kiloda lstanbulun Hamdisi, rakibine na- sıikletin tahmini, Bustu» nün lstanbul yolculuğuna dair bir kaç satır. Netice mal_um, Ankara'nın isimsiz kahramanları İstanbulun — şöhretlerini aglup ediverdiler. Yalnız buna mağ- doğru değildir. Her ne (6 - 4) Ankara lehi- ne neticelenmişse de 81 kilodaki dutum İstanbulun aleyhıne tecelli ettiği için netice Ankara için 2 farklı bir galibi- fazla gelmiş ve keyfiyet Ankaralıların itirazı ile karşılanmıştı. Bunun üzerine müsabaka saatında ikinci bir parti ya- pılması teklifini kabul eden taraflar o zamana kadar intizar etmişler, fakat yapılan ikinci postada da Tayyarın ya- rım kilo fazla geldiği görüldüğü için tertip heyeti kararı ile Tayyar hükmen mağlüp ilân edılmıştı ltırazları nın ka- bul dılm diğini İstanbullular ringte çe kılm k uzere sahay terket- mışlerse de halkın devamlı protestosu karşısında — centilmenlik göstererek, bu maçın yâni 81 kilonun resmi neticesini kabul ettiklerini, fakat puvansız olarak hususi bir gösteri maçı yapılmasını tek- lif etmek suretiyle işi tatlıya bağlamış- lardı. İstanbul takımının emektar ring kurdu Tayyar tecrübesiz rakibi karşı- sında muhakkak ki takımına bır galıbı— yet kazandıracaktı. Nitekim hususi kar- şılaşmada Tevfik Kocabaş 1 ıncı ravun— dun bitmesini dahi beklemeden müsa- bakayı terketti. Çok çirkin olan bu ha- reket İstanbulun centilmenliği yanında Ankara için yegâne fena notu teşkil et- ti. Demek ki resmi netice 6-4 Ankara lehine olmakla beraber, hususi netice, yâni ring skoru 5 - 5 beraberedir. Ama her şeyin bir formalitesi olduğuna göre Tayyara verilen hükmen mağlübiyet yerindedir ve itiraz edilecek tek bir ta- rafı da yoktur. Müsabakaların teknik münakaşası- na gelince İstanbulun Hamdisi, Ulber- tosu, Ali Şahabı teknik bakımdan faz- lası ile hafif gölündüler; nasıl ki An- karanın Ahmet Akmanı, Tevfik Koca- başı, Abbas Boğası İstanbullu rakipleri karşısında zayıf kaldılar. Fuat Birol'u methetmişlerdi. Kemal Yalçınkaya karşısında sadece müdafaa seyrettiğimiz için hakkında hiç de iyi bir kanaat hasıl edemedik, Vural yine eski Vuraldı. Yalan doguşte bariz üstünlüğü, tekniği ve ları ile Turkıye Ringlerinde rakıpsız ol- duğunu isbat etti. Satılmış Varlık bey- nelmilel rakibi karşısında hiç de ezil- medi. Maçı sayı ile kaybetmesi de lehi- ne kaydedilecek en müsbet nottur. Orhan Tuş, yarının Vuralı olmaya namzet olduğunu gösterdi. Cidden zamanlarda şahane döğüşler Orhan, Türk boksunun ümididir. Niha- yet Lütfi Aktaş, Burhan Türker siklet- lerinde bariz bir üstünlük gösterdiler. AKİS, 6 KASIM 1954 SPOR Karakucak birinciliklerinin verdiği müjde Turkıye karakucak birincilikleri güreşimizin istikbali hakkında he- pimize ümitler verecek şekilde ka- Düşünün bir kere, defalarca milli formayı giymiş, yabancı rakip- lerini perişan etmiş bir çok şöhretli pehlivanımız, yeni yetişen, ismini cis- mini birçoklarının pek bilmediği ye- ni güreşçiler tarafından daha tasfi- yeye uğratılmış, finallerde de üzer- lerinde daha — ziyade taze dünya şampiyonluğu mekte olan bir çok as güreşçi- miz genç pehlivan kardeşleri ta- rafından finallerde — su — götürmez şekilde yenilmişlerdir. Ha- san Gemici, Hüseyin Akbaş, İsmet Adı, Adil Atan, Tevfik Yüce, Bekir Büke... Bunların hepsi dünya şampi- yonluklarında madalya kazanmış eşi- ne az rastgelinir kıymetlerdir. Şunun- la iftihar edelim ki, böyle dünya ça- pında kıymetleri silip süpüren birçok genç pehlivanı ha deyince hâlâ or- taya sürebilecek durumdayız, mem- leket bir pehlivanlar yatağı olmakta devam ediyor. Finaler için pek zah- metsizce bu hafta Fenerbahçe stadı- na topladığımız kırk pehlivandan başka memleketlerde baş tacı olacak tam beş takım yapılır. Bizde birbiri peşi sıra arslan gibi şampiyon ha- murlu genç çıkıyor. 