YURITA OLUP BİTENLER nul yüreğine endişe tohumları ekme- yi marifet biten ruh hastası muhabir bir soruyla ortaya çıktı: Ya Türkiye, yardımları aldıktan sonra NATO'yu terkederse ne olurdu? Genel Sekreter, gözlüklerinin altından, bu acaip so- runun sahibine şöyle bir baktı.-Bu sı- rada, Türk gazetecilerin omırıltıları salonu doldurmuştu. Temkinli oMu- harrem Nuri Birgi, bir "şıştt!" çeke- rek süküneti temin etti. Stikker, ek- santrik İngilize hak ettiği cevabı sert bir sesle verdi: " — Pariste de, Ankarada da bu türlü bir düşünce değil, bir şüphe n çinde kalmak gibi bir şarta da bağlı değildir!" Türk o gazeteci- ler, Genel Sekrete- re karşı duydukla- Türkiye iki yolun ağzında bulunuyor. leketi olacağız; ciddi devlet adamlarının! Birincilerin bizi tuğu durumun yaralarından hiç birini, değiliz Ancak ikincilerin tesir ve kudretlerini ve küçük politikalarına, devam etmektedirler. radan, yapmadığı iş yok. Bunların a- rasında en alâka çekici olanı, dünya- ca meşhur Heineken bira fabrikaları- nın Genel Müdürlüğü. Halbuki NA- TO'nun Genel Sekreterinin birayla başı'hiç hoş değil. Stikker, 1922'den 1935'e kadar bankalarda çeşitli gö- revlerde bulunduktan sonra biracılı- ga girişti ve o işi tam 13 yıl, 1948 e kadar yürüttü. Ama aynı zamanda Nederlandsche Bank ve Nederlandsc- he Handel - Maatschappij bankaları ile Algemeen Handelsblad isimli libe- ral gazetenin ve diğer bazı şirketle- rin idare meclislerinde üye olarak Ya, ya Buna rağmen, tavizci efkârın okendilerim Türkiyenin rı sevginin (o biraz yaralar sarılacaktır. daha kuvvetlen- diğini (o hissettiler. sı ve aydın umumi Stikker, geri Oka- lan sorulara, vak- rimi sanmak hatadır. tin azlığı oyüzün- sarar > vereceklerdir. den kısa kısa ce- vaplar verdi. Saat 17 ye yaklaşmıştı. Memleketin dertlerini bu dertlerin hallinin li Ge herkes her şeyden önce Anlayanlara Şükran ! tavizci politikacıların göstermeleriyledir . ki, teşhis etmiş bulunması, hiz bir ilerlemedir. Ama, daha geniş kütlelerde hiç iltifat görmeyecekle- gayretlerine mutlaka sekte vuracaklar, ağız birliği bizim kendi gayretlerimize "bağlı, e Bakanlığı mevkiine oturttu. Stikker 1949'da Endonezya statüsünü ve An- til adaları meselesini görüşmek üze- re toplanan Yuvarlak Masa Konfe- ranslarında memleketini temsil etti. Bu arada, 1950'de Avrupa İktisadi İş- birliği Teşkilâtına siyasi müşavir tâ- yin edildi, sonrada onun başına geti- rildi. Bu yüzdendir ki Teşkilât içinde halen geniş prestiji vardır ve fikirleri ağırlık taşımaktadır. Kendisiyle bera- ber Paristen Ankaraya gelenlerden bi- ri: "— Türkiye Stikker'i büyüledigi- ne göre, Avrupa İktisadi — İşbirliği Teşkilatındaki işle- rinizin de iyi yürü- yeceğinden (oOoemin olabilirsiniz" Oo de- mem- di. sok- Stikker, Dışişle- henüz sarmaya muvaffak olmuş ri o Bakanlığından u- ayrıldıktan sonra, politikacılar gene ortadadır 1952'den itibaren Sayılarının azalmış olma- tam altı sene mem- şüphe- leketinin oOLondra Büyük Elçiliğinde bulundu. 