Ne demiş, EÇENLERDE, memleketin du- rumuyla yalandan ilgili ve he- yecanlı bir arkadaşım “Yahu, bu ye - neler diyor?" diye şi- kâyet ett İnönü'n nün son demeçlerini be- genmemişti. Söylediği iyimserliği bir manaya bağlayamamıştı. Par- lâmento açılırken AP iktidarı, hem de yetkililerinin (o ağızından, hemen bütün Anayasa müessese- lerini hizaya getirmekten bahseder ve bir takım, kanun konusu niyet- lerini açıklarken, bazıları Anayasa yı bile değiştirmekten SÖZ eder- götürürken İnönü nasıl oluyor da “Memleket iyi yoldadır" diyebili- yordu? Arkadaşıma, galiba İsmet Pa- şa'nın demeçlerinin gazetelerdeki “haber (o başlıklarını (gördüğünü söyledim. Eğer bu demeçlerin me- tinlerini dikkatli okuduysa, Muha- lefet Liderinin bir durumu ifade- den çok fazla, İktidara kesin bir ihtarda bulunduğunun kolaylıkla farkına varırdı. İnönü'nün AP'ye yaptığı ikazlarla, vaktiyle DP'ye yaptığı ikazlar arasındaki değişik- lik, Üslüp değişikliğinin ötesinde değildir. DP'ye, yapmaması gere- ken şeyleri yapmaya kalkıştığı tak- dirde dünyanın başına yıkılacağım söylemişti. Bugün AP'ye "Her hal- de, bunları yapmayacak kadar ak- lınız başınızdadır” diyor. Memle- keti iyi yolda ilân edişinin sebe- i de, AP İktidarının, çoğu en içinden gelen sapık telkinlere şim- iye kadar uymamış olmasıdır. ERÇEKTEN de, AP İktidarı, dünya kadar küçük hata işle- mesine mukabil, bugüne ka bir büyük hata yapmamıştır. man zaman bunun eşiğine kadar geldiği İntibaımı uyandırmış, kusunu vermiş, fakat Demirel ei seferinde, bir Anadolu çocuğunun insiyakiyle durmasını, dönmesini bilmiştir. Genç gazeteci arkadaşlar, "Rus sell Mahkemesi "nden heveslenmiş ler. Böyle bir mahkeme p De- mirel'i (o yargılayacaklar, hükme bağlayacaklarmış. Bir tanesi gel AKİS ne demiş İsmet Paşa? di, "Başkanlık için sizi düşündük" dedi. Benim oyumun, Demirel'in beraati yönünde olacağını söyle- dim. Pek hoşuna gitmedi. Zaten niyetlerinden de vazgeçtiler. Gençlik heyecanı! Her halde İsmet Paşa'nın, ikaz- larını böyle yapması beklenmez. Ama bu ikazların son derece cid- e neticeleri İtibariyle çok önem li kesin ikazlar olmadığını üslü- bundaki yumuşaklığa, yn bi niş tarzına bakıp sanmı mez bir hata olur. U hafta Parlâmento, gerçek ça- vu dönemine başlıyor. Tür- kiye'nin çok meselesi çareler METİN TOKER beklerken, eğer AP İktidarı "mem- leketi dikensiz gül bahçesi" haline getirmek arzusunun icabı olan ka- nun tedbirlerini almaya kalkışır- sa gafilce davranmış olur. Bir de- fa, bu tedbirleri kanunlaştırmaya gücü yetmeyecektir. Kanunlaştırır- sa, onları tatbik edemeyecektir. "Biz iktidarız! Biz san çıktık! Biz milli iradeyiz! Egemen- değil rakıp, herkesin 1967 Türkiyesine gerçekci gözle bakması lâzımdır. Türkiyesindeki Anayasa, yet- kilerle hakları düzenlemiş, bunla- rın nasıl kullanılabileceğini tesbit etmiştir. Bağırsanız da, çağırsanız da siz Parlâmentodan © kaya onu yürürlüğe koyamazsınız. Ba- ğırsanız da, çağırsamız da radyo nun bağımsızlığına dokunamaz nu eski "Vatan Cephesi Borazanı" yapamazsınız. Başbakan garip şeyler söylü- Garip demokrasi kaideleri keşfediyor. Garip telâkkilere sahip görünüyor. Garip şeyler yapmaya kalkışmadıkça o söyler, başkaları söyler. Bundan, Uç büyük zarar gelmez. Aslında bir zarar vardır. O da, Başbakanın iktidarınadır. Lâf ka- labalığı içinde memleketin bekle- diği önemli ve ciddi, hattâ bir kıs- mı hayati dâvalar ele alınmadığı i- çin, bu iktidar, kendisine oy ver- miş olanları bile hayal sukutuna uğratır. Bir gün bakar ki, oy iti- bariyle muallâkta kalmış. Ö zaman m ,, Ben sabık iktidar olmayaca- ' diye direnmedikçe toplum Kayalı zelzele kopmaz. Ama toplum hayatında zelzele yaratacak tas idarı it- meye çalışan cereyanların varlığı- nı İnönü gözönünde tutarak bu- gün ihtarını, ikazını yapıyor. "Bun- lara şimdiye kadar uymadınız. Bravo. Bundan sonra da uymaya- cağının ümid ediyorum. Onun i- çin memleket iyi yoldadır. İsteni- len saçmalıkları yapmamanın bir iktidara zaaf değil, itibar getirdi ğini gördünüz. Bu tecrübeden isti- fadeye hep devam edeceğinizi sa- rarım. Onun için memleket iyi yol- dadır" diyor. Bizim heyecanlı arkadaş, olsa olsa, bunun söylenişinde, eski tâ- birle bir “takdim - tehir" olma- masından, İsmet Paşa'nın "Bunla- rı yapmaya kalkıştığınızda dünya nın başınıza yıkıldığım göreceksi- niz. Memleketin sağlam kuvvetleri Mer size oyaptırımayacak, A- düzenine kastettirtmeye- cektir" demediği için şikâyet ede- bilir. Ne yapalım? Demişler ki: Üs- lâb-u beyan, aynen insandır! Mâna, aynı olduktan sonra..