EĞİTİM okulların Anayasaya aykırı olup ol- madığıdır. Özel yüksek okullara karşı olanlar, Anayasanın 120. Mad- desini iteri sürerek, Türkiye'deki üniversite öğretiminin devlet tara- rından yürütülebileceğini söylerken, karşı taraf da, Anayasanın - desine sığınmakta ve "herkesin bi- lim ve sanatı serbestçe öğrenme, açıklama ve yayma hakkına sahip" olduğu fikrini savunmaktadır. Oysa, Anayasanın bu maddesi -bilerek ve- ya bilmiyerek- yanlış yorumlanmak- tadır. Zira bu madde tamamen, devlet üniversitelerindeki bilimsel özgürlüğü korumak için konulmuş- tur. Nitekim Prof. Bahri Sava, ö- zelcilerin bu görüşlerine katılmadı- ğını söyledi ve, "— Yapılan iş, bir kanun kaçak- çılığıdır" dedi İşlerine geldiğinde batılı, işlerine geldiğinde doğulu olmakta pek ba- şarılı bazı kişiler ise, Avrupa ve A- merika'da yüksek öğretimin önemli kısmının özel okullar tarafından yapıldığını, bunun Türkiye'de yadır- ganmasını akıllarının almadığını söylemektedirler. Gerçi erika'da, ransa'da ve Batı Almanya'da ö- zel okullar vardır ama bunlar, çok değişik statüler içinde ça- lışmaktadırlar. Amerika'da özel o- kullar, genellikle, özel eğitim ku- rumları veya kilis se grupları tara- fından İanulmakn ve ticari bir a- ma dırlar. Bu tip o- ç taşımamakta kulların vergiden muaf tutulması da bunu gösterme ektedir. Almanya- a devlet imtihanı şart LE er ransa'da ise özel okulların diplo ma vermesi yasaklanmıştır. Fran Pa bir a inin okuldan Ee ezuniyet sınavını bir devlet "üniversitesinde vermesi şartı mevcuttur. "Basarım parayı.." Türkiye" de ise durum, bambaşka- dır. Bu okullardan bazıların parayla diploma verdiği, öğretim ü- yelerinin akademik karyerden gel- meyen kimseler olduğu, buraları daha çok asker kaçaklarının ve şı- marık aile çocuklarının doldurduğu ileri sürülmektedir. e Yetkililer, bu gibi okulların, memleketin* ihtiyacı düşünülerek değil, yatırım sahibine kâr getirecek dallarda açıldığı, Mil- li Eğitim Bakanlığının kontrolünün yetersiz olduğu görüşündedirler. Bu İddiaların hepsinde de bir miktar gerçek payı vardır. Öyle ki, bu özel yüksek okullardan birisine devam eden bir genç, "Basarım 3 bi- ni, geçerim sınıfı" diyebilmektedir. Askerden kaçmak, tecil belgesi al- mak ve askerliklerini yedek subay olarak yapabilmek için buralara de- vam edenlerin bulunduğu ve bunla- rın pek de kontrol edilmediği bir başka gerçektir. Açılan yüksek o- kulların çoğunluğunun toplumda muteber; meslekler olarak kabul e- dilen mimarlık, mühendislik, iktisat ve benzeri konulan seçmiş olması hiç de sebepsiz değildir. Çünkü bu- ralara hem talep fazla, hem de üc- retler yüksektir. Bu ise yatırım sa- hibinin arayıp da bulamadığı bir şeydir. Özel okullardan mezun gençle- rin bilgi yeterlilikleri de tartışma konusudur. Özelciler, "bomba gibi çocuklar yetiştirdiklerini" iddia et- mekte, fakat, başta Devlet Plânla- ma Teşkilâtı, çok kimse, kendileri- ni yalanlamaktadır. İkinci beş yıllık plânın 3. cildinde yer alan şu satır- lar ilginçtir: "Ancak bu özel öğretim kurumlarının düşük nitelikte hiz- KIRANER YÜKSEK MÜHENDİSLİK OKULUNUN MÜDÜRÜ VE ANAYASASI Her yiğit yoğurdu başka yer, herkes Anayasayı başka anlar AKİS