6 an at- 56 yat ılüi arl im ra- lır. Yani sanayici kazancımı köylünim mübayaalından temin edece- gine, hammadde fiyatlarile mamul fiyatlar arasındaki farktan temin etmektedir. Belki milli szanayiin bugüne kadar şiddeltli bir satış krizine girmemiş alması bu spckülâsyondan mütevellittir. Halbuki milli sermayenin normal terakümü, milli sanaviin nor- mal inkişafı, geniş halk kitlelerinin alım kabiliyeti ile sanayi is- tihsali arasında tam bir tevazünün tesisile temin olunabilir. Beş senelik sanayi programı hem tatbikından sonra hem tatbikı esnasında pazar meselesini daha dağrusu halkın alım kabiliyeti meselesini bütün hararctile ortaya atacaktır. Geniş müstehlik yıgınlarının ihtiyaçlarını karsılamak için kurulan harcıalem istih lâk maddeleri sanayii, er geç iç pazarın mas etme kabiliyetsizliği ile karşılaşacaktlır. Esasen bugünden daha bir çok mıntakalarda köylü işletmeleri, satış imkânları olmadığından kendi içine çeki- lerek ihtiyaçlarmı bizzat zati istihsalile temine başlamıştır. Bunu bir hayır âlümeti addeden bazı dar görüşlü kimseler, milli sanayiin nasıl büyük bir tehlikaye maruuz kaldığını bilmiyoruz farkedi- yorlar mı? Köylünün satışsızlıktan — dolayı vergi ödeme kabili- yeti de daralmaktadır ki, bunun bütçe varidatına dolayısile beş senelik sanayi programının mali kaynaklarına yapacağı menfi tesiri fark etmemeğe imkan yoktur. Beş senelik sanayi proğramı aslında memleket iş hacmını genişletme, milli sanayii koruma cihetinin bir muhassalası olmakla beraber, mali kaynağı bütçe varidatına dayandığı müddetçe, bu misyonunu muvaffakıyetle başaramıyacak gibi görünüyor. Beş senelik program —muci- bince sanayiin kurulması milli hammaddelere pazar yaratacak ve köylü sattızı hammaddeler mukabilinde yeni sanayiin mamul maddelerini alacaklır. Halkta bir gelir yükselisi olacaktır. Fakat bu devri daimi vücuda getirmek için bir ilk derebeye bir ilk hare- kete lüzum vardır. Geçen asırda sanayi memleketlerinde sanayi tesisleri yeni açı- lan dünya pazarlarından büyük kazançlar temiin eden halkın ge- lirlerine dayanarak yapılmıştı. Geniş küre üzerinde milyonlarca halkın Avrupa mamulâtına pazar olması, Avrupanın sanayi merkezlerine azim sermayelerin akmasına sebep olmuş ve bu sermayeler de yeni tesisata vatırılmıştı. Binaenaleyh bu memle ketlerde harici pazarın zenginliği, işaret ettiğimiz devridaimin ilk muharriki olmuştu. Halbuki bizde vaziyet tamamen başkadır. 19