Haftanın İçinden Tehlikeli Manevralar gayra Cumhurbaşkanı Cemal Gürselin, hatalı bir yolda olduğunu söylemek zamanı gelmiş bulunuyor. Bu bata bir takım tehlikeleri de beraberinde taşıdığı için- dir ki ikaz görevini yerine getirmek, vatandaşlık hak- kının da üstünde, kutsal bir vecibedir. Bir devirde yaşıyoruz ki, memleketimizi ve omille- timizi sâdece açıklık, sâdece berraklık kurtaracaktır. Politika sahasındaki bütün oyunların meydanda, göz önünde oynanması lüzumu vardır ve herkesin kendi sorumluluğunu bilerek önce onun icabını yerine ge- tirmesi, sonra da hududu içinde kalması şarttır. Her yerde bir başka tarz konuşmak, herkese karşı bir ayrı tavır takınmak ortalığı karıştırmaktan başka hiç bir işe yaramamaktadır ve sorumluluk duygusunun icap- larına aykırıdır. Memleketin en nazik konularına, bu gibi tartışmaların üstünde kalması gereken makamla- rı dahil etmek ise o makamların sorumluluk ve yetki hudutlarını aşmak demektir. Geçmiş üzerinde durmanın faydası yoktur. Fa- kat sayın Cemal Gürselin, seçim önceki-statüsü içinde- ki davranışlarının, tutumunun ve hemen her gün ga- zetecilere Başbakanlık merdivenleri üstünde ve önlün- e en hayati meseleler hakkında söz söylemesinin iş- lerimizi kolaylaştırdığını iddia etmek imkânı yoktur İhtilâlin sayın başının politikası, belki şahsi itibariyle başarılı bir neticeye ulaşmıştır. Belki bu politika, se- çimlerde onun arzuladığı bir denge -veya odengesizlik- sağlamıştır. Belki böylelikle, bir siyasi teşekkülün tahribi (ogayretleri kuvvetli bir müttefik (bulmuştur. Ama gerçek şudur ki, Türkiye en tehlikeli omacerala- rın kapısı önüne getirilip bırakılmıştır ve bunlardan yakamızın sıyrılması kolay olmamaktadır. Kaldı ki İhtilâlin sayın başı, bir yol beraber kate- dildikten sonra Ülkü ve inanç birliğime sahip olmayan arkadaşlardan vefa beklemenin hayal olduğunu 25 Eki- min hemen öncesindeki hâdiseler dolayısıyla anlamış bu- lunmalıdır. Ondan cesaret alarak gelişen bazı Oo cere- yanların, sonradan kendisine de karşı dönmüş olduğunu sayın Cemal Gürsel her halde unutmamıştır. Sayın Gürsel, şu anda Türkiye Cumhuriyetinin Başkanı bulunuyor. Cumhurbaşkanının yetkilerinin ne olduğunu. Anayasanın alâkal, maddeleri açık ve kesir şekilde tâyin etmiştir. Bunların içinde. Hükümetin so rumluluğunu taşıdığı okonuları ele almak yoktur. Bu bakımdan, mahiveti itibariyle değil, ama zemini ve za- manı itibariyle bir ciddi tartışma konusu olan siyasi af meselesinde bir vaziyet almasını tasvip etmeye im- kân yoktur. Söylediği değişik fikirler bugün o sâdece istismar ovasıtasıdır ve sâdece, önceden başarısızlığa mahküm bir takım zorlama gayretlerinin desteğidir Hale bir takım tarihlerin atılması ve bir af şampiyonu gibi ortaya çıkılması inanılmaz intilata gebedir. Hükü- met programlarının tahakkuk ettirilmesi ve hangi işin hangi zaman yapılması gerektiğinin tesbiti yetkisi tabii sorumluluğuyla birlikte, Anayasa tarafından Cum- hurbaşkanlarına bırakılmamış, Başbakanlara verilmiş- AKİS, 16 NİSAN 1962 Metin TOKER tir. Bir takım konuları bizzat ele alma hevesi, bu yet- kisizlik dolayısıyla, o konularda zihinlere tereddüt to- humlan ekme ve karışıklıklar yaratma oneticesinden başka netice vermeyecektir. Sayın Cumhurbaşkanının şu anda, memleketteki gerçek duruma ve kuvvet mu- vazenesine, ciddi ve önemli temayüllere en doğru teş- hisi koyduğunu söylemek kolay değildir. Bunun getire- ceği hüsranın büyük olması ihtimali ise kuvvetlidir. Vatanperverliğin timsali olan sayın Cemal Gürsel bir takım tutumunun daha bugünden hangi tahriklere ve- sile vermiş bulunduğunu serinkanlılıkla ve peşin hü- kümlere kapılmaksızın Oodüşünürse, üzerinde (olduğu yolu terketmekten ancak gönül ferahlığı duyacaktır. Siyasi veyahut âdi, bazı omahkümların affı için Anayasa Devlet Başkanına hak tanımıştır. Sayın Ce- mal Gürsel, eğer içinden böyle bir arzu geliyorsa ve ze- min ile zamanı buna uygun sayıyorsa hakkını hiç kim- seye hesap vermek mecburiyeti duymaksızın hemen kullanabilir. 27 Mayısta kullanabilir, 29 Skimde kulla- nabilir, kendi doğum gününde veya Kurban Bayramın- da kullanabilir. Bu nihayet, bir takdir meselesidir. Ha- talı yol, bunun dışına çıkmak arzusudur. Hatalı yol, bir hükümet tasarrufu olması gereken ve ancak bu sa- yede gerçekleşmesi kabil, aksi halde çeşitli den yenilmez mukavemet çekecek-tasarrufları lara bağlamak, öyle göstermek gayretidir. Bunun, as- lında, bu tasarrufu bir siyasi oteşekkülün zaferi gibi yaymak hevesinden pek farklı tarafı yoktur. Sayın Cemal Gürsel, bir noktada önemli - şekilde yanılıyor. Eğer dikkat etmişse görmüştür ki kendisi- nin ve Milli Birlik idaresinin her hatalı hareketini sâ- dece 27 Mayısın intikamını almak için yanan çevreler desteklemiş, teşvik etmiştir. Hatta bunlar, en samimi niyetlerle ikaz görevini yerine getirenlere sayın Gürse- li ve Milli Birlik İdaresini kendilerine paravana yapa- rak saldırmışlar, ara açmak için elde gelen hiç bir şeyi esirgememişlerdir. Sayın Gürselin ve Milli Birlik İdaresinin bu oyunlara kapıldığı zaman olmadığını söy- lemek imkânı yoktur. Ama bu çevreler, vaktin gelmiş olduğu zehabı içinde, en sonda maskelerini yüzlerinden atmış bulunduğuna göre aynı cins oyunlarına gene ka- pılmak yanlış olur. Sayın Gürsel emin olmalıdır ki, safı ve yeri 27 Mayısı gerçekleştirenlerin yanıdır. oOra- dan ayrıldı mı, muallakta kalması mukadderdir. Zira, Anayasa cevaz vermiş bulunsaydı da İhtilâlin cezalan- dırdıklarını tek başına affetmiş dahi olsaydı, kendilerini ihtilâlzede sayanların nazarında daima ihtilâli yapmış kumandan olarak kalacaktır, hiç birinden, hayal ettiği patisi minneti görmeyecektir, Tarihe adını Tarihe ge- cecek olduğu şeklin dışında bir şekilde geçiremeyecek- dir. Bu şekil, zaten dünyanın bütün şerefini beraberinde kaşımaktadır. Ama, ne oluyor? Bu tutum, vatanın işlerini güçleştiri- yor. Halbuki zaman, bu işlerin güçleştirilmesi değil, kolaylaştırılması zamanıdır.