a > Z > Mm TÜRKÂY SAĞBİL (SAĞDA), ESERİ VE SEYİRCİLERE Kadınlar erkeklerden daha hamarat SERGİLER İki yerli ve bir konuk Taksim Sanat Galerisi, yeni sergi- leme döneminde üç özel sergi getirdi: Birisi konuk, ikisi yerli. Konuk Leon Jamgoçyan henüz yirmibirinde, Beyrut doğumlu, Er- meni asıllı, eğitimini İtalya'da sür- dürmüş bir sanatçı. Gravür ve sulu- boyalarını sergilerken, aslında ser- gileme yeri olarak düşünülmemiş bir yeri değerlendirmeğe çalışıyor. Gerek sergileme yerinin ve gerekse sergilenen, işlerinin, küçük tanıtma yazısındaki yabancı yazıcı - eleştiri- cilerin tanıtma ve- değerlemelerine hiç de yaklaşık olmadığı, orta karar bulunduğu ilk bakışta anlaşılıyor. Galerideki yerli ressamlar, Şa- dan Bezeyiş ile Yaşar Yeniceli, a- raştırıcı sanatçılar. İkisi de, resmin istediği ve çokluk ulaşılamıyan ra- hatlıktan henüz uzak bulunuyorlar. Ancak, safdışı kalmamış olmalarına rağmen, ikisi için de bir "tekrar"ın başlamış olduğu söylenebilir. Bu tekrarla Şadan Bezeyiş, yağlıboya, siyah-beyaz ve yağlıboya karışımı işlerinde dört yıl öncesindeki işle rinden daha bir küçük ve ışık geçi- rir yüzeylerle bir figürlemeye ulaş- makta ama, kendisi için bunun ye- terli olduğu da kuşkulu. Donuk, na- kış zayıflığı belirgin bu saplantıdan AKİS kurtulmak işin. siya kırmızılı resmi umut V Yeniceli ise, ellaci tutumundaki çalışmalarını daha bir gözden geçir- me ihtiyacım duyduğunu resimle- rinde gösteriyor. Lekelerin renk ta- dına eğilmiş ortaya toplanışları, ye- ni bir deyiş de olsa, Yaşar Yeniceli için yeterli ei GÜLTEKİN ELİBAL * Kendi gözleriyle görenler Kendi gözlerimle gördüğümü siz- lere aksettirmiye çalışıyorum" diyen Türkây Sağbil'in, Ankara'da Sanatsevenler Derneğinde bir ser- gisi açıldı. Ressam, elbette ki tabiatı, duy- gularım ona katarak verecektir. Ama, tuvale aktarılan bir konu, duy- guyla başlayıp duyguyla bitmemeli. Böyle olduğu takdirde, sanatçı, res- me dar açıdan bakıyor demektir. Oysa sanat, bir anlık duyguların ö- tesinde daha başka şeyler de ister. Sağbil'in bu beşinci kişisel ser- gisinde daha çok peyzajlar ve port- reler yer almış. Portreler hayli ba- şarılı. Sanatçının bu tip çalışmala- rında desen sağlamlığı ve renk ol- gunluğu daha bir belirgin. Kompo- zisyon düzeni de iyi. Bütün bunlar, nedense, peyzaj çalışmalarında görülem miyor. Bir kere, tabiat çalışmalarında kompo- zisyon düzenine gereğince önem vermemiş. Ayrıca, tabloya giren un- surların Oo birbirleriyle (o bağıntıları hemen hemen yok gibi. Aceleye ge- tirilmiş çizgiler, bir anlık duyguya tutuklanmış boyalar seyirciye ne verebilir? Türkây Sağbil, e mim samimi, birşeyler verebilme çabas içinde. Ama, işte hepsi bu! Avustralya'dan bir yâr var bizlere A vustralyalı ressam Evnice Lor- raine Anderson, eserlerini Anka- ra'da Doğuş Galerisinde sergiledi. "Bir sanatçı, tecrübeler elde etmek istiyorsa, Avustralya'yı terketmek ve başka ülkelerde çalışmak zorun- dadır" diyen bu hanım ressamın sergisinde 10 büyük kompozisyon var. En başarılı kompozisyonunun adı "Hareketsiz Hayat (Manolya) Görünüş". Bu çalışmada daha ziya- de sıcak renkler kullanılmış. Tablo- nun sağ alt köşesine yerleştirilmiş vazodaki manolyalar a çeki- yor. Beyazların tadı iy Miss Anderson, tablolarım kısa veya uzun tuşlarla örmüş. Bazı ça- lışmalarında MY yüzeylere de yer vermiş. Bir -. iki kompozisyo- nunda Matisse'den esintiler bulmak mümkün. 1960 yılında Avustralya'nın Syd- ney şehrinde Devlet Resim Akade- misinin özel bir kursunu bitiren Ev- nice Lorraine Anderson, "Türkiye ve İran'ın camileri, özellikle Bizans eserleri beni çok etkiledi" diyor. AYHAN İLTER * 20