1955 - 56 arasında Birleşmiş Milletler o Ekono- mik ve Sosyal Kon- ediyor. Ama, ei v5 gerçeğini kabul etme zamanı geldi mi, yan nler çok olu- seyi nezdinde Hol- Genel ( Sekreter, yor. ünkü imkânlarımızla, köylüyü çalıştırmadan onun kendi o yolu- landa delegasyonu tam 17 ye | kala nu, okun nasıl yapabiliriz, suyunu nasıl getirebiliriz f Bugünkü imkân- başkanlığını o de- toplantıyı, Bu IŞ larımızla, her fazla kazanandan fazla vergi almaksızın milli gelirimizin ruhte, etti. 1958'de de, bu kadar . di- 50 milyar çil yüzde 14' ünü -7 milyar lira- nasıl yatırımlara ayırabili- de NATO Konseyi ye kapadı ve ilâve riz? ve İktisadi İşbirli- etti. Ama durum bu iken bir takım politikacılar çıkar da, köylüye dönüp gi Teşkilâtı nez- m Hava ala- "Seni çalıştırmak istiyorlar. Sakın çalışma. Efendim, hukuk devleti bu! dinde NATO Dai- nında, Türk devlet Senin yolunu, tıpkı şehir yolları gibi devlet yapacaktır. Biz neden vergi oOmi Temsilciliğine adamlarını beklet- veriyoruz ? Hiç korkma, arkanda bizim parti var. Bizim parti, senin par- o tâyin olundu. meyelim.' , tindir" derlerse. Şehir dönüp "Bu kadar vergi olur muymuş ? Ne bu? Bütün bu görev- Ellerini, ( geldi- Rezalet! Seni, ncım vergi diye devlete teslim etmekten, biz koruya- ler, Hollandalı hu- ginde yaptığı, gibi havaya kaldırdı ve a gazetecileri selâm lerse.. ladı. Yarım obar- "Ni dak su içti. Hava ye meydanına o hare- sm . ket etmek üzere, asansöre doğru ge- niş adımlarla iler- edi. "Hoş bir adam" Stikker, NATO'nun Genel Sekreter- liğinde Spaak'ın yerini aldıktan sonra Türkiyeye ilk defa olarak gel- mektedir, İri Hollandalı, başkentte hemen "Hoş bir adam" intibaını u- yandırdı. Devlet adamlarımızla tabii kapalı kapılar arkalında konuştu a- ma Hariciye Köşkünde verilen bir zi- yafette bu sıfatı taşımayanlar tara- fından da tanındı ve onlar üzerinde de çok müsbet tesir bıraktı. Dirk U. Sttikker, 65 yaşında. E- sas mesleği itibariyle maliyeci. İşe hukuk okumakla başlamış. Ama son- 8 İ Vergileri BE azaltacağız. Rezaler, bu! arkanda İsmet Pağli konuşuyor: rıyla milletin şevkini bizim parti var. Bizim parti, kesmeğe çalışan iyi yer bulmayacaklardır.,” bulundu. Stikker 1945'te Hollanda İş- verenler Sosyal Kurumunun başkan- lığını aldı ve kurucuları arasında bu- Umduğu Çalışma Fondasyonunun ba- sma getirildi. Stikker, hukuk okuyup ta hukuk- çuluğa heves etmeyenlerin akserisi gibi bir hengâme arasında kendini bir gün politikanın ta içinde buldu. Baş- tan İtibaren liberal tandanslıydı o ve çalışma sahasının çalıştıranlar kıs- mındaydı. Nitekim, kurduğu Hürri- yet ve Demokrasi Partisi de liberal te- mayüllü oldu. Politika hayatı kendi- sini, 1948 yılında Hollanda Dışişleri Devlet için mi çalışacaksın f senin partindir” der- "Bu zahmetli devirde küçük politika hesapla- politika hareketlerine rak arşı koyacağım. Aksi davrgmştaki politikacılar bugün için ve gele- cek için milletin hatırasında kukçuyu milletle- rarası politika ala- kesin ola- hayranlık uyandı- rıyordu Bu yüzdendir ki 1961'de oturaklı Pa- ul Henri Spaak NATO Genel Sekre- terliği görevinden ayrılıp memleketi Belçikada siyaset yapmak kararını a- lınca kendisine halef, arama işinde fazla müşkilta uğranılmadı. Belçika- lı devlet adamının yerine bu Hollanda- lının getirilmesi, hiç kimsenin itirazı- nı çekmedi. Stikker de, yeni işini faz- la yadırgamadı. Hatta bu, hayatında hemen hiç bir değişiklik yapmadı. Sakin bir hayat Stikker Türkiyeye, eşiyle birlikte gel- di. Kocası gibi iri olan Bayan Stikker AKİS, 16 NİSAN 1962