DEMİREL VE ARKADAŞLARI KABİNE TOPLANTISINDAN ÇIKIYORLAR Lâfta peynir gemisi yürüseydi.. Bir "enerjik ve haysiyetli dış politika ,, meselesi köyleri rum kesimine dahil etmek gibi bir niyeti akıl- larından bile geçirmiyorlardı. Ntekim, Ankara'da hava kızışıp da Türk Hükü- metinin ciddi davranışlara geçmesi ihtimali belirdi- ğinde, Grivas'ın kuvvetleri köyleri tahliye etmekte hiç bir zanlik çıkarmadılar. Hareket, daha ziyade İnönü Hükümeti tararından Adanın bombalanması hadisesinin, bu defa rumlar- ca yapılmış bir tekrarım andırıyordu. O tarihte de Türkiye belirli bir maksatla ve dünya siyaset mer* kezlerinin de tatilde bulunduğu bir cumartesi günü jJetlerini Kıbrıs'a gönderip Rumlara bir dersi veri- vermişti. Sonra, akıllar. başa gelip de bizim durdu- rulmamız teşebbüslerine geçildiğinde bombalamayı durduruvermiştik. Grivas da öyle yaptı. AP İktidarının "İşte, bizden korktular da boyun eğdiler!", hattâ "Kaçtılar!" propagandası ve bunu za- fer diye kamuoyuna sokuşturmaya o kalkışmasıdır ki hem tartışmayı başlattı, hem de, hiç kimsede gülecek hal yok iken, dudaklarda acı tebessümlerin doğma- sına vesile verdi Zira AP İktidarının "zafer" adını verdiği baskın en azından yirmi arkdaşımızın hayatına malolmuştu. AKİS Napolyon Bonapart 11 idari propagandası, olağanüstü toplantıyla çağı- TBMM'nin toplantı günü, Meclis kulislerinde badi Dışişleri Bakanlığının bazı memurları da bu işe yardımcı diye çağırılmışlardı. Bunların biri, hava yapmak için, etrafına topladığı milletvekilleri, sena- törler ve gazetecilere şöyle diyordu: — Herifler çok korktular. Nasıl apar topar kaç- tılar, gördünüz mü? Grivas, girdikleri yerlerden çık- mayacaklarını söylüyordu. Zoru görünce dilini yuttu. Bu durumun yaratacağı prestij kaybı onlar için bü- yük olacaktır Fakat yetkili, bir gazeteci kendisine: — Peki, öldürülen yirmi Türk ile götürülen si- lâhlar ve yıkılan tahkimat ne olacak?" diye sordu- ğunda başka bir Le yanına gidip ona aynı ma- salı anlatmayı tercih e Ancak olay son e açık ve zaten mizansen de pek başarısız olduğu için bu gayretler ne tenkit- leri, ne hücumları önledi. Gizli Meclis oturumuna ge- len Demirel, bir zafer kazanmış komutan pozunda görünmeye çalışıyordu. Gülümsüyor, iri vücudu üs- tünde boynunu geriyor, kasılıyordu. Salona girerken beş-on, fazla gayretli APli "büyük zaferi "nden dolayı 5