karşı yebun, fakat emperyalisi hir iktisadi olhaza hem de en modern bir şokilde mualik olduğu için Fili bir cmperyoalizme geçmeğe dâima Âmade ve dâaâima namzet bir memleket, işte bugünkü Almanva'nın en kısı, 1tarifi, bizce budur. Ve Alman faşizmi de, müstemleke ve parzarsızlıkla sermuye sizlik yüzünden zebun düşmüş olan bu emperyalizme eskisinden de zorlu bir kudreti inde elmek isliyen nizamdır. Bu nizanı, müstemlekesizlikle parasızlık duyasını halletmiek ister Bu nlisam sermayesiz olmanın zaaflarından ve zararlarından kurtulmak ister. Birineci gayeye varmanın çaresi, irkçılık nazariyesine sarılarak Ortaavrupa da Cermen vahdetini meydana getirmektlir. Orla şağdanberi, hu vahdet, zaman zaman talıkkuk eder gibi aolürken ya Alman devletleri acrasındaki istirkaplar ya böyle bir vahdete muurız olun kuvvetlerin intirikaları yü- zünden meydana gelememiştir. Geçen asrın başlangıcında bir 'taraftan Napolyon bir taraftan du bizzat Habsburg'lar buna ongel olurken, Klelst ve Fichte gibi münevverler, bunun lik temel taşını koymaya çalışmışlar dır. Ye bundun sonra da Hebbel, Wagner (Riehard), List (iktisatçı) A Wagner Ohamberlain gibi muhtelif yaratılış ve ' meslekle kafalar, ık vahdeti yapısında birer dülger gibi uğraşarak bugünkü ırkçılık nizamının esaslarını hazırlamışlardır. Eğer Almanya, müstemlekeli ve sermayeli kalabilse idi, bu büyük adamlar zincirinin faaliyeti Hberal sermayedarlık âleminin ve bu flemin Almun- ya'da hâükim kalacak olun mümesillerinin retiyle bhütün bir devre es- nasında yapıldığı gibi Alman vicdunının içinc doğru ililecek ve oradan, Alman polltikası üzerinde, anoak ihtibaslar tarikivle müessir olabilecekti Çehan harbına kudur olun hul). Fukut liberul sormayedurlığın Alınanyu'yı hem müstemleke ve parasız hem de üstelik sermayesiz (sermaye teraküm ettirmek imkAnlarından mahrum manasına alınız) olarak bir üvey ço- ecük gibi ortada hirakması, itllen kuvreti yincirlerini koparan blr mahküm gibi dışarı uğratımıştır. Fakat Hitler Urkçlığı, romantik bir ırkçılık değzildir. Hesaplı ve realist bir ırkçılıktar. Eğer Ortavrupada bu büyük Alman vühdeli Wwessüs ederse, bir kere daha ziyade sınai bir Almanya'nın çevresine daha siyade sirai biri- kümış bir Avusturya alınacktır. Sadece bu, yeni hudutlar içindeki insan kalabalığına iktisadi muvazene bakımından axçok ferahlık verecektir. Şüphe vok ki, böyle bir Alman vahdeti, bütün nüfuzu ile gşark ve cenup Ayrupasına doğru ahanacaktır. Oraları, faxlı sunüyi emtlusıma piâzâr ©- larak tahsis etmek isliyecek ve bunun tazyik yollarını da bulacaktır, çün- kü bütün harp sonrasında. oralardan en çok ziraakl müudldesi ile hammadde çeken memleket, malüm olduğu üzere, Almanyu olmuştur. Almanya'yı oralardaki tazyikini hafifletmeğe sevkedecek yegüne çare, kendisine müslemlekeler verilmesi yahut pazar kolaylıkları yapılmasıdır, ki bu da, birinci gayanin yani emüsatemlekelikle pazarsızlık davasını hal- letmesnin bir yoludur. İkinci gaâye yani «sermayesiz olmanın zaaflarından ve zararlarından kur- tulması» meselesine gelince, bunun da yolu faşist prensinlerdir; a) Korporasyonlar sistemini tatbik etmekle, sermayedar ilç amele arasın- daki kavgayı polilikn sahasının harleine altmak; Bi