için yardımcı olmayı samimiyet o ve ciddiyetle düşündüklerini bildirdi. An- cak Genel Sekreter, bu yardımın şar- tım da çıtlattı: "Türkiye, demokratik prensipler çerçevesinde bugünkü prob lemlerini ele almıştır." Bunun mokrasi prensibleri içinde kaldığınız süre, bizim yardımımıza güvenebilir- siniz" manasına geldiğini anlamak i- -in öyle olağanüstü bir dehaya zerrece lüzum yoktu. Stikker, NATO üyelerinin o "sağ kanaf'ın ittifaka bağlılığından emin olduğunu da sözlerine eklemekten ge- ri kalmadı. NATO Genel Sekreteri- nin başkentteki temasları hakkında e- saslı bilgi sahibi olanlar, bunun han- gi manaya geldiğini sezmekte faala güçlük çekmediler. Stikker, Türkiye- nin nötralist bir politikaya kayacağı yolundaki yayınların tesirinden, baş- kentte, başta İsmet İnönü ve Feridun Cemal Erkin, Türk idarecilerin hava- larını aldığında yüzdeyüz kurtulmuş ve rahat etmiştir. Genel Sekreter, bu sözlerle bitirdi, ledi. yazılı (o demecini sonra Sualleri bek- Ak koyun, kara koyun Doğrusu istenilirse, toplantıda bulu- nan gazetecilerin okuyucularına vermek istedikleri haberlerin başın- da "Dış Yardım İşi" geliyordu. Buna rağmen Genel Sekretere sorulan ilk sualler daha genel mahiyette oldu. Al man DPA ajansının muhabiri Leyla Çambel Genel Sekreterin Napolideki bir demecini bahis konusu etti. Başka bir soru Ortak Pazardan bahsedince, Stikker bunun NATO için de faydalı olacağını bildirdi. Bir alman gaze- tesinin muhabiri olduğu söylenen Sey- feddin Akersin, Genel Sekretere al- çekti ve bu, gülüşmelere yol açtı. rular ancak bundan sonra, döne do- laşa, Türkiyeye yapılacak yardımın miktarı üzerinde düğümlendi. Stikker, Basının merakından ha- berdar görünüyordu. "Ben, NATO Ge- nel Sekreteri olarak, Türkiye için e- limden geleni yapacağım. Ama size, Krutçefin yaptığı gibi kesin bir ra- kam söyleyemeyeceğimden dolayı üz- günüm!" dedi. Bu söz de, tatlı tebessümlerle kar- şılandı. Genel Sekreter, esasen Tür- kiyeye yardım için Mayıs ayı başın- da Atinada toplanacak NATO Bakan- lar Kurulunun bir karar vereceğini, ağlebi ihtimal bir "Türkiye (OKlübü" nün kurulacağını, bu klübün Türki- yenin beş yıllık plânını inceleyip NA- TO üyesi olan ve olmayan memleket- lere Türkiyeye yardım için telkinde bu Ilınacağını açıkladı. Bu güzel haber- AKİS, o16 NİSAN 1962 Amerikan Fıkrası İstanbuldaki Tünel ile A. P. arasında ne fark vardır? Hiç bir fark yoktur. İkisinde de bir alay insan bir ucundan girer, bir alay in- san bir ucundan çıkar! ler, o gün Balin Otelin damında -ki barca "Roof oObüyük memnunluk u- yandırdı. Stikker, NATO nun iktisadi bir yardım fonuna sahip bulunmadığı- nı hatırlattı. Ama Türkiyenin iktisa- di ıslahat programının tasvibi suretiy- le NATO'nun-manevi desteğine hak kazanmasının, bu yardıma bizi ka- vuşturacağını da. sözlerine ekledi. Gelen haberler Genel Sekreterin bu (açıklamaları, son günlerde Ankaraya gelen ha- berleri teyit etti. Öğrenildiğine gö- re, "Edgar Faure Heyeti" diye bilinen heyet, NATO Bakanlar Kuruluna Tür kiye hakkında son derece müsbet ve güzel bir rapor vermiştir. Bu rapor- da, Türkiyenin kalkınma gayretleri incelenip tutumumuz takdir edilmek- Stikker konuşuyor Tatlı yemeli, tatlı konuşmalı YURTTA OLUP BİTENLER tedir. Takdirin başlıca sebebi, Başba- kan İsmet İnönünün haftanın sonun- daki radyo konuşmasında belirttiği hu- sustur. Edgar Faure Heyeti, Türkiye- nin kalkınmak için kendi kaynaklarını seferber etmeye hazır olduğunu gör- müş, plânlı bir gelişmede azimli bu- lunduğunu kabul etmiş, bunun üzeri- nedir ki dostlarımızın da ellerinden gelen yardımı yapmalarını uygun ad- detmiştir. Bu, Türkiyenin milletler- arası ekonomik sahasında (yıllardır kazandığı ilk ciddi başarıdır. ' Edgar Faure Heyeti, tetkikleri- ni İki memlekette, Türkiyede ve Yu- nanistanda yapmıştır, Türkiye hakkın daki raporun müsbet olmasına (ove yardım tavsiyesinde bulunmasına kar- şılık Yunanistanla alâkalı rapor kom- şu hükümeti memnun etmemiştir. Bu- nun üzerine, Edgar Faure Heyetinin o raporu geri aldırılmıştır. Bu, Tür- kiyeyle alâkalı raporun müzakere edi- lip karara bağlanmasını geciktirmeye- çektir. Atinada yunanlı dostlarımızın bir güçlük çıkarmayacakları ümit e- dilmektedir. Doğrusu istenilirse bu durum, Dış işleri Bakanı Feridun Cemalin baş- kanlığında teşekkül edecek heyetimi" zin omuzlarına ciddi bir görev yükle- mektedir. Zemin ve zaman, en mühi- mi rapor son derece müsaittir. Bakan- lar Kurulunun tebliğinde bunun belir- tilmesi için kullanılacak tâbirler bi- zim heyetimizin gayretinin neticesi olacaktır. Rapor, Türkiyeye yardımın bir NATO müttefiki olduğumuzdan dolayı değil, İktisadımızı sağlamlaş- tırmak için ciddi niyet sahibi bulun- duğumuzdan dolayı yapılmasını tav- siye etmektedir. Bu ibare NATO Ba- kanlar Kurulunun kararında da yer aldığı takdirde, içinde İsveç, İsviçre ve Avusturya gibi tarafsız memleket- lerin de bulunduğu ve ittifakla karar- larını alan Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilâtının da bize destek olması ko- laylaşacaktır. oTeşkilâtta böyle bir heves sezilmektedir. Gerçi onun Ge- nel Sekreteri Christensen Türkiyeye, yüzde 7 kalkınma hızının fazla oldu- gu inancıyla gelmiş ve bu inancını ta- mamiyle de terketmemiştir ama, bu- rada gördükleri kendisini Türk Hü- kümetinin azim ve kararı konusunda tatmin etmiştir. Her halde bugünden görülen, Ma- yıs ayı başında Türkiyeye Atinadan memnunluk uyandıran haberlerin ge- leceğidir. Kara bir yürek Stikker'in basın toplantısı bu iyim- ser havayı aldığında, Ankarada maalesef ingiliz basınının tek temsil- cisi olarak bulunan ve verdiği iç ka- payıcı haberlerle batı umumi efkarı- 7