1946 dan bu yana, dünyanın her tarafında, her şampiyonada bir- kaç altın madalya toplayan, bazan bütün birincilikleri toparlayıveren ta- kımlar bulup çıkardı isek, bunu peh- livanların kaynağı Anadoluya köyle— re, çayırlara el uzatmamıza borçlu- yuz. Bu memleket bugüne kadar köy meydanlarında nice şampiyonlar ye- tiştirdi ve köy meydanına gittikçe ne kabiliyetler bulup çıkardık. Bu peh- livanlar kaynağına alâkasız kaldığı- mız zaman, yeni kabiliyetler, yeni kuvvetler aramaz olduğumuz zaman, Basketbol 26i Dünya Basketbol Şampiyon 952 yılında spor efkârı umumiyesi- nin nazarları, iki defa Okyanusun öbür kıyılarına çevrilmişti.. -Dördüncü Dünya Futbol ve birinci dünya basket- bol şampiyonaları için, Geçen hafta Brezilyanın — merkezi hükümeti Rio de Janerio'da başla 1Ş bulunan 2 nci dünya basketbol şampi- yonası birinci — şampiyonanın revanşını teşkil etmektedir ve çekişmeli geçecek- tir. İlk defa Arjantin Basketbol federas- yonunun teklifi üzerine 1952 senesinde Buenos - Ayres şhrınde yapılan dün- ya basketbol şampıyonasına 8 memleket nımıyan Mısır son dakikada şampiyo- Tevfik ÜNSİ elımızdekılerden de layıkıyle istifade Nu en se rini resmi progra yerınde bir iş yapt Yeni bır güreşçi eslin ilk müjdesini geçen seneki ka- rakucak birinciliklerinde aldı Ge- çen şampiyonada ustaları zorlayan genç pehlivanlar bu sene kendilerin- den emin pehlivanlar haline gelmiş- lerdi. Fener stadındaki finalleri sey- redenler gelecek dünya şampiyonala- rı için Ay- Yıldızlı formayı guvenerek gıydırıp er danına süreceğimiz i gençlerle karşılaştılar a şampıy nunu yenen, bir dıgerıne ancak jüri kararı ile maglup ola oylu, en tecrübeli gu reşçılerı haklayan tosun gibi Mehmiı Çelebi, şampiyon, olmamasına rag— men Recep Baykal, Adil Atan, İbra- him Karabacak gibi mınderın Ve reş takımlarının hasretle, arayacakları mükemmel birer pehli- vandırlar. Ayrıca 125 kiloluk gövdesi e acı kuvveti ile tekrar kazandığı- mız Sadık Esen, demir gibi bir genç olan Mehmet Gocur, güreşin bütün inceliklerine vâkıf Nuri Abut, daha çok çekişmeğe namzet Ali Demir ve Nizamettin bu şampiyonanın büyük diğer ümitleridir. Bu şampiyonayı iyi müjdelerle kaparken federasyon her halde bun- dan sonra takip edilecek yolu bu- lup görmüştür. Bu defa şampiyonları terleten, onların sırtını yere getiren gençleri, bu müsabakalardan sonra yine kendi köşelerinde bırakmamak lâzımdır. Onlarla meşgul olmak ve mutlaka onları milli kadromuza dai- mi olarak kazandırmak en büyük va- zifemizdir. naya politik sebepten dolayı girmekten sarfınazar etmiştir. Bu pıyonanın yapılacağı - Ma- cacana Stadı in: ş aatı hummalı bir çalış- ma ile cak müsabakaların yapılacag gün tamamlanabılmıştır 1932 senesin- deki ilk ki şampiyonada Arjantin, favori olarak kabul edilen Amerikayı pek a basket farla ile mağlüp ederek dunya şampiyonluğunu kazanmıştı. Bir kaç ay sonra Helsinkide yapılan Olımpıyatlar— rin lüp ederek Olimpiyat şampiyonu olmuş- tu. Brezilyada yapılan 2 nci Basketbol ünya Şampiyonluğunun favorisi yine Amerikadır ve gelenek haline getirilen bir usule Ööre Amerika Basketbol takı- mının temsıl hakkı hususi kulupler bı- rakıldıgından bu seneki A mıllı basketbol takımım (Peoria s) ta temsil edecektir. «Peoria Kedileri» namı" 33