değişmesi cemiyetin «hâkim normlur» mmdan biri olan «mukadder mef humu üsltünde telâkki değişikliklerini zaruri kılmıştır. Kaldı ki bizim tarihi deyrimizde şuhsi, yahut devletçi mülkiyetin hudutl- ları, bizden evvelki tarllı devirlerinin hukuk hudatları kadar birbirinc karışık değildir. Bizden evvelki tarihi devirlerde cemiyet rejimleri değiş- tiği fakat teknik nisbeten aynl kaldığı için bazan ayni madde üslünde çeşitli mülkiyet şekillerinin teakup etliğine şahit olabiliyoruz Meselâ su değirmenindeki mülkiyet misali gibi. Halbuki zumanımızdn, yüksek teknik, işi halletmiş bulunuyor. Artık tek- nik âararken onun Üstündeki mülkiyet şekline değil, onun Üstündeki mül- kiyot şeklini tayin için tekniğe bakabiliriz Meselâ buzün artak bir su değirmeni bizim cemlyetimizin yüksek tekni- #ini tenasil! etmez Bu değirmen yeni ceamiyetin şunsuru, yeni cemiyet münasebetlerinin ifadasi değildir. Onun üstündeki mülkiyet şekli, yeni hukuk için bir mevzu değildir. Ru &©u değirmeni esşki devirlerin bir teknik bakiyesidir ki, eskl devirlerin diğer teknik bakiyelerile, mesclâ küçük çifteilik, küçük dükkâncılık, küçük sermave işletmeleri ile beraber eski hukukun çerçeyesi dahilinde ferdi ve parçalı mülkiyet rejimine pek aâalâ tAbI olabilir. Cünkü bu sa değirmeninin, bu küçük tarlaların, dükkünla- yın, küçlük sermaye işletmelerinin yeni devlet iktisadiyatı içinde, yani deşlelin seyk ve İdare ettiği iktisadi İşletmeler arusında hakikaten yeri yoktur. Hattâ bunları yeni devletin işletme plânları içinc almak, hem bizzat modern devletçilik telâkkisine, hem yeni tekniğin kolay ve arıma- sıx inkişafma tam bir engel de olabilir. Fakat bunlara karşılık meselâ bir denix hatları, bir demiryol, bir hüyük maden, bir büyük dokuma, deri veya gıda sanyil vardır ki bunların devlet mülkiyeti haricinde kalması bizznt mülkiyeti şahsiye bakımından kabil değildir. On kilametresi bir milyon lirava mal olın bir demiryol iş- letmesinin, bir llmanda bir günlük tevakkulu bir kücçük sermayeyi dur- duğu yerde ceriten bir büyük deniz nakil vazıtasının, en küçük bir fiat tamevvücü bile bir günde bir milyon liraya mal olabilencek hir büyük ma- den havzasının, bir büyük kumaş, deri veya şeker fahrikasımın ise bizde devlet yardımı, devlet primi, devlet mülkiyeti hariçinde yaşıması xaten kabil değildir. Yanl böyle bir modern işletmeyi bizde, meselâ on dokuzuncu asır İiberalizminin müdafaa ettiği serbest rekahet sahasma bir gün bi- raksak ve devletin bu sahadaki himaye ve müdahalesini bunların üzerin- den bir gün nexelisek, a saman ferdi menfaat bu sahalarda, bir gün tu- tanamaz, O halde hattâ en klüsşik düsturle «Alanta hakkını Allaha, EKayserin hakkımı Kaysecre!» teslim etmek iİstersek te «ferdin mülkiyetini Yerde ve devletin mülkiyetini devleter desek, hu düstur derhal: 1i — Ya ferdin sermayesile işletilmesi kabil olmiyan 2 — Ya ferdin Lteşebhüsüne terkolanması milletin menfauti umumiyesile te&ruz eden ileri ye yüksek tekniği devlet mülkiyetine terketmek şeklini alır. Bu takdirde de yenl cemiyet hayatına müdahaâle eden yeni bir teknik zaruret yeni bir hukuk rejimine moydana vermiş ve biznetice yeni hukuk, veni bir mülkiyet şeklinin izah ve teyidi olmuş olur. 10 Ha mı H