Sohbetin ortalarına doğru bir ha- kikat ortaya çıktı. Memleketçi Par- ti, kadrosuna birçok tanınmış isim alıyordu. Bunlar, politika o hayatına evvela Y. T. P, kapısından girmeyi denemiş kimselerdi. Birçoğu İhtilâl EE e Bakanlık Y. a ve yeni Bakanlar, anlaşılan şim- di M. P. de randevulaşmışlar, talih- lerini burada denemek istemişlerdi. Belen bunu açık açık söyledi. o Söz- leri oldukça enteresandı. Şöyle diyor- du: " Zamanı gelince, listelerimiz- de Birgek devlet amının ismine rastlıyacaksınız. Bunların içinde, İh- tilâl Hükümetlerinde vazife alanlar da bulunacak." Daha sonra, listede yer alacak isimlerden birini kelimelerin üzeri- ne basa basa açıkladı: " — Meselâ Muharrem İhsan Kızı- loğlu, listemizin başında yer alacak- lardan biridir." Gazeteciler o birbirlerine baktılar. Kızıloğlu ve politika ! Eğer (o Balan doğru söylüyorsa, bu haberden mem- nun kalacakların basında behemehal Papa gelecekti. hareketlenmişti. Gazete- ciler Belene soru üstüne soru yağ- dırmağa başladılar. : amı Gürselin Cumhurbaş- kanlığı adaylığı için ne dersiniz?" dedi, Belen tereddüt etmeden: " — Gürsel kırksenelik arkada- şımdır. Kendisini severim. o Elbette onun Cumhurbaşkanı adayı olması- nı isterim. Kendisini destekleriz" di- ye cevap verdi. Sonra birkaç saniye dişina ve: "— Bundan gazetelerinizde fazla balim Ban biraz hissi konuş- tum" diye ekledi. Belene bakılırsa. M. P. nin ikti- dara gelmek gibi bir düşüncesi yok- tu. Üstelik bunu zararlı buluyordu. Karşılarında iki misal vardı. D. P. kurulur kurulmaz süratle (iktidara gelmişti, ama sonu ne olmuştu? Hür. P. ise iktidara gelme çabası ve hayaliyle kendi kendini bitirmişti, Eğer bu düşünceyle hareket etmemiş olsaydı. Hür, P, şimdi iktidara en yakın partiydi ! Onun için, Memle- ketçi Parti bir muvâzene unsuru OH mal amacındaydı. Büyük Mi arasinda dengeyi timin edecekti Sohbetin bir yerinde Belen, mana- lı manalı gülümsedi ve: " — İstikbal sürprizlerle doludur" edi AKİS, 10 HAZİRAN 1961 Kulağa Küpe Mum adayalım! Şeçim maçına — politika alanı- nın birincil akımları hazır- lanırken, aaa, bir de baktık bir "Tekaütle” Takımı" da forma- sını giyip, sahaya fırlamak ü- zere. Transferayısonundaa- çıkta kalmış ne kadar eski şöh- Kızıloğludan kıymetli ideal ar- Erime, ayda yaşayan ü- topist Adakandan iyi niyetli Belene kadar.. Bir de, bizim, basın men- suplarında sâdece ismi dahi pek tatlı hatıralar uyandıran, Menderesin eski nkara Sav- cısı ve bâsın davaları takipçisi Hayri oMumcuoğlu! Acaba ( istikbalde v mumla aramamız için mi ? Seçim hazırlığı pelenin basın toplantısından sonra, seçimlere gireceğe ve listelerinde bir hayli iri yeni politika- cının bulunacağı anlaşılmıştır. M. P. ihtilâlin ortaya çıkardığı bazı i- simler tarafından lanse edilmek is- tenmektedir. Politikaya kaderin ica- bı giren ve cazibesinden bir türlü kurtulamıyan bu isimleri M. P. yi ne dereceye kadar ayakta tutacağı şimdilik meçhuldür. Aşuredeki ta- nelerin iri olmasına hassaten dikkat eden M. P, liderleri bu arada bir Ali Fuat Başgil denemesine de girişmiş- lerdir. Ancak, yapılan temaslar müs- bet netice vermemiş, Başgil ile an- laşmaya varılamamıştır. M. P. ileri gelenleri, yaklaşan se- çimin verdiği hızla teşkilât işini ele almışlardır.- Şimdiye kadar dört il- de-Ankara, İstanbul İzmir, Muş-teş- kilâtlanmış, olan M. P. Ekimin başına kadar en at onbeş ilde teşkilat ku- rabileceğini ummaktadır. Cuma gü- nü saat 20'de' Genel Başkan ve parti ileri gelenlerinden yedi kişi (Boruya doğru yola sıkmışlardır. Boludan İs- tanbula kadar devam edecek olan bu gezi sırasında arada kalan illerde de teşkilatlanma temelleri atılacak- YURTTA OLUP BİTENLER Yeni denemenin ortaya koyduğu gerçek, Y.T.P. ye ümit bağlayan ve "Alicanın hamileri veya arkadaşla- rı" olarak bilinen kimselerin şimdi, daha temiz tutmaya ve hırslı politi- kacıların eline düşürmemeye çalışa- cakları bir siyasi teşekkülde politika hayatlarını devam ettirmeye çalışa- caklarıdır. Hükümet Bir diplomatın hikâyesi Uzun boylu, kır saçlı, kalın çerçeve- li gözlüklerinin altından üzgün gözlerle bakan olgun - yüzlü adam, hislerini daha fazla belli oetme- ceklerini dinlemeğe hazırlanmışlardı. Kır saçlı dinlomat tutuyordu. Bu li- rada gençlerden biri -hemen yanında olan* atıldı Ve: "—bBugün da istifa ettiniz mi efen- dim?" dedi. Itır saçlı, yakışıklı diplomat du- daklarını biraz daha ısırdı, gülürn- Dudaklarının aldığı bulunduğunu Cevap verdi; "— Hayır: Başkan Gürselle dün ak- şam uzun uzun konuştuk' Bu konuş- madan sonra istifamı feri ii Bir iki saniye durakladıktan son- ra: e ea beş-on günlük bir izin talep ettim. Bana onbeş gün mezuniyet Teller Yerine muhte-" melen Mehmet Baydur bakacak" dedi. Gene bir devam etti: '-Şunu ifade etmek isterim ki, Türk umumi efkârının mâkeai olan Türk Basınının şansıma gösterdiği sevgi ve güvenden bahtiyarım: Bunu hayatının sonuna kadar unutmıyaca- açıkça gösteriyordu. süre sustuktan sonra Kır saçlı diplomat bundan sonra, yanında duran genç adamlardan biri- nin omuzunu okşadı. Tekrar gülüm- semeye çalıştı. Ama muvaffak ola- mad Üzüntüsünü gizliyemiyordu. Daha fazla duramