çekmiş, "köyümüzde çalışmanıza i- zin vermemiz bir şarta bağlı" demiş- ti. Amir, şartın ne olduğunu sorun- ca da, "Bizim köy fakirdir. Filmci- lerse zengin. Camimiz yarım kaldı. Cami Yaptırma Derneğine birkaç kuruş bağışta bulunursanız, peki deriz size" cevabım vermişti. Köy ile Eskişehir'in arası 75 ki- lometreydi. Geri dönülemezdi. Ye - ni bir köy aranmaya kalksalar, dün- yanın vakti kaybolacaktı. , Rejisör, oyuncular, prodüksiyon Amiri biraraya geldiler. İmamın teklifini konuştular. Köyde, peri- şan bir okul binası vardı. Rejisör, "— Camiye Ml okula yardım ediyoruz." de İmam bozuldu, okulun öğretme- ni sevindi. Film içinde film "Devlerin İntikamı", yalın bir köy hikâyesidir. Malının mülkünün Mn "hükümetin bile bilmedi- " Kerim ağa, -Erol Taş-, köyün- deki yanaşma Mehmed'in yavuklusu Senem'e göz koyar, ne pahasına o- lursa olsun, kızla evlenmek ister. E- rol Taş'a -Kerim ağa- karşı direnen iki sevgili -Zeynep Aksu ile Tugay Toksöz-, sonunda kaçmaya, başka bir diyara gidip orada yerleşmeye karar verirler. Ağa, burnundan kıl aldırmışa döner. Hemen üç azılı haydut -Fikret Hakan, Tanju Gürsu ve Erkut Taçkın- kiralar ve ardları na düşürür. İşte o gün, öğleden sonra, bir su kenarında, üç haydutun iki za- vallı âşığı ele geçirişi filme almı- yordu. Rejisör, ne yapacaklarını herkese anlattı. Herkes, vaziyetini aldı. Zeynep Aksu ile Tugay Toksöz, akarsuya eğildiler, beklediler. Fik- ret Hakan, Tanju Gürsu ve Erkut Taçkın da onları -sözde- baskınla- dılar. Toksöz'ün Hakan'a âteş etmesi ve yaralaması, bunun üzerine Ha- kan'ın da kızıp, Toksöz'ü öldüresi- ye dövmesi gerekiyordu. Hakan bu tür işlere alışkındı ama, Toksöz de- ğildi.Titriyordu. Kırma tüfeğini al- dı, ateş etti. Hakan, yaralandı! O hınçla, Toksöz'ün üzerine yürüdü, — Yavaş Fikret, sıyırtmaca vur yahu!" Hakan ise, — Eğ başını, sağdan vuracağını şimdi... Düş, düş, kapaklan! Üzeri- ne çullanacağım. Düş ulan!" diyor- du. AKİS Zavallı Toksöz kendini yere attı. Hakan yine yatışmadı, Toksöz'ü kaptığı gibi doğru akarsuya sürük- ledi. Toksöz bar bar bağırıyordu: Hey, Feyzi, stopde Tan! Anam kovalandı. perişan oldum yahut" Oyuncular bir defa (havalarına girdiler mi ayırmak yersiz olur di- ye düşünen rejisör Feyzi Tuna al- dırmadı, — Devam!." diye bağırdı. Bereket, film sessiz çekiliyordu. Yoksa bu konuşlan duyan seyirci- lerin kahkahadan yerlere yatmaları işten bile değildi. "Ölen ölür, kalan sağlar.." Ekip sesini kesmiş, ne olacak diye bekliyordu. Hakan, Toksöz'ü akarsuyun ba- şına getirdi, Suya batırdı, başından da bastırdı ki, oğlancağız hiç soluk i Uzun bir süre geçti. Herkes, rejisörün "Stop!" diye ba- ğırmasını bekliyordu. "Stop!" geldi ama, neden sonra! Hakan doğruldu, kaldı. "— Yahu, bakın, olmasın sakın?" Olan olmuştu. Toksöz, baygın, sudan çıkarıldı, suni teneffüsle güç kurtarıldı. - Toksöz kala- çocuğa birşey Aynı gün, çekim yerinde bir ikinci belâ daha dolaştı. Toksöz'ün işini böylece bitirdikten sonra üç SİNEMA haydut, Zeynep Aksu'yu alacaklar» ite -kaka götüreceklerdi. Rejisör, mizanseni anlattı. Buna göre, Tok- söz'ün üzerine kapanan Aksu'yu Tanju Gürsu atının üzerinden eğilip alacak ve bir süre öyle yürüyecekti. "— Başla! Motor!" Kamera çalışıyordu. Tanju Gürsu atının başım çe- virdi, Zeynep Aksu'ya doğru geldi, kızı köylü entarisinin yakasından kavradı ve kaldırdı. "— Sürükle şimdi Tanju! Sürük- le kızıl." Gürsu, söylenileni aynen yaptı. Başladı kızı atının ardı sıra sürük- lemeye. Derken Zeynep Aksu, çığ- lığı bastı: "— Annecim, Yetişin!" Meğer kızcağız, Gürsu'nun atı- nın ayaklan altına girmişti. Yetişip kurtardılar. Zeynep A k - su'yu perişan eden atın ayakların- dan çok, geçirdiği korkuydu. Kız, korkudan ölmüş bitmişti. Buna rağmen, işi hemen paydos etmediler. Zira geçen her saniye, para demekti Aksu'yu minibüsle şehre yolladılar. Çekim devam edi- yordu: — Hadi bakalım çocuklar! Şim- di de takip sahnesini çekiyoruz. Fikret, Tanju, Erkut, atlarınıza!" MUZAFFER A. ESİN * annecim, öldüm! TÜRKHOLLYWOOD'UNDANBİRSAHNE Bir koltukta iki karpuz 37