DEMİREL — İNÖNÜ Elele bir başlangıç MİLLET Ikiel bir baş içindir Hee bir aksilik çıkmazsa, ki çık- ması" ihtimali pek azdır, bu der- ginin baskıya verildiği geç saatler- de, hafta sonunun saat o 18'inde, Başbakanlık odasında biri genç, bi- ri yaşlı iki lider başbaşa memleke- tin meselelerini (o görüşeceklerdir. Bunların biri Başbakan Süleyman Demirel, diğeri Muhalefet Lideri İs- met İnönü dür. Olaydan o haberdar bir yetkili, randevudan evvel kendisine, bu bu- luşmada nelerin görüşüleceği sorul- düğme şöyle dedi: — Ooo, günün ne kadar mese- lesi varsa hepsini sayabilirsiniz.." onra, geniş bir gülümsemeyle ilâve etti: — Dirilerden ölülere kadar.." Başbakan ile Muhalefet Lideri, buluşup görüşmeyi, bundan önceki konuşmalarının birinde kararlaştır- mışlardı. Fakat vakit tesbit edilme- mişti. Her halde, iç politikada yeni 4 YENİ DÖNEMİNDE MECLİS "Açılır, besmeleyle dükkânımız" yıl çalışmaları başlarken meseleleri aralarında gözden geçireceklerdi. Normal olarak davetin. Başbakan - dan gelmesi lâzımdı. Zaten Demirel, bir protokol karşılaşmasında İnö- yü'ye, kendisini davet edeceğini, lütfedip gelirse müteşekkir kalaca- ğını söylemişti. CHP Genel Başkanı: — Ne zaman emrederseniz" ce- vabını vermişti. Fakat iki olay, Muhalefet Lideri- ni bu karan Başbakana hatırlatma- ya itti. Kıbrıs'a girerken Yunanlı- lar tarafından yakalanan ve hapse- dilen Rauf Denktaş'ın ailesi büyük endişe içindeydi. e İktidara olduğu kadar Muhalefete de, eşiyle ilgile- nilmesi için başvuran Bayan Denk- taş telâşlıydı ve kocasının Yunanlı- lar tarafından o öldürülmesinden korkuyordu. Doğrusu istenilirse (Muhalefet de, Kıbrıslı liderin birdenbire kay- bolup, sonra Makarios'un eline düş- tüğünün duyulması karşısında ka- ranlık içinde kalmıştı. Hele Denk taşın Hürriyet gazetesinin Anka- ra temsilcisiyle böyle bir davranışı konusunda temas halinde olduğu nun gazete tarafından açıklanması, yayınlanan mektupta Kıbrıslı lide- rin, başına bir şey gelirse, eşine ve çocuklarına yardım işini gazeteye bırakması bazı tereddütler doğur- du. Denktaş Kıbrıs'a Cumhuriyet Hükümetinin talimatıyla mı, kendi- liğinden Kıbrıs odâvasına yardımcı olmak için mi, yoksa bir gazetenin sansasyon muhabiri olarak mı git- meye kalkışmıştı? Gerçi, Silâhlı Kuvvetlere bu o- lay dolayısıyla alarm verildiği sü- ratle yalanlandı ama Kıbrıs mese- lesinin bir buhran safhasına girdiği gözlerden kaçmadı. Bayan Denk- taşın sıkıştırmaları İnönü'yü De- mirel'le biran önce görüşmeye itti. Düşünülmeyen husus Diğer yandan öğretmenler de, İkti- dara karşı bir çetin mukave- mete hazırlanırlarken Muhalefet Liderini görmüşler ve ona dertleri- ni söylemişlerdi. Öğretmenlerin du- rumunu daima büyük bir mesele o- larak görmüş olan İnönü bundan evvel de konuyu Başbakana götür- müş, ilgi sağlamıştı. Öğretmen- lerin müracaatı, randevunun açık- lanan bir "tacil" sebebini teşkil etti. Ama hiç kimse, Başbakan ile Muhalefet Lideri kapalı kapıların arkasında biraraya geldiklerinde "günün aktüel büyük meseleleri"no temas etmeyebileceklerini düşün- medi bile. Meclisin bu devresinde İktidarın ele almak niyetini söyle- diği temel kanunlar bunların biri- AKİS