tirake hazır olduğunu bildirdi. o Ga- zeteciler, Başbakanlık için kendi adı Mey durulduğunu hatırlattılar. Y. T. P. Genel Başkanı, "henüz" böyle bir şeyin olmadığını söyledi Ve arka- daşlarına bilgi vermek Üzere araba- sını yokuştan aşağı sürdü. Daha sonra Y. T. P. çevrelerin- den duyulanlara göre, görüşme pek samimi ve ılık hava içinde cereyan et misti. Gürsel Alicana Bölükbaşıyla konuşmasının esasını nakletmiş o ve bu vaziyet karşısında Y.T. P. nin na- sıl bir tavır takınacağını sormuştu. Gürselin naklettiği duruma göre ka- bine için, Y P. nin alâkalanabile- ceği iki şık vardı: Cc. P. -Y. P. ama hiç bir şey söylemedi. İfadesine göre, bir şey söylemek için yetkili değildi. Gümüşpala görüşme hakkın- ii partisinin . idarecilerine erd Gürselin A. P. lilerle teması da munis geçti. Cumhurbaşkanı Gümüş- palaya sâdece Bölükbaşıyla değil, A- licanla da yaptığı görüşme hakkında bilgi verdi. Bu durum karşısında A. P. ne yapacaktı? Gümüşpala, parti- sinin "nazik vaziyeti" ve arkadaşları- nı doğru yola sevketmekte çektiği güçlükleri saydı, bunların sebepleri üzerinde durdu ve bazı allerjilerden Tehlikeli Alâkalar YURTTA OLUP BİTENLER alümuilân O hâdisenin dekoru olarak, A. P. li- n sonraydı. kısa bir toplantıdan sonra dağılmış- tı. Fakat milletvekilleri ve iie aya hâlâ oradaydılar. Bir ara, henüz mil- letvekili olmadığı sıralarda Bimii nin basın işlerini tedvir eden ve Genel gelerek Cevdet Perinde havadis oldu- gunu fısıldadı, onu yakalamalarını tavsiye etti. A. P. nin öteki taktisye- ni ve Edebiyat Fakültesinin (eski "Kronik Doçent'i Perin, gazetecile- re, sanki ağzın- dan zorla lâf alı- dirdi. Partinin Ge nel İdare Kurulu Gürsele u- uzadıya an- latmak lüzumunu hissetmedi. Bu, Gürselin irilmedi- ği bir husus değil- di. Gürsel, A. P. Başbakana P. nin ne diyeceğini (o sordu. Alicanın bir itira- prestij meselesi ya pardı, o takdirde de Y.T. P. liler Başbakanı takdi- me hazırdılar. Samimi başlayan Soh- etti. bet samimi devam General ve yaveri Gümüşpalanın ziyareti, lenmekteydi. Fakat 10.25'te müşpala ile Osmayı taşıyan Ankara H 62558 plâkalı açık mavi köşkün nizamiye kap Hiç kimsenin zerrece şüphesi olmasın: Şu anda Türk Silâhlı lerinin o her kademesinde (o herkes sâdece politika memleketin bütün düşünen kafaları bir meselenin Ordu mensupları gibi aydın bir zümrenin alâkasın çekmesine elbette ki imkân yoktur. Nitekim, o buhranlı günlerde de Ordunun kaynamakta olduğunu ve her yerde olduğu gibi atada da duruma bir çare arandığını sâdece D.P. nin bu-- runlarının o ucunu görmekten âciz politikacıları o hissetmemişlerdir. — Üs- telik şimdi Türk Silâhlı Kuvvetleri, kendilerini, 27 Mayıstan bu yana Olup bitenlerden o dolayı Tarih önünde sorumlu o addetmektedirler. Giriştikleri hareketi hakikaten mesut bir neticeye, ulaştırmak başlıca hedefleridir. Bir, kaç tatlısu aydınının, seçim neticelerini diişünebile- k en iyi netice olarak ilân etmelerine rağmen -insaf/- 15 Ekim günü sandık başında