SHELLCİ D.H. BARRAN Üretimde rekoru kırdı AKARYAKIT D.H. Barran'a klâsik bir İngiliz centilmeni ha- vasını veren şey, belki de, Cambridge mezunu isini İ görenler de zaten, bu ciddi görünüşlü adamın, “Amerika - dışı" iş dün- yasının en büyük şirketi- Deutch Shell grupu şir- ketlerinin merkez idare meclisi murahhas Üyesi- dir D.H. Barran, Türkiye'- ye geldi. Amaç, şirketin ia a mümessilli- ğinin yaptığı çalışmaları ellemek. , H. Bar- ran, şirketinin dünyadaki de memnun- Nasıl olmasındı ki? 20 ülkede petrol üreten Shell'in 1966 yılında sağ- ladığı net gelir, 237 mil- yon sterlin civarındadır. Bunun yanında, İlmen günlük petrol 1966 yılında 2 milyon 581 981 bin varile ulaşmıştır. Şirketin Türkiye'deki AKİS çalışmaları da olmaktadır. yılının ilk dokuz ayında 765 bin ton petrol ürete- rek Türkiye Petrollerini geride bırakmış ve petrol üretiminde başa geçmiş- tir. Türkiye" de yapüğı 630 dır, OÖteyandan Shell, ü petrol ithal etmeyen tek şirkettir Yabana petrol şirketle- rinin Türkiye'de kasten petrol bulmadıkları iddi- ası karşısında, Shell'in Türkiye'deki yöneticileri şöyle demektedirler: "Shell'in günlük petrol ihtiyacı 3 milyon 814 bin varildir. Üretim 2 milyon 981 bin varil olduğuna Bu durumda, Shell'in, e linde bulunan kaynakları başarılı işletmemesine imkân var mıdır?" Shell, 1967 DOĞUYA KiM GİDER? T türkiye'de "Üçüncü Sektör" diye bilinen ve ger- çekten memleketin en fazla sahaya yaygın hol- dinginin 1 numaralı adamı Vehbi Koç'un Ankara'- da Başbakan Demirel ile görüşmesi ve Demirel'in kendisine yaptığı bir teklif yankı uyandırmıştır. Başbakanın ' "Üçüncü Sektör"e teklifi, biraz da Do- guya yatırım yapmasıdır. Koç şirketleri ,daha başka bir çok zengin ve büyük şirket gibi Doğuya hiç, ama biç bir yatırım yapmamış şirketlerdir. Zaten bunlar, Batı bölgesindeki kârlı işlerini bıra- kıp da "hidematı vataniye" tertibinden Doğuya gitmeye hiç bir niyet ve arzu beslememektedirler. Ekonomi ve ticaret alanında birtakım klâsik prensiplere bağlılığım belli eden AP Genel Başka- nının, hem de Başbakan sıfatına sahipken böyle bir teklifte bulunması, en azından acaiptir. Özel sektörün bir yatırım yapması için, özellikle o ya* tiranının "en kârlı yatırım" olması lâzımdır. Öte- ki yatırımlar, devletin görevidir. Devlet, bazı saha- larda özel sektörü germek istiyorsa iki tedbirden birini almalıdır: Ya, o sahalar daha kârlı hale ge- tirilmelidir, ya da öteki sahalardaki kâr nisbetle- ri indirilmelidir. Yoksa, Marmara bölgesindeki montaj sanayii bu astronomik kârlarla çalıştıkça, hattâ Coca Co- la fabrikaları böylesine verimli oldukça ne Koç Doğuya gidecektir, ne bir başkası. Meşhur tekerle- menin aksine, Batıda bu ense varken Doğu daha çok tokat yiyecektir. MESUT ÖZTUNA * İŞ ALEMİ HAVACILIK Devamlı zarar eden bir müessese olarak bilinen Türk Hava Yolları, son iki yıldır kör etmeğe başlamıştır. 1966 yılında THY'nın sağladığı kar, 2 milyon ie leri yi bir başarı sa- yılıyo , bu yılkı kân 10 milyon liraya u- laşmıştır. Yetkililerin sy rine göre bu kâr, kapasi tesinin genişletilmesi - den çok, talebin büyük çapta artmasından ileri reel 1967 yılın- daki talep, 1966'ya oran- la Sizde 20 bir artış kay- detmiştir. Böylece THY, yeni iş yılına daha güçlü gir- mektedir. Bu güç, sağla- nan kârın yanında, her- halde satın alman ve meş Gr uç edilecek olan "DC-9" verdiği ozal doğ- maktadır! KÂĞIT Geçenlerde Ankara'da» SEKA yöneticilerini ilgi- lendiren bir karar alın- dı. Yakında Meclise ve- rilecek bir kanun tasarı- sna göre, 33 yıldır İz- mitte bulunan SEKA Genel Müdürlüğü, Anka- ra'ya nakledilecektir. Bu* na, SEKA yöneticileri ka- da her seferinde İzmit'e taşınmaktan bıkmış olan gazeteci ve matbaacılar da sevindiler. Bu kararın alınmasın- daki sebeplerden biri, kâğıt endüstrisinin son yıllardaki ilerlemesi kar- şısında genişleyen tesis- lerin merkezi bir yerden yönetilmesi Z0- runluğu: Gerçekten de, kâğıt ve yı- Enli 42.bi bin İDE ton iken. 21