bakınca, faşizmin beynelmilel şınrları da vukarıdan aşağı demagoj!'dir. Bir misalini yukarıki İtalyan yazısından aldığımız parçalarla verdik. Wisalleri istediğimiz kadar da çoğaltabiliriz. Gerçi, yakından bakınca M. Mussolini- yi ve M. Hitler'i rollerini yapan aktörler kıyaletinde ve bu iki sahneli gano- da daima yakalamak kabildir. Gerçi, tıpkı iç 20Xxa&ı hem hükmedene, hem de BÜkzmolunana ayni zamanda olarak hoş görünüp fethetmesi gibi dış 30- kakları da hem hüxğmecen milletler hem de hükmolunan milletlere keza ayni zamanda olarak hoş görünmek surelile ele geçirmek 'sevdasındadır. Gerçi, sadece demagoji yapmaktadır. Çünkü sokağı kandırımayı bir ilim hali- ne getirmiştir. Fakat su da var ki, sokak kontrolsuz kaldıkça, İaşizm'in muvatifak olmaması için hiç bir sebep yuktur. Yayılmak ve kendine bir beynelmilel yapmıak istemoesindeki sebepleri tat- Kik ettik. Her iki faşizmde de, milli bünylerden gelen tazyik hakikaten bü- yüktür. Hele, Alman faşizminde, Puşizm biliyor ki, Ortaavrupada lokalize kalması yalnız doğduğu memleketlerin emperyalist emelleri bakımından değil, bizzat getirdiği nazariyolerin kısa bir sumunda bükümden dükmesi bakımından du tehlikelidir. Bunun icin sikınti ve içtazyıkm verdiği bir mü- teaddilik ile, talilnin ancak orada olduğunu anlıyarak diyariya uğriyor, Faşizm, «bir ihracal malı almadığını» artık iddia edemez. Mükemmel bir ihracat mali olmuştur ve - pazurları yarlamaklıdır.