ya ve İngiltere gibi münasebetlerimizin durumu hakkında milletin alâka du ğu memleketler hiç anılmadı. Bir Türk dış politikasının ana hatları çizilmedi. Neler oluyordu, nereye gidiyorduk, Reisicumhur söylemedi. İktisadi durumumuz — hakkındaki sözler de tatmin etmiyordu. Bu duru Daha fazla rakam soylenebılırdı a politikamız hakkındaki iki cümle ise iktisat kitaplarında yazılı cümleler- den ibaretti. Evet, yapılan ve yapılacak işler anlatılıyordu, daha usu bunlar- dan bahsediliyordu. Ama bir plân ba- his mevzuu edilmiyordu. Celâl Bayar Demokrat Parti İktidarının dört senelik icraatını geçen yıl anlatmıştı Bunun tekrarına lüzum yoktu Bunlar, nutkun tatmin etmiyen kı- sımlarıdır. Fakat bir de üzen tarafı var- dır: Reisicumhur 2 Mayıstan bu yana lerin isabetli kararlar aldığım sözlerine ilâve etti ki, bu kararlar henüz Temyız tarafından tasdik edilmediğine — göre üzerlerinde — mütalâa serdetmek doğru değildi. Nihayet Reisicumhur 2 yıs- zar etmek gerektiğini de bildirdi. Nutkun bılhassa baş tarafları pek az alkışlandı. Yal hürriyeti evzuundaki görü len salonun en ar- ka sıralarından bırınde oturan Zühtü Hilmi Velibeşenin hararetle tasvip et- tiği görüldü. Son taraflarda ise bilhassa Libyadan bahseden kısım — heyecan uyandırdı. Bu sırada Libyanın Milli YURTTA OLUP BİTENLER Meclisin görünüşü İlk celseler hep kalabalık olur Müdafaa Vekili kordiplomatiğe ayrılan locadan nutku dinliyordu. Mısırla mü- nasebetlerimiz hakkındaki sözler de umumi memnunluk verdi. Kabine âzaları Dâvetliler bir yandan Reisicumhurun nutkunu dinlerken — diğer taraftan da kabineye ayrılan yerde oturan Baş- vekil ile vekillere bakıyorlar ve siyasi hava hakkında tahminler yürütüyorlar dı. Adnan Menderes kahverengi bir el- bıse giymişti. Refik Koraltanla beraber Bayan kapıdan karşıladılar ve sa- lona beraber girdiler. Celâl Bayar kür- süye çıktı, başvekil ve vekiller yerlerine oturdular Hareketlerden mâna çıkar- a meraklısı olanlar Adnan Menderesin sut çevirdiği bazı vekillerin artık göz- den düşmüş oldukları neticesine vardı- D. P. oturuyor — C. H. P. ayakta Baki kalan tek hoş seda AKİS, 6 KASIM 1954 lar. Bunun aslı var mıdır, yok mudur, tabii bilinmez ama Başvekıl eskiden sa- mimi olduğu bazı kimselere karşı son derece resmiydi ve bu katiyyen gözden kaçmıyordu. Fotografçılar bir kaç fotoğ- raf alabildiler, sonra hepsi Adnan Men- deresin arzusu ile dışarıya çıkarıldılar Zaten fotoğrafçıların — içeriye gir- meleri de bir mesele olmuştu ya.. Ka- pıdan idare âmiri Mehmet Aldemir to- punu çevirmiş, içeriye sokmak isteme- mişti. — Davetiye soruluyordu halbuki fotoğrafçıların hemen hiç birine dave- tiye gönderilmemişti. Şimdi ne yapacak- rdı? İşte bu esnada, Refik Koraltan gö- ründü. Fotoğrafçılar derhal onun yanı- na seğirttiler ve kendisinin başkan se- çimini müteakip resmini çekmek istedik- lerini, halbuki kapıda aksilik çıkarıldı— ğım soyledıler Meclis Reisi derhal em Bütün fotoğrafçılar gıreceklerdı Hepsi, kendisinin misafiriydi. Hem sa- dece basın fotoğrafçıları değil; - elinde makine bulunan herkes salona girdi Bütün fotoğrafçılar Koraltana can- dan dua ettiler. Bol bol da resmini çek- tiler. Bu suretle herkes sevindi. Nutkun akisleri N utkun akisleri geniş olmadı. Evve- lâ yabancı ajans temsilcileri bekle- diklerini bulamamanın, bulduklarını da vaktinde alamamanın hüsranı içindey- diler. Bu yüzden telgrafları umumiyetle pek kısa oldu. Gazetelere gelince, onla- rın çoğu için metnin bir ehemmiyeti yoku Bir kısmı, Celâl Bayar ne soyle— se övecekler, diğer bir kısmı ne söyle- se yereceklerdi. Onu yaptılar. Nutukla tatmin olanlann başında met Emın Yalman geliyordu. Reisicumhurun lerini buyuk bir alâ kayla dınlemış bıraz sonra metin ajans tarafından gönderile- ceği halde dikkatli dikkatli not tutmuş- tu. Hattâ dinleyiciler arasında konuşan- lara ihtarda bile bulunmuş, konuşma- 5