Kısmet olmayınca,. Majesteleri'nin o ülkesi İngiltere'de protokol, başka bir zarafet Cumhurbaşkanı Sunay ve eşinin Londra'yı ziyaret- lerine ait program yapı- lirken de gayet zarif bir buluştan hareket edil- miş; Sunay ve eşinin ge- zecekleri bale okulunda, görecekleri bale otemsil- lerinde Oo mihmandarlığı Ninette da Valois'nın yapmasını istemişler. Ni- nette de Valois, Türk Ba- lesine büyük emek veren kadın, İngiltere'de de bir bale otoritesi ola- rak tanınıyor Türkiye Cumhurbaş- kaınna böyle bir mih- mandar seçmek, doğrusu güzel bir davranış. Ninet- te de Valois da bu işe çok sevinmiş. Ama, aksilik bu ya, o günlerde, İs- koçya'daki kardeşinin ö- lüm haberi gelmiş, he- men oraya uçmuş. Bu se- fer, kaldığı otelde, bir zehirlenme yüzünden bay lar ve Ama, Sunay ile birlikte gez. mek, 8 kasımda aynı u- çakla Türkiye'ye gelmek fırsatım kaçırmış. Oysa Devlet Balesi, Madam Gören GÜL-PERİ yazıyor De Valois'nın yolunu bekliyor. Önümüzdeki ay, "Pagodaların Prensi"nin galası var. oKoreografisi Türkiye'de yapılan bu güzel bale için ünlü ba- lecinin fikri merak edi- liyor. Budaklı protokol Sovyet İhtilâlinin 50. yıldönümü o Ayrancı- lar" daki yeni Elçilik bina- sında büyük bit kalaba- lıkla kutlandı. Sovyet - ler'in resmi kabullerine, yeni binanın salonları bi le dar geliyor artık. Vak- tiyle çok tenha bir şekil- de kutlanan yıldönümle- rini hatırlıyanlar, bu ka- labalığı dış politikamızın yeni çizgileriyle mi, iç politikamızdaki gelişme- lerle mi yorumlayacakla rını şaşırıyorlar. Galiba evsahipleri de biraz şa- şırmışlar: protokol üste- lerini epeyce budamışlar Elçilikte her zaman gör- meğe alıştığımız kimse- er yoktu bu sefer. İşin garibi, eski -Ürgüplü- ve bugünkü Başbakanlarla, Sovyetler (Birliği'ne fi- den bütün politikacılar da yoktu. Tabii sena * törler grupu da değiş- mişti. Örneğin, Emanul- a Çelebi o çağrılmıştı. Özel sektörün temsilcisi olarak! Yuvaya dönüş mü? Sıphi Gürsoytrak, İhti- lâl sonrası özel yaşan- tısında da bir ihtilâl yap- mış, eski ve cefakâr eşin- den ayrılarak, İstanbul Amerikan Kız Koleji ö8- retmenlerinden Suna Kili- ci ile evlenmişti. Ama, ihtilalci eşi oolmak ko- lay değil. Suna Kilci, An- kara'ya bile gelmedi. Suphi Gürsoytrak'ın haf- ta sonlarında İstanbul'a giderek yaşadığı balayı kısa sürdü. Ve geçenler- de de ayrıldılar. Bu ayrılığın, yuvaya dönüş yolunu açacağı ü- mit ediliyor. Doğrusu, yakışığı da bu! Özel ya- şantılardaki ihtilâller her zaman 27 Mayıs kadar başarılı olmuyor. Biraz da statükocu olmak ge- rekiyor! Ooo, günaydın! (Geçenlerde İsveç'te, iki karı-koca durum de- giştirdiler diye yer ye- rinden oynamış, İsveç basını yalnız .bu olaydan bahsetmiş, Milliyet gaze- tesi de bu haber ve re- simleri sayfalarına oak- tarmıştı. İstanbul sosye- tesinin o naylon grupları ile başkent sosyetesinin meşhur, transfercileri, İs- veçlileri (o çok gerilerde buldula ar. Çünkü öy! urum değiştirme"ler onlar için çok olağan. Ör- neğin, İstanbul' daki "Nay lon grup"un kadınları birkaç defa soyadı de- İSTANBULSOSYETESİNDE BİR KARMA — (Soldan sağa) Selâhattin Beyazıd, Ulviye Bengisu, Sahir Kurutluoğlu, eşi Hadiye Kurutluoğlu, Aysel Madra bir yemekte. Sosyetedeki Avrupa trafiği yü- zünden grupların kadrosu tabii biraz değişti. Selâhattin Beyazıd Londra'daydı. Döndü Madra da çıktığı vrupa yolculuğundan yeni AKİS döndü. Kurutluoğlu ise, av mevsimi yüzünden sosyetik hayata veda etti. 31