yede kanundan istifade eden sına! müesseselerin adedi 1473 tür. Bunlar- da çalışan İşçi miktarı 455.220 dir. Geniş köylü kitlesi içinde bukadar iİşçi, ummanda bir katredir. Halbuki, Avranpanın sanayici macmleketlerinde meseli Almanyada çalışan her yüz kişinin yüzde 30.5 u ziraate, yüzde 57.9 n sanayi, ticaret ve münakalâta isabet etmektedir. Binnenaleyh Tür- kiye sanayici memleketlerden, sınni zümre farklılıkları bakınından kıiyas kabul etmiyecek derecede gerldir. Sebir ve kazahalarımızda İş ve sermayc farklılıklarından sonra sınaı ma- mulâtın yahut #irat mhsulâtın satışma yahut para muünmelelerine tavas- sut eden gayrimüstahsii letimal topluntilar gelir. Bunların kazançlarmı tavassut kârları teşkil eder. Tıpkı köygğe olduğu gibi şehir ve kasıbalarımızda da küçük mülkiyet sa- bibi kalabulık kitleler vardır. Bunlar küçük esşnafür, Hattâ diyebiliriz ki, Türkiye şehirlerinin karukterislik smıfı, bu geniş esnnf kitlesidir. Dun- larda. da organizatörlük ve işçilik fonksiyonlurı birbirinden ayrılmamış tır. Esnaf hem iİşl organize cder hem de istihsale doğrudan doğruya işti- rak eder. Şahir esnafmı da köylerin kücük müstahsilleri gibi içtimai fark- Llaşma deposu addledebiliriz. Son senelerde ya bore yahut iflâs yollarile bu depo, İşsiz yığınlarına oldukça mebzul malzeme vermiştir. Zirmut, sanayi ve üÜcaret sahalarında tesbit ettizimir bu içtimal küme- leşmelerden, Türkivede millet bünyesinin her Hberal ve Terdiyotçi cemi- yette görülen kanuniyetlere tâbi bir cemiyet ulduğu anlaşılımaktadır. Millet, kendi bütünlüğünü her xaman sarsabileçek unasırı potansiyel kavvetler halinde içinde taşımakta ve yetlişlirmektedir. Türk milleti, bu liberal ve ferdiyetei inkişaf seyrinde devam ottiği tukdirde günün birinde karşılaşılacak afaki 'netice, hiç şüphesiz, Türk müilletinin — gırtlaklaşan parçalara dağılmasıdır. Avçrupa cemivetinin harp sonunda karşılaştığı hüdiseler, millet bülünlüklerini parçalıyan ayrılıklar, hep bu liberal ve ferdiyetçi inkişafın acı meyvaları değil midi? Uzağı gitmeğe ne hacet, Memleketimizin en yakın mazisinden misal verebiliriz: Buzün el'an yu- şıyan derebeyliğin bir irlica hurekeli olan şark isyanı, takririsdkündan evvel gördüğümüz her renge bulanmış hareketler, milli bülünlüğe çev- rilmiş parçalayıcı darboler değil midi? Nu devirde şahsi ve zümrevi men faatlerin millet menfaati üstünc çıkartılarak millet birliğinin dar siyasi maksatları feda edilmek istendiğini görmedik ml? Bizde çerevan etmiş olun bu hüdiseler, Avrupadakilerin bir minyatüridir, Pakat buğünkiül şart- lar baki kaldıkça bu cüce hâdiselerin bir gün devcleşmiyecerini bizc kim te min edebilir? Bugün millet hbirliği, millet hütünlüğü hakımından mevcut sınıfllara ve doğmakta olan sınıflara kuarşı aklif bir vaziyet almadığımız muhakkak- tır. Siyasi hareketleri, şahsi ve rümrevi menfaatlerine alet vapmak iİsti- yenlere karsı bugün devlet İnzibatından, devlat kanınlarından haska bir şey yoktur. Fakat bu devlet Inzibatının ve devlet kanunlarının altında hâalisat yani milletin liberal ve ferdiyetçi inkişafı yine tabii seyrini takip etmektedir. Halbuki devlet kuvyelinin ve otoritesinin yanında tamamla- yıcı mahiyetlte ve millet bünyesini organik (uzvi) surette birleştirlci, ile- Tride sağfdan ve saldan herhangi bir reaksiyona imkân vermeyici inkılâpçı bir aksivona lüzum vardır. Bizce millet bütünlüğü dışardan yani pilitik 22