BOZBEYLI VE ATASAGUN Sıcak yere eskiler oturdu dir. Seçim Kanunu, TRT, Partiler Kanunu, Tedbirler Kanunu AP ta- rafından ele alınmak istenilen ka- nunlardır ve böyle bir yola Ana Muhalefetle peşin bir görüşbirliğine girilmesinin çevireceği herkesce bilinmektedir. Bunların yanında Cenazeler işi de, döndürüldüğü arapsaçı halin- de, tehlikeli gelişmelere vesile ver- mek istidadını muhafaza etmekte- Bu konuda İnönü ile bir Hükü- met yetkilisi, İçişleri Bakanı Dr. Faruk Sükan arasında ilk ve son konuşma, Cumhurbaşkanının Lon- dra'ya uğurlanması töreninde cere- yan etti. Muhalefet Lideri, İktida- rın kendi başına yok yere bir dert açmış olduğunu söyleyince Bakan, olayın çapım pek kavrayamadığım belli eden bir "kanun edebiyatı" yaptı. Bunun üzerine İnönü "Ne ha- liniz varsa görün" mânasına gelen ve olanların da, olabileceklerin de kendilerini hiç ilgilendirmediğini belirten bir cevabı sertçe verdi. Demirel ikili konuşmada, her halde olayın önemini ve muhtemel gelişmelerini, oOhücumlara uğramış dahi olsa, daha iyi kavrayarak me- seleyi konuşmuş olacaktır. Buna mukabil, Muhalefet Lideri de AP AKİS Genel Başkanının, | içinde uğ- radığı “örtülü hezimet"le doğan "iç durum'u sar aında, anlayışlı davranmayı unutmuş bulunmaya- caktır. PARLAMENTO Ya.. Ya.. Şa.. Şa,. FB..FB.. çok yaşa.. ir AP milletvekili nefes nefese koridora çıktı ve heyecanla: "— Yaşasın! FB kazandı.." dedi. Bir maça "Fenerbahçe'yi tuta- rak girenler tezahürata başladılar. . Tezahürat Genel Kurul salonun- da da vardı ve ismiyle soyadının ilk harfleri FB olan Ferruh Boz- beyli, çekişmeli (oMeclis Başkanlığı seçimini kazanmıştı. Bir gün sonra da, Senatoda Ata- sagun, yerini muhafaza etmeyi ba- ardı. Bu hafta Ankara'da, bu netice- ler karşısında AP Genel Merkezin- de çok söylenti odolaşmakta, çok dalgalanma olmakta, Demirel ve Bozbeyli isimleri biraz fazla yanya- na, daha doğrusu karşıkarşıya ge- tirilmektedir. Bunun sebebi, kendi- di açıktan vaziyet atmamış dahi ol- sa, Demirel adına hareket eden bir takım "iç baskı grupları"nın, aday- larını seçtirememeleridir. Kendile- rine "Yeminliler" adım veren, daha ziyada "Bakanlık (o heveslileri"nden teşekkül eden ve İstanbul'un iş çev- relerinin temsilcisi olan bir takım "Entellektüel AP'"liler Bozbeyli'nin karşısına İsmail Hakkı Tekinel'i çı- karmışlardı Bir çatışma ihtimali belirdiğinde, hem Bozbeyli, hem Demirel parti disiplininin de gerektirdiği medeni hareketi yaptılar ve Genel Başkan Demirel'e gidip onunla görüştüler. Eğer adaylıklarını Meclis Başkanlı- gına koymalarında bir sakınca gö- rülüyorsa, koymamaya hazırdılar. Genel Başkan her ikisi önünde de yeşil ışık yaktı. İkisi de yarışa girebilirlerdi. . Kazanan hangisi o- lursa olsun, AP için makbuldü. Ancak, kulislerdeki hava bu de- ğildi. Demirel'in Bozbeyli'yi isteme- diği en fazla tekrarlanan iddia idi. Nitekim seçim günü, Bozbeyli'nin Başkanlığı vurduğu üçüncü turun sonuçlarım tesbite çalışan tasnif heyetinin etrafında birikmiş kala- balığın arasından, saat 16.55de Tu- ran Bilgin fırladı ve Hükümet sı- ralarında oturan Demirel'in yanına 5