M, Mussolinl'yi, bu çok esaslı nokta, ürkütmedi. Bütün dünyada bir eks pansyon hüküm sürüyor, Amerikadan 'avaçla ucuz sermnye tedarik edili- yordu. Bundan haşka da, İtalya, pahalı sunayi tesisi ile pahalı zirai istih - sali gayet faal bilr vapurçuluk ve o derace faal bir ticaret (husseten Tri- yesle transiti) e telâfi edeceğini umuyordu. Zamanla, toprakların iyice işlenmesi bittiklen sonra, zirai istihsalin de fivatları indirilebilir ve ço- guklarını serseri gibi dünyanın dört bucağını salan bir İtalvya yeri ne bunları anayurtta besleyen bahtiyar ve 'müreffeh "bir İtalya yaratıla- bilirdi. Tahakkuk sahansına konun bu projenin dayandığı en sağlâm csas, görülü- vor ki, bir taraftan cihan iktisadiyutmmın eksşpansyon içinde bulunması van! İtalyan nukliyeceiliği ile İtalyan ticaretine iş çıkması, bir laraftan da Amerikadan çekilen krediler Idi. Buhran gelip çatmca, bütün bu yabancı temoellere dayanan hesaplar harin bir 'surette birbirinin üserine yıkıldı. Artık İtalyan faşizmi, İtalyan mülli iktiset cihasl'nın içinde kalamazdı. Kalırsa, bir tavnnun içinde gibi kavrulup giderdi. İtalyan faşizminin Taşist bir Avruna birliği ve faşist bir «Wure nostrumu emelleri peşinde İnatçı bir pallli ye insant demagoji faaliyeti göstermesi, asıl bundan sonra haşlar. M. Mussolini, muharrir sıfalile mananlı makaleler yazar; Jupon rekabetini Sarı tehlike'nin bir remzi gibi teşhir eder; bir devlet adamı sıfatile silâh gırlanma ve Milletler Cemiyeti projeleri hazırlar; dörtler formülü bulur; bir Komanlı sıfatile şuradan buraduan topludığı sarklı talebeye Akdeniz bir- liğinden ve bunun merkezi uolan Raoma'dan bahseder. Birlik ()) guzeltesinin neşrettiği, fakat maatteessüf lüzımgeldiği gihi tah- Hi etmediği bir yazının bazı parçalarımı, beraber okuyalım. Birlik, bu yuzı- yı İlalya Üniversite talebesinin çıkardığı *Libro © Moschettor mecmua- sından alınıştır: &...» İltalya Akdenize hâkim yegğâne kuvvet degildir. Bu deniz üzerinde hak iddia eden küçük devletlerden sarfınazar İspanya, Fransa ve İngiltere yardır. Bu milletlerin bilhassa Fransa ve İngilterenin vâsi müstemlekele- ri dolayısile Akdenizde menfaatleri olduğu gibi diğerlerinin de Atus Ok- yanusunda fazla mahreçleri olması dolayısile Akdenise Halyanın hükim olması icabeder (!). İtalyanm Akdenizi iki havzaya ayırdığını söylemiş- tik. Halihacırda bu İki bayzaya tabhakküm cümeli mi? Şüphesiz ki hayır.. O halde İtalyanın genişlemesine ve sıkı nüfuzuna bu havzalardan hangil- si daha müsaittir? Garpteki havza münhasıran Fransa, Ingillre ve İspan- yanın 'hükimiyeli ullundu olduğundan bu havza mevzuu bahsolamaz. Bi- naenaleyh nazarlarımızı şurka çevirmek lüzondır. O şark kj orada uzun ve derin uykularımndan henüz uynıp iktisat havatma veni yeni alışmakta olan bir takım 'devletler vardır » x... Uzun zamanlardanberi İtalva müstemleke siyasetine taraftar bulun- muş ve bilhassa Cavour bu siyasete çok ehmmliyet vermiştir. Basübudel- mevte dahil olduktan sonra İtilyn siyasi vahdeti temin etmiş, Crispl gi- bi kimselerin teşviklle uzun zamandanberi bütün Ayrupa deyletlerinin takip etmiş oldukları müstemleke siyasetini benimsemiştir. Fakat hükü- (1) Birlik zayı: 8 «Bu da bir ülkü, bu da bir hayall; 32