çinde Türkiye : Faşizm, niçin beynelmilelleşmek istiyor ? Burhbean Asafl. Ayrupa faşizmini, Mussalini'nin İtalyada yaptığı işler şeklinde ularak yal- nız İtalyaya mahsus, yhut Ilitlecilik bakımından alurak yalnız Almalya- ya mahsus bir'hareket saymak, yanlıştır. Gerçi her iki rejim de, ilk res- mileşme devrelerinde, kendilerinin bir dhraca! mol olmadıklarmı iddla vtmişlerdir. KADRO neşriyatı, bu hareketle meşgul olmuğu başladığı ilk günden itl- baren, bu hareketin, a) müslemleke Fukaralığmadn, b) sermaye fukaralığından, e) bu iki menfi unsura mukabil bunlara birer çare bulunmasını emreden nüfns kesafeti yüzünden doğduğunu işaret etmiştir. Faşiszm, İtalya için gecikmiş bir emperyalizmin, Almanya için İse harple mağlüp olmuş ve binaenaleyh bütün hesaplarında aldanmış bir emperya- lizmin ifadesidir. Bu şarllar karşısmda kalmış, daha doğrusu tarih tara- fından bunlar karşısında bırakılmış bir memleket için, cn tabil yol em peryalizmden vuz geçmektir. Fakat bunu, ne İtalya, ne de Almanya yap- mak istamiştir. Nilâkiz, her iki memleketin de bas niyeti, menfi olan bu şartlara rağmen emperyalizmde devam etmek ve muvatffak olmak yolla- rını, inzibât ve s#iddet kanalından ele geçirmektir Gerek İtalyu, gerekse Almanya, on dekuzunan asrin bhütün ileri memle- ketleri gibi kapitalist ve bu yüzden smuıflara bölünmüş millet bünvelerine malik bulunuyorlardı. Müstemleke 'vo sermaye (sermaye teraküm ettir- mek imkânlarını kastediyoruz) fukaralığı barpsonrasında her ikl mem- leket için tahammül cdilmez bir hal alındca, sınıflar, birbirlerini yemeğe başlamışlardır. Faşizm, bu boğadaşmaya, memleket hudutları dahilinde bir nihayet vermiştir. Tezadı kaldırmak suretile değil, hükümeti ele geçi- rip sınıfların siyasi varlıklarını menetmekle, işverenle İşalan'ın arasına devleti sokârak mastliyet fivatı'nı hemi her iki taraf, hem de müstehlik yani amumiyetle müll iktisat namına ve lehlne kountrol eylemekle, Bunu, her iki faşizrn de yapmışlır. Ve bütün korporasyon sisteminin ve buna yapışık olarak bağlı bulunan fırka ve devlet prensiplerinin ve teş- kilâtlarının de gayesi budar. Eskiden, maliyet fiyatı, sermaye ve sermavedarın lehine olarak taavyün eder ve bunun iİsçi aleyhine olmamasıtnı ji4 niyasasındaki (Arbelitsmarkt) rekabet esası, müstahsil aleyhinde tecelli etmemsesini de ticaret plvasala- rındaki rekabel esası lemin eylerdi. Fakal kartellerle irusülerin xzuhuru, nâzım rekabet esaslarını her tarafta hükümsüz kılmıştır. Bu yüzden, ma- 30