tatlı hayallere garkeden "A. P. isti- kametindeki cereyan" evvelâ durdu, hattâ sonra ters bir istikamet bile aldı Buna rağmen Y. T. P. de, Meclis Grubunun, Genel İdare Kurulun da kendi lehinde değişiklikler (o yapılma- sı temayülü pek eksilmedi. Gerçi Ge- nel İdare Kurulu,. kendi hazırladığı tüzük sayesinde kendini üç yıl için garantiye almıştı. Tüzüğe göre bu kurul o kadar süre işbaşından uzak- laştırılamayacaktı. "Milli İrade Tem- silcileri" bu bakımdan seslerini fazla çıkaramıyorlardı. Ama iki organ a- rasındaki münasebet pek parlak hal olmadı. İrfan Aksuya, bir Genel Sekreter- den açıkta kalmıştı. Talihsiz Kan- gal gerçi son dakikada Kocaeli liste- sine girmişti. Girmişti ama, P Kocaelinde barajı dahi aşamıyarak Kangalı Meclise gönderememişti. Seçimlerden sonra pek üzüntülü olan Kangalın yüzü, geride bıraktı- ğımız hafta içinde, Gürselin siyasi partilerden senatörlük için birer aday istemesiyle güldü. Y. T. P. Genel Baş- kanının son derece yakını olan Kan- gal, partinin göstereceği tek isimdi. Böylece öksüz kalmış bir politikacı da Meclisin çatısında kendisine o bir sandalye bulmak imkânına sahip kı- lınacaktı. Nitekim Cumhurbaşkanın- dan haber gelirgelmez tereddüt edil- medi. Bu konuda bir toplantıya, diğer Y.T.P. Genel Merkez binası Gökte aradığını yerde buldu o noktadan hareket edilerek telkin olundu. Kurucular, hakimiyeti elle- rinde tutmak istiyorlardı. Nitekim bu gayeyledir ki Gruptan Genel İdare Kuruluna aktarmalar olmadı ama, Genel İdare Kurulundan Grubu tak- viye eden, daha doğrusu oraya sızan çıktı. Kangalın kaderi Hakikaten, geride bıraktığımız haf- ta, Y.T.P. de bir adamın yüzü gül- dü. Bu, Genel Sekreter Yardımcıla- rından Hasan Kangaldı. Kangal şans- sızlığım bu seçimlerde de yenememiş, memleketi olan Tokatta Genel Mer- kez kontenjanından aday gösterildiği halde, teşkilâtın istememesi yüzün- AKİS, 6 KASIM 1961 idarecilerin fikrini almaya dahi lüzum görülmedi ve Genel İdare Kurulundan biri daha T. B. M. M. Grubuna gön- derildi. Böylece trio kuartet oluyordu. Senato “Okumuşluk başkadır!" (Kapaktaki o Başkan) Bitirdiğimiz haftaların birinde bir gün, şahıslarına halkın "Sen o- tur", Meclislerine "Okumuşlar Mec- lisi" dediği kimseler (o toplandığında ortaya birden bir isim atıldı,. Aslına bakılırsa, bu hiç obeklenilmedik bir şey değildi. İsim, zaten herkesin ka- fasındaydı. İsmin ortaya atılmasıyla YURTTA OLUP BİTENLER birlikte bir sempati ve güven göste- risi oldu. İsim, Suat t Hayri Ürgüplü ismiydi. Suat Hayri OÜrgüplü, A.P. listesinden osenatör olmuştu, ama Bağımsız etiketini taşıyordu. o Şimdi ise, Senatoya bir başkan aranıyordu. C.H.P. liler dahil, her partiden tem- silciler eski Şeyhülislâmlardan Hay» ri efendinin Türk siyaset hayatında adı iyi bilinen bu okumuş oğlunun. Okumuşlar Meclisi (o başkanlığı için biçilmiş kaftan olduğunda ittifak et- tiler. Sonra, partilerarası dalgalan- başkan oldu! 27 Mayıs, C.H.P. nin eski Güm- rük ve Tekel Bakanını, D.P. nin ba- gımsız Kayseri milletvekilini Mad- ritte Türkiye Cumhuriyetinin Büyük Elçisi olarak buldu. Buldu ve Dışiş- lerindeki o deve mi, yoksa ku olduğu bugüne kadar anlaşılamamış meşhur "Tasfiye Hareketi" sıra- ında başkente aldı. O Ürgüplünün sıhhati yerindeydi. Dinamikti. Çalış- . Kendisine e verildi. Ancak ne danışıp ko- nuşanı, ne evrakı ne de bir kâtibi mevcuttu, Ürgüplüye düpedüz: — Al ayda 1500 lira maaş, git İstanbulda keyfine bak" deniliyordu. Mizacına uygun olmayan bu ha- reket tarzını Ürgüplü o binemsemedi ve hemen Dışişleri Bakanı Selini Sarpere başvurdu. Ürgüplü Sarpere: — Bana ihtiyaç kalmadıysa derhal çekileyim, boşuna yük olma- yayım" dedi. Bakanın cevabı yatıştırıcı oldu. Sarper eski arkadaşına: "— Eğer bir tasfiye yapılacaksa, evvelâ benim, sonra da senin ismini yazarlar" diye teminat verdi. Ürgüplü, gün geçtikçe ümidi da- ha da kırılarak bekledi. Nihayet Ni- san başlarında, kendi tâbiriyle "Po- isson d'Avril — Nisan Balığı" haber çıkageldi. Eski diplomat son derece lüks bir şekilde, 1300 lira maaş ve izaz, ikram ile emekliye sevkedili- yordu. Ürgüplü haberi gülerek kar- şıladı ve: "— 200 lira daha verip, edeceklerine istifade etselerdi pratik olurdu" demekle yetindi. tekaüt daha Yeni yollar üzerinde Merkeze alınmasından ve bilhassa sevkedilmesinden son- siyasi teşekküller Ürgüplüye karşı bir iltifat kampan- yası açtılar. (o Ürgüplü evvelâ mağ- durdu, arkadan kıymetti. Bu bakım- dan biçilmiş kaftandı. Bunun için Ürgüplünün İstanbuldaki Yeşilyurt- ta, Sahil Caddesindeki 19 numaralı 21