Bir Eğitimcinin Portresi MUAMMER KIRANER VE SOFRASI Ye Mehmet, ye! Bugün Türk kültürüne elindeki özel yüksek okul ae mi da bulunan büyük osermay gi yeli daha ç ocukluğundan belli" ime. Lineer biri” un Görce adlı küçük bir kasabasında oturan annesi v e a anlamış olacaklar ki, küçük Muammeri İzmir'e, dayısının yanına, okuyup adam olmak İçin göndermişlerdir. Fakat, evdeki hesap çarşıya uymamış, İzmir Kolejine giren küçük Muam- mer, burada ancak üçüncü sınıfa kadar okuyabilmiştir. Yani, bugün kü deyimle, ortaokula bitirememiş ve yüreği yana yana iş hayatına atılmak zorunda kalmıştır 1931 yılında geldiği Ankara'da, bir müteahhidin İma kâtip olarak girmiştir. Okul yönünden hevesi kursağında kalan Kıraner, zamanla, okumadan da adam olun: unabileceğini düşünmüş, müteahhit- liğin bellibaşlı inceliklerini hemen öğrendikten sonra, bn çalış- maya başlamıştır. Pehlivan yapısından, ses tonundan ve te a gelen saf görünüşüne rağmen, ilk iş olarak, Ankara Belediyesin- n 2500 liralık bir taahhüt işi koparmış, sonra taahhütler birbirini karakus Kıraner'i tanıyanlar, onu 1946 yılında, D.P'nin kurucularının nında gördüklerinde fazla şaşırmamışlardır. onun "adam ol- ma" yolundaki gayretlerini bilmektedirler. Nitekim “sırf özgürlük ad P. ye giren Muammer Kıraner'e Tanrı, asıl bundan sonra demiş, partidaşların da "Yürü, ya Muammer!" gayrelleri buna erer Kıraner, Ankara'nın, hattâ im tanınmış bir müteahhidi olup çıkmıştır. Bir zamanlar bütün sokaklarındaki yol inşaatlarında "Muammer Kıraner" isin sn bulunduğu unutulmamıştır Ne var ki 27 Mayıs İhtilâli, “birçok kimse gibi onun da neşesini biraz kaçırmış ve Kıraner, -kendi de; yimiyle- "hayli haksızlığa uğra- ği izdendir ki, askerler idareyi sivillere dev- nn etmez Zafer gazetesini çıkarmaya başlamış ve kendisine "Yü- rü, ya Muammer!" diyenlere olan şükran borcunu fazlasıyla ödemiş- tir. Hala da ödemeye devam etmektedir. gün, Çankırı caddesinde yaptırdığı iş hanında kendi deyimiyle ari eml ie eğitimine hizmet etmek ve fakir fukara çocukla- rmı okutmak" içte kurduğu "Zafer Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulu" ona Türkiye'nin "Eğitim Kralı" olma yolunu açmış- tr. Kıraner bunda, hanıma kiracı bulamamasının rol oynadığı iddi- alarını şiddeti reddetmektedir. Zamanında okuyama; Muammer Kıraner, şimdi şartlarının uygun olduğunu, okuyabileceğini söyleyenlere, "geçti artık" anlamı- na elini sallamaktadır. alı: bana herşeyi verdi" diyen Kıraner, okumadan da adam n olunacağına iyice inanmış durumdadır ve hayıflanmayı bırakmıştır met sağlamaları” kamu eğitim ku- mam niteliğini düşürücü yön- e gelişmeleri, özellikle yüksek öğ- retim kademesinde insan gücü poli- tikasını bozucu ve sonunda istihdam sorunları doğuracak kapasiteler ya- ratmaları, tüm eğitim sistemini bo- zucu bir sorundur." Bu satırların altında Başbakan Demirel ve bugün özel okulları ha- raretle savunmakta olan Milli Eği- tim Bakanı İlhami Ertem'in de im- zalarının bulunması, meselenin tra- ji - komik bir başka yönünü teşkil etmektedir. Bu okullarda sınıf geçmenin da- ha kolay olduğu, bir başka tâbirle diploma ticareti yapıldığını gösteren en yakın bir olay ise İstanbul'da, bir özel "Mimarlık ve Mühendislik Yüksek Okulu"nda cereyan etmiş- tir. Burada ders veren bir profesör, esas öğretim üyesi bulunduğu Tek- nik Okulun bir sınıfındaki 36 öğ- renciden sadece | kişiyi geçirirken, ek görev yaptığı ve yüksek para al- dığı bir özel okulun muadili sını- fındaki 29 öğrenciden 19'unu geçir- miştir. Özel okulcular bu tip olay- ları, "Ne yapalım, demek ki bura- daki öğrenciler daha akıllıymış' şeklinde izaha kalkışmaktadırlar. Paralıların daha akıllı olabilecekle- rini, kabul eden eğitimcilerin bu- lunduğu yeryüzündeki tek ülke de, herhalde, Türkiye'dir. Çivisi kopan dâva Bütün bunlara rağmen, özel okul- ları savunanların haklı oldukla- rı noktalar da yok değildir. Meselâ, zamanında okuyamamış, sonradan bu imkâna kavuşmuş, çalışan, birta- kım kimselerin bu okullara gecele- ri devam ettikleri doğrudur. Bu ba- kımdan özel okullar, devlet üniver- sitelerinin bir açığını kapatmakta- dırlar. Devlet okullarında öğrenci maliyetinin daha yüksek olduğu, 9265 lirayı bulduğu, buna karşılık bir özel yüksek okulda bu masra- fin sadece 2500 - 6000 lira arasında kaldığı da doğrudur Özelcilerin kafalarının almadığı bir başka nokta da, bu okullara devam eden öğrencilerin uslu dur- dukları, devlet üniversitelerinde o- kuyanların ise "kıyam" ettikleridir. Milli Eğitim Bakanlığının bu ko- nudaki tutumuna gelince... Bakan- lık, şimdilik, sadece kendini Savun- makla meşguldür. Elindeki kanunu uyguladığım söylemekte ve gençli- gin, kamuoyunun tepkisi karşısın- da hayli şaşırmışa benzemektedir. AKİS