1 Şubat 1934 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 35

1 Şubat 1934 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 35
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

b) Emperyalist ve müteaddi bir harlci siyaset gütmekle, sermayedarla ameleyi tatmin edecek kâr fazlalarını harici münasebetler sayetinde te- msin etmek; €) Sermayecilik aleyhindeki demagojik şınrlara beynelmilel bir Ölçü ver- rmekle, liberal sermaye merkslerini ürkütmek ve onlardan b) nuklasına nit faydalar koparmak Her iki faşizın için, tazyik ve dışarıya doğru vayılma zarurctleri iklisadi bünyelerin müvazenesizliklerinden İleri gelmektedir. Yalnız, memleket- teki sokağı fetheden demagoji, her tarafa valtler savurmak suretile her tarafı peşinden sürüklemiştir. Dışarıdaeki sokak için, bu, daha güçtür. Çünkü o sokağa 'emraden kumundu köprüleri, İtalya ve Ahmanyanin e- linde değildir. Bununla beraber, fnşizm, bunun 'da bir çaresini buülmüstüur. Dışarıdaki şokağı, a sokakta yaratmak istediği yerli faşltslere Tethettirmek istiyor. Şüphe yok ki, bu dışarıdaki sokak, Frunsada başka, İngilterede haşka, A- vusturva yabut İsviçrede buşka, Romanya yahut Miısırda gene başkadır. Buanların hepsinin birden ayni giar neşinde coşmaları İmkânsızdır. Mese- lâ: «Beyaz arkın hâkimlyeti için faşizmin bütün cephe boyuncu muzaffer olması şarttır!» diye buğüracak olursa, bir Masır ve bir FTaponya höyle bir şiarın peşinden yürümez. «Romünist tehlikesinin Önüne geçmekle, Al. manya büyük ve medeni devletlere hizmet etmişlir. Fakat büyük devletler Beyaz ırk'ın nasıl bir tehlikeye girmiş bulunduğunu Almanya kadar anla. mâz ve Almanyayı sıkıştırmakta devum cderse, dava yenibaştan tehlikeye girecektirs diye, filvaki haykırmaktadır. Fakat bu da, ançak mahdut noktaların alâkasını çekebilmektedir. Bir Hotnermerc, bu sözlerin mana- tına mükemmel intikal etmekte ve operet kahramanı Sir Mosley'den City'nin enüst burcuna İngilir faşist emperyalizminin zafer bayrağını dik- miş bir sokak kahramanı yapmak niyetini çoktan mevkil tatbikn koymuş- tur. Amma iste - o kadar. İşte bunun için, ırkçı Hitler'den çok daha ince ve ceval bir zekâya malik olan Muchiavel kadar Napolyon'un da çırağı M. Mussolini, şıarları ayırarak ayrı ayrı işlemeyi tercih atmiştir. Büyük ve emperyalist devletlerle konuşurken (Silâhsızlanmaya yahut Mil- letler Cemiyeti'ne dair), bu büyük devletlerin elkâriı umumiyelerine bhitap ederken, bu büyük devletlerin mümessillerini «Avrupas kongrelerinde top- larken, Avrupanın eğer tedbir alınmazsa mukaddel zevalinden demvur- makta ve Dörtler emrinde merkezietçi bir Avrupa faşizmini mevdana go- tirmek icin İtalyanlıra has bütün ince polltika zeküsmi sarfeylemektedir. Sanru, küçük ve garklı devletlere dönerek, Boma'da ayrıea kangreler top- lamakta ve kapitalizm başlıfı altımda hüyük devletler aleyhine söylenme- dik «öz bırakmamakladır, Ve birax evvel kılıcını şakırtadan Yatih, hiraz gonra, mazlüm milletlerle beraber, milli kurtuluşun bir Mesih'i kibi, ken- dini idealin çarmıhına germektedir Dikkat edilsin ki, bunlar yalnız söz ve edehiyat değildir. Her iki Taşizm de, Avruapanın ve Âkdenizin her büyücek 'merkezinde teşkilâtlır ve adamlar hbulundurmakta ve avuç dolusu paralar 'sarfeylemektedir. Gerçi, yakından 85

Bu sayıdan diğer sayfalar: