — etmiyordu. Bankalararası komısyonda bulunan ban- a umum müdürü Tarık Gürerk, banka- sının bilhassa bu türlü keşidelerden ka- çınmasım prensıp olarak ortaya koy- muştu. — Tasarruf mevduatını arttırmak için başka usullerı denemek istiyordu, bunlardan birisi «Ümür boy Ankara'ya ikramiyesi vatandaşa elli yaşından son- rTa <<emeklılı maaşı gibi aylık gelir te- Vatandaş bankaya ne ara yatırmış ise, çekilişte ka- zandığı takdirde, elli yaşından itibaren her ay bankadan bu miktarı alabiliyor- azanan vatandaş elli yaşından genç ise, hesap yapılıyor kendisine ellı İ Olumu halınde varisle- rine geliri intikal ediyordu. yola gıtrmyecek 1st1kbalın1 ga- nen bankanın hesaplan da fikri kuvvet- lendirecek bir yolda inkişaf etmiş, ömür boyunca gelir ikramiyesine yüksek sa- yıda Vatandaş iştirak etmiştir. Ömür boyunca gelir keşıdesı yapı- lırken Tank Gürerk diyordu midimiz odur 1li, bu planla— rTIMıIZ tasarmfun terbıyetkar faziletine yakışır bir vasfı haiz bulunacaktır. Biz, 16 memlekette tasarruf terbiyesini ve iti- yadını telkin edecek ve geliştirecek me- todlu çalışmalara ihtiyaç olduğu kana- atindeyiz.. Bu sözlerin manası ve istihdaf et- tiği gaye ortadad kıflar diğer bazı bankalar bugunku keşıde usullen nin mam aleyhindedir, tasa ruf mevduatının artmasını bu keşidelere baglamamak icap ettiğini 1fade et ek- n için bankalararası bu tarz mücadele rdır tasarruf mevdua tının temini ıçın apılacak işler ve ter— tiplerin her şeyı önce <<terbıyetkar» olması ıstenılmektedır Bundan ba!: bazı bankalar tasarruf mevduatının tışındaki tek sebebin keşideler olmadı ğını ileri surmektedırler ve memleketin 1kt1s di — kalkınmı bu gelişmede mühim bir unsur oldugunun kabulünü 1stemekted rler. Şimdi bankalar bu yolda çalışacak- lardır. Bu, bir şart olarak belirmekte- dir. Şaıtn bankalar tarafından — halka ne şekılde aksettırılecegı ne gibi usul- ler bulun şüphesiz he rkesın me- rak ede! cegı bır mesel d ir. Ömür boyun- ca gelir bu yeni yolun ilk aksidir. Dış temaslar Vakitsiz münakaşalar B aşbakan Adnan Menderes Almanya seyahatinden döneliberi bu seyaha— tin sağladığı menfaatler üzerinde mü- nakaşalar aldı yürüdü. Gün geçmiyor ki muvafık ve muhalif gazetelerde ve hat- tâ Deutsche Wirtschaftszeitung ve Der Spiegel gibi bazı Alman dergilerinde hâlâ mezkür seyahatin yankılan devam etmesin. Eğer Türk ve Alman gazeteci- leri Başbakanın — Almanyayı zıyaretım müteakip yayınlanan resmi tebliği di katle okumuş olsalardı bu derece uzun ve yali münakaşalara giriş- mekten sakımrlardı Başbakan doğrudan doğruya Almanya'ya Almanya'dan Kre- di, sermaye istemeye veya transferi ya- pılamamış olan borçlarımızın her hangi bir şekilde bir hal tarzına bağlanmasını talep etmeğe gitmemiştir. Başbakan Al- Alman Şansölyesinin — Mart tisadi hayatımızın kurmaylarım — Alman iş ve devlet adamlariyle temasa getir- miştir. Zaten Başbakanın Almanyayı zi- yaret ettiği sıralarda Şansölye Adenauer Londra'dan yeni dönmüş ve üstelik Al- manya için tarihi ve şerefli vazifelerle tavzif edilmiş bulunuyordu. — Başbakan Türkiyeye döner dönmez o da Patise gitti. Şimdi de Amerika'da bulunuyor. Memleketimizde bir kaç gündenbe- Ti Alman s ayıının temsilcileri var; ba- kim: anayii mümesilleri de Tür kıye de bulunu or. — Oldukça kalabalık bir A]mnhyetınn 15 Kasımda An- karaya — geleceğinden bahsolunuyor Onun için asıl tenkidler ve söylenecek sozler Almanlarla — Ankarada apılacak şmelenn sonunda yapılmalıdır. Zi- a şımdı öylenen sözlerin hiç bir kıy- meti yoktur. Almanyayla olan meselele- rimizin halli Almanya'da, Ankara görüş- melerine bırakılmıştır Mesele bu iken söylenen sözler, aşındırılan kalemler ve sarfedilen kâğıt- lar mevzudan uzak bir sahada semere- siz ve faydasız münakaşalarda — israf edılmektedır Tenkid elbette demokra- mevzuunda Ankara ticesini beklemeksizin yapılan münaka- şaları pek erken ve hattâ biraz da yer- siz buluyoruz. Serinkanlılık ve ağırbaş- lılık her dâvada olduğu gibi iktisadi me- selelerm hallinde de çok önemli rol oy- Bunu ne unutabiliriz, ne de bilme- mezlıkten gelebiliriz. Taleplerımızde ve teşebbüslerimizde muvaffak olmak isti- yorsak herhalde nerede ve ne zaman, nelerin istenebileceğini bilmemiz gere- kir Dış temaslara doğru Yola çıkış AKİS, 6 KASIM 1954