havarisidir. ve bu bakımdan — meşhur Gandhi'nin yerini tutmuştur. Şiddet politikasına şiddetle aleyhtardır. Muh- telif rejimlerin — aynı dunyad'a kardeş perçınlemek gayesinden başka bir gaye gütmem ydi. pakta Pakistan ve İngiltere dahil, bir çok memleket girmişti. Tabii Çin yok- tu. Doğrusu istenilirse paktın Rusyadan gelecek bir tecavüze karşı olduğu ka- dar Çinden gelecek bir tecavüze karsı da olduğundan şüphe edilemez. Şimdi, buna karşı bir blok kurmak gerekiyor- du. Yeni bloka kim gıreblrdi" Çin, Bırmanya ve Hındıst ! Nehru. Peipi te yaptığı muzakereler esnasında boyle bir plâna temas olunduğunu inkâr et- memiştir. Fakat ilâve ettiğine göre şim- dilik bu bir tasavvurdan başka şey de- gıldır Zaten Hindistanın kanaatince Doğu Asya Paktı Cenevrede va- rılan kararlarm getırdıgı sulh havasına ortalama politikasına devam içip muh- tariyetini ve hareket serbestisini sıkı sı- ıya muhafaza etmek istediği anlaşıl- maktadır. Buna Trağmen Attlee'den sonra Nehru gibi bir siyaset adamının da ko- münist Çin idarecilerinde emperyahst temayuller gormemesı memnuniyet ve- rici bir haldi Tabii, aldanmadılarsa.. Daha doğrusu aldatılmadılarsa Onlar der lerse desinler, her halde rika henuz kızıl Çini tanımak niyetinde değildir. Batı Avrupa İş artık meclislerde gün, Batı Almanyanın merkezi Bonn şehri mutad günlerinden bi- rini yaşadı. Ne sokaklara taklar kurul- Ş ağızlarında almışlardı, ne mektepli çocuklar yollara dizilmişlerdi, ne de jandarma kuvvetle- Bonn şehri rınden biri- Doğrusu istenilirse bu gibi parlak fikir- lerin bizden başka kimsenin hatırına geldiği de yoktur ya.. Batı Almanya Başvekıh tayyaresin- den indi, kendisini karşılaması lâzım- tarafından yere sessiz sedasız gitti. rikadan bir kahraman olarak dönüyor- AKIS, 6 KASIM 1954 Yeni Sulh için çalışacak du. Amerikalılar devrin bu en mümtaz politikacısına hiç kimseye göstermedik- leri iltifatı göstermişlerdi. Dr. Adenauer bu se yahati Almanyanın ıstıklalıne tek- kavuş yolu d Amerikanın gös- d bü yuk zahe etten dolayı Amerıkalılara teşekkur maksadiyle yap- e borç para istiyordu, ne k edi. Bılakıs Londra ve Paris konferanslarının 1 numaralı adamı olarak Amerikalıların hayranlığını celbetmişti. Bu iki konferansın neticesinde va- rılan andlaşma andlaşmanın altına im- zalarını koy: dok memleketin par- Iamentolarına muş — bulunuyor. Eğer ümitler thakkuk ederse Aralık ayının sonuna kadar tasdik de edile- ceklerdir.. O zaman Almanyanın hem N.A.T.O. ya gırmesı katiyet kesbedecek ve Almanya bu teşkilâtın çalışmalarına fîjlen iştirak edecek mutasav- r Alman usunun kurulmasına ge- çılecektır Gerçı bu ordu adet 1tıbar1y— le bir ordu olmıya bazı tahdıdat altında bulunacak mılı tarist zihniyetin hortlamasına müsaade edilmiyecektir ama bir ordunun teşkili için müsaade çıktı mı, onu kontrol al- tına almaya imkân yoktur Geçen harp- ten sonra da Almanya işe ufak bir ordu DÜNYADA OLUP BİTENLER Alman Ordusu ile başlamış, fakat gönüllü askerlerin hepsi aslında birer subay gibi yetişti- rildiğınden Hitler dunyayı bır zaman— lar titreten ordusunu kurmakta müşkü- lât çekmemiştir. — Askerlik mecburiyeti kabul edilir edilmez ilk ordunun gönül- lüleri derhal «kadro» yu teşkil etmiş- lerdir. İşte, bilhassa Fransada Milli Mec- Başvekıl Mendes-France'ın bunu temın 1çın şimdiden tedbirler al- kaçmıyor. Meselâ Sosya- lıstlere altı bakanlık teklif etmesi bu- nun hazırlıklarından biridir. Eğer Milli Mecliste sosyalıstlerın desteğini temin edebilirse — işlerini - çok kolaylaştırmış olacaktır. Sosyahstlerın kabıneye girip girmeme il ama, andlaşması- nın tasdikine taraftar old kları sezılı— yor. Diğer parlâmentolarda andlaşm ların daha ko laylıkla tasdık edılmesı beklenmektedir. orkusu hiç bir yerde Fransada oldugu kadar kuvvetli değildir ve hiç bir millet Al- man şamarının acısını Fransızlar kadar tatmamıştır. t manya Başvekilinden sonra Fransa Başvekili de Washington'n res- 25