seçmenin kaçırdığı firsaa bu memlekette aklı başında Kuvver- herkesi yaraladığı gibi Türk Silâhlı Kuvvetlerinin, idlerini politikadan çekmek arzusuyla yanan idealist ve vatansever mensuplarını da her- şey yeni baştan gözden geçirmeye mecbur etmiştir. Ordunun politikaya karışmaması, herkesin temennisi- dir. ugünün meselesi Ordunun politikaya karıştığının mı karış- madığının mı tesbiti, karışmasının mı karışmamasının mı daha iyi ola- cağının tartışılması değildir. Mesele, bugün 7 memle- ket bir kazaya uğramaksızın nasıl ortadan kaldırılacağıdır. Bin fikrini ortalarda dolaşıp durduğunu, çeşitli temayüllerin çeşitli kuvvetleri itti- gini, karanlık mâceralara en aydınlık niyetlerle atılmanın her an daha muhtemel hal aldığım farketmemek Oo imkânı yoktur. Ümit veren tek taraf, inanılmaz derecedeki geniş e tiyle bu meselenin üzerine eğilmiş olanların sâdece memleket sevgisine,' milletin o iyiliği (o dileğine yüreklerinde yer vermiş olmasından, ibarettir. Bu, fethedilecek kalenin de anahtarını ortaya koymaktadır. i küçük politikaların yürütebilmek için o ileriye muzaf bir takım hayali hesapların ortasında yüzenler bu füli durumu görmezli- ge gelirlerse gafletlerin en büyüğüne düşmüş olurlar. bahsetti. A. P. için C. H. P. ile bir üçlü koalisyonda birleşmek bile güç- tü. Bunun için kılıf hazırlamak lâ- zımdı. Şahsen kendisi Vaziyeti anlı- kişilik bir ' yordu. Ama, A. P. malümdu! I'de bek- Gü- Buna rağmen, Başbakanlık A. P. ne bıra- Mi Pontiâc kıldığı takdirde Gruptan güven oyu avrının SO ısında göründü almak kabil olacaktı. e Gümüşpala, makta hiç bir güçlük NitekimC.K.M.P tırlatıldığında Perin, A, P. yorlarmış gibi par işbirliğine taraf - taf değildi! A. P. nin Genel Başkan Vekili şöyle dedi: — Aslına ba- kılırsa A. P. de, .K.M.P.de ,Y T. P. de seçimler- de aynı tarz pro- paganda ile menden oy mişlerdir. Yani üç teşkilini is- tiyorua." özler söy- lendi sırada Bö- yükbaşının oOGürse- le cevabı herkes tarafından bilindi- ğinden, gazeteciler altta bir omaksa- dın yattığını anla- çekmediler. .nin e ha- ına üç "İyi niyet yeli nin -biri, Ahmet Gürkandır- C. K. M. P. ya kardeş partinin kat'i rulduğunu söyledi. Eğer Bölükbaşının dediği tutulursa, A. P. liderleri içeri girerken bol bol resimleri çekildi, dışarı çıkarken sual yağmuruna tutuldular. Bu, fotograf- çılarla muhabirler arasındaki bir anlaşmanın neticesiydi. Fakat birin- ciler kârlı çıktıkları halde, ikinciler bir netice alamadılar. Gümüşpala hiç, AKİS, 6 KASIM 1961 başka çıkar yol olmadığı takdirde bir Y.T. P. U Başbakanın da kabul olu- nabileceğini söyledi. Gürselin aklın- daki A. P. li Başbakan Gümüşpala, Y.T. P. li Başbakan Alicandı. A. P. nin kılıf hazırlama gayreti, hemen o gün öğleden sonra başladı. için C. H. P. ile bir üçlü koalisyonda birleşmek hükümet kurmanın tek şar- tı haline geliyordu. Zira, A. P. - P. oyları yeter değildi. Perin: '"— Biz de durumu umumi efkâra açıklar, kendi müstakbel o tavrımızı izah ederiz." 7