YURTTA OLUP BİTENLER lularının affını o zaman Gümüşpa- la da kabul etmiş ve bunun başka mahkümlara da teşmilinden bahset- memişti" diye ekledi. Camlı kübik masanın başında o- turan Gürsel bütün izahatı büyük bir dikkatle dinledikten sonra başım tas- vip makamında salladı. Âksala hak veriyordu. Aksal gittikçe heyecanla- narak devam etti: "— Bilmiyorum Paşam, bu Gü- müşpalayı kim kışkırtıyor, kim yaptı- rıyor bunları?. Bunların gözleri, kör müdür ki memleketin içindeki şart- ları hesaba katmazlar.. Gürsel tasvip makamında salladı. Sonra Aksal, partisinin mesul bir şahsı a kendi fikrini ekledi. C. . hiç bir suretle 22 Şubat ile EN vi başka affa müsaade; başını durumu izah etti, Prensip olarak Hü- kümet programında yer alan "yara- ların müştereken sarılması"na taraf- tardılar. Ancak bunun zamanının Hü- kümete bırakılmasını arzu ediyorlar- dı. Üstelik basiretli Alican, Cumhur- başkanına 22 Şubat affı ile kayseri affının birlikte mütalea edilmesine asla razı olmayacaklarım bildirdi. Bunun Üzerine Gürsel Alicana da bazı nasihatlerde bulundu. .Cumhur- başkanı da aynı fikirdeydi ama, 22 Şubattan sonra mutlaka bir siyasi affın çıkmasını, dertli yüzlerin gül- mesini arzuluyordu. Hem üstelik bir korkusu bile vardı: Ya 22 Şubat af- fından sonra, siyasi af suya düşerse? Gürsel bunun önüne geçmek için bir çare düşünmüştü. Nasıl olsa par- ti liderleri 22 Şubat konusunda bir Başbakan İnönü radyoda konuşuyor Açık etmeyecekti. Zira her şeyin, bir sıra- sı vardı. Cumhurbaşkanı, C. H. P. lilerin bu havası karşısında af okonusunda fazla ileriye gitmedi. Fakat Gümüş- palayı övdü ve onunla aranın bozul- maması zaruretine işaret etti! A. P. de, 27 Mayısta şahsi af yetkisini kul- lanacağını bildiren Gürsel C. H. P de bunu şimdilik düşünmediğini söy- ledi. Böylece, ortalığa karışık bir hava hakim oldu. İlginç bir konuşma. Gürselin C. K. M. P. yi ziyareti so- guk geçti. Ondan sonra Y.T. P. ye gidildi. Y.T. P, Genel Merkezi Gürsele da- ha sıcak geldi. Daha rahat sohbete daldı. Alican parti içindeki açık protokol hazırlayacaklardı. İşte bu protokola, mutlaka Kayseri affı da dercedilmeli ve iş sağlama bağlanma- lıydı. Alican bunu makul buldu. Za- ten zamanı gelince kimsenin affa bir diyeceği olmıyacaktı ki... İş, bunu si- yasi yatırım halinden çıkarmaktı. Gürsel Y. T. P. Genel terkederken pek neşeliydi. Merkezini Ancak ertesi gün, gazeteler ele a- lındığındadır ki yaratılan karışıklığın derecesi gözle görülür şekilde ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı her o partide bir ayrı şey söylediğinden, her gaze- te bir hava çalıyordu. Büyük Zafere göre Gürsel "Af var" demişti. Akşa- ma göre "Af yok" demişti. Daha son- ra, inanılmaz derecede çok spekülas- yon meydanı kapladı ve siyasi bava göz gözü görmez hal aldı. Basirete davet Durum, bir süre bu karışıklığı mu- hafaza etti. Her kafadan bir ses karıştırılmaksızın Meclise getirilecek- tir. Bunun oradan çıkması, Hükümet için hayati önem taşımaktadır. Hükü- met, af konusunda Hiç bir zorlama kabul etmeyecektir. Af hakkındaki karan,, sâdece Hükümet verecektir. Başbakan, bundan başka bir hal çâ- resinin mümkün,bulunmadığını pek açık şekilde anlattı. O zaman, A. P. deki fazla ateşli başlar ayılmakta gecikmediler. Zira, "Af çıkacak mı, çıkmıyacak mı?" sorusu süratle şekil değiştirdi ve " Koalisyonun partneri kalmakta devam edecek mi- dir, yoksa yerini başka bir ekseriye- te mi devredecektir?" Haftanın so- nunda toplanan A. P. yetkilileri, Ko- alisyonda kalmanın zaruretini gördü- ler. Bu yeri kaybetmek demek, A. P. nin felaketi demekti. Haftanın sonunda A. P: deki te- mayül şudur: 22 Şubat affı, şartsız kabul edilecektir. A. P. af konusunda karar vermek yetkisinin Hükümette bulunduğunu alenen ilân edecektir. Hükümetin yarısı A. P. li Bakanlar tarafından teşkil edildiğine göre, bu, P. nin söz sahibi olmadığının de- gil, olduğunun delilidir. Sâdece, yet- kiyi sorumluluk taşıyanlar (o kullana- caktır. Yani A. P. Bakanları vasıta- sıyla sesini duyuracak ve Hükümette tesahüdü sağlayacaktır. Kendi teşki- lâtına bir tamim gönderecek, afla alâ- kalanılmamasını, bu işle Bakanların görevli olduğunu bildirecek, aksi dav- ranışları cezalandıracaktır. Böylece, karışmış siyasi ortama sükünet geti- recektir. A. P, Bakan değiştirme he- vesini de bir kenara bırakacak ve bu- nu Hükümet Başkanına bir hak ola- rak tanıyacaktır. Bunun yanında Gür- sel New York Times'in bir muhabirini kabul etti ve ona af konusunda Hü- kümetin söz sahibi olduğunu bildir- di. Bu, basirete avdet demektir ve gerçeklerin nihayet anlaşıldığının i- şaretid B.M.M. Müstakil Grubun esrarı Her şey bundan bir kaç gün evvel değil, bir kaç hafta evvel de değil, bir kaç ay evvel, A. P. Genel Başka- nı Ragıp Gümüşpalanın bir manevralara giriştiğinin A. P. ayan beyan belli olmasıyla başladı. Bir gerçek şudur: Koalisyonun kuru- luşu sırasında, A. P. nin itidal sahip- leri Genel Başkanı kendi saflarına al-