MU Orkestra İstanbul ve Ankara onser mevsimi süresince her onbeş K günde bir büyük bir kalabalık, sen- fonik musiki dinlemek için, İstanbul'un Taksim Belediye Gazinosuna toplanır. İstanbul Konse rvatuarının kons rleri bu salonda verilmektedir. Bir gazino salonu «alaturka» konser için uygurı bır dekor teşkil edebilir. Nitekim Konservatuarın «Türk musikisi» konserlerı de bu sa- rir ve bu büyük ihtiyacın ne zaman gi- derileceği de «hastahanelerimiz ihtiya- ca yetmezken konser salonu da ne olu- yor?» demag()]ılerı arasında Allaha kal- mış bir iş gibidir. B ümitler de, ne zaman biteceği bılınmeyen opera bina- sıdır. zar konserlerinin saati — sabahın 11 ıdır Musiki dinlemek için hiç de el- verışh olmayan bir saat. Hele, Pazar sabahının raha tinden ve mahmurlu- ğundan kurtulup da bir tatil günü için sabah karanlıgı denebılecek bir vakitte musiki dinlemeğe gitmek için cidden fedakâr bir musikisever — olmak gerek. Bununla beraber salon çok defa hınca hınç dolar ve hatta yer kavgaları olur. Sevinilecek birşey (kavga için — değil tabii). Geçen hafta — Pazar sabahı, mev- simin üçüncü batı musikisi konseri ve- rildi. Burada, Ankara orkestrasıyla bir kıyas derhal akla geliyor. Üçüncü kon- ser demek, İstanbul Şehir Senfoni Or- kestrasının bir buçuk ay önce yeni mev- simi açmış olması demektir. Halbuki, geçen mevsimi. İstanbul'dan çok daha önce kapayan Riyaseticumhur Filarmo- nı Orkestrasında henüz bir hareket yok— Dünyanın her yerinde senfon kestraları yaz gelınce yeni bir faalıyet devresine girerken, çeşitli musiki festi- vallerine iştirak ederken izim yedi aya yaklaşan bir i tatili yaparlar. Bu zaman zarfında taze tif maddelerin tıpta, biyolojide, zi- raatta, endüstride ve çeşitli araştır- ma İlaboratuarlarında kullanılmasın- da bu zararlı tesirlerin bilinmesi zaruridir. İnsan vücudünde, radyasyon miktarına, dozuna şu hastalıklar kendini göstermekte- dir l. Lökopeni azal- ması) 2. Saç ve lal dökülmesi, lar (lökositlerin yanık- 3. Sterilite (kısırlık) 4. Mütasyonlar — (birkaç sonra kendini gösterebilir. 5. Kanser (10 - 15 sene görülebilir.) nesil sonra AKİS, 6 KASIM 1954 kuvvetler kazanmış, — sanatlarında yeni merhalelere mi ulaşmışlardır? Bunu ya- landa, eskimeye başlayan yeni mevsime girdikleri vakit göreceğiz Diğer taraftan lstanbul Orkestrası, Ankara Orkestrasına nisbetle, iyi musi- ki yapma yolunda birçok manilerle kar- at karşıyadır. «Devşirme» diye vasıflan- dırılabılecek bir gruptur; kadrosu ta- değildir; bazı eserleri eksik ent- rumantasyonla çalmağa — mecbur kalır- lar ve bu orkestrayı teşkil eden sanat- kârlar, Ankara orkestrası — mensupların- dan daha üstün sanatkârlar değillerdir. Bununla beraber İstanbul Şehir Senfo- ni orkestrasının çok defa Ankaralı mes- lekdaşlarından daha iyi musiki yaptığı, hatta bazan Avrupa orkestralarıyla kı- yas edilebilecek icralar çıkardığı aşikâr- dır. Ankara'nın koca — Riyaseticumhur orkestrasının ise ekseriya amatör toplu- lukları arattığı bilinmektedir. — Sebep: orkestra şefi farkı.. İstanbul orkestrası, Cemal Reşit Rey'n idaresindedir. Cemal Reşit, memleketimizin en iyi şeflerinden biridir. Ankara orkestrası Haymo Tae- uber idaresindedir. Taeuber, — Avrupa- nın orta kalite şeflerinden bırı dahi değildir. sene Riyaseticumhur Filar- moni orkestrası şefliğine tâyin — edilen Haymo Taeuber'in idaresi altında or- kestra, <«perişan» kelimesiyle anlatıla- bılecek bir duruma düşmüştür. Bu se- bu sene artık kont- gene orkestranın başında anlaşılması, sanat mühitlerinde - ve orkestra Üyeleri arasında - karşılanmıştır Mamafih, bu bir bala- ma belkı de iyi olmuştur. Zira Taeuber'i müdafaa için, on muhitine ve orkestramızırı hususiyetlerine alışa- mamış oldugu soylenmekteydı lntıbak için gerekli zaman geçmi: simde de Taeuber geçen senekı çehre— e - bir kalacagmm teşkil ediyorlar - kozları kuvvetlenecektir. Taeuber'e ikinci bir fırsat — vermekle göze alınan büyük Trisk, bir konser 6. Nekroz (kemik gangreni) 600 röntgenlik bir doz (yani, aşağı yukarı, 1 gm. radium dan çı- kan filtre edilmiş y - ışınlarının 10 7 saat içinde hasıl etti- radyı Atomik radyasyonların bir yer- de varlığını his organlarımızla duya- nlayız; bu sebeple, hiç farkında ol- madan vücut zararlı dozu almış ola- bilir. O halde bu zararlı radyasyon- lara karşı korunmada takip edilecek ilk adım, herhangi bir yerde bu rad- yasyonların varlığını ve dozunu tes- bit etmektir. Bunun için de, radyos- yon ölçme cihazları kullandır, İnşallah değer. orkestran bir şef buhranı içindeyken geçen hafta verilen konser- de, şeflik tecrübesi mahdut bulunan ve daha koro idaresine inhisar eden Mu- hittin Sadak, İstanbul Şehir Orkestra- mevsimidir. sını idare ediyor ve Ankaralıları — kıs- kandıracak neticelere varıyordu. Kon- serin ilk kısmında bir Haydn senfonisi (Londra senfonilerinin beşincisi), Schu- bert'in Bitmemiş'i ve Rossini'nin Sevil Berberi uvertürü vardı. kıyaslayacak durumda oları— Ankara orkestrasının bu eserleri ancak istisna kabilinden bu — seviyede çalabılecegı kanaatine vardılar. i kısma İstanbul Şehir Koro- su 1ştırak edıyordu Programda Beetho- ven'in Fidelio'sundan Mahpuslar Koro- su, Brahms'ın Nanie'si ve —Wagner Tannhauser'in Davetliler Korosu.. Ankaralılar birinci sınıf bir koro- ya (Devlet Operası Korosu) malik bu- lundukları halde yirmi — senedenberi kaç defa koro konseri dinlemişler- dir? Üç veya dört değil mi? O da, Ata- türk Oratoryosu, Yunus Emre Orator- yosu gibi fevkalâde bir fırsat olacak da Opera Korosu mensupları inleye sızla- ya bir konser verme azabına (!) katla- nacaklar. İki şehrin musiki hayatını kıyasa şimdilik devam etmeyelim. — Neticeler hep Ankara'nın aleyhine çıkıyor. Opera T osca ve münekkitler f stanbul'daki Hamlet temsili için oldu- ğu gibi, Ankara'daki Tosca temsili hakkında da münekkitler — uyuşamadı- lar. Şu farkla ki, Hamlet temsilinin aleyhinde olanlar ekseriyetteydi. — Tos- ca'nın ise lehinde olanlar.. Zafer'de yazan Orhan Remzi Yü- reğir, gördüklerinden — ve duydukların- an hiç memnun kalmamıştı. «Tosca, Devlet Operasında zayıf bir kadro ile temsil edildi, fakat gene de alkışlandı Fa ben ızlere Tosı dolayısıyle seyirciyi kalayc avlayaca— ğını söylememiş miydim?» diyordu. Yür egıre göre Tosca rolündeki Leyla Gen hareketlerini, etvarı- nı alabıldıgıne dramatıze eden, ü madiyen mubalagalı jestlere kaçan Üs- telık sesini renksizleştiren bir sanatkar» Scarpia rolünde Vedat Gürten ise "sa- dece kostüm ve perukadan ibaret" idi. ı'nın İsmail Hüsnü imzalı yazarı temsilin lehindeydi; — yalnız or- kestrayı bir «Mickey Mouse Orkestra sına» benzetiyordu. Aynı gazetenin ti- yatro yazarı da, keza, — methiyekârdı. Üstelik temsili beğenmeyenlere — çatı- yordu. Forum,da İlhan Mimaroğlu, «Dev- let Operasında Tosca, lâyık olduğun— dan daha iyi oyunculara ka vuşm ştu Toplu muvatîakıyet İ ve solistler sayesinde zevkle, takip edilen bir opera diyor ve Leyla Gencer ile Vedat Gür- ten'i methediyordu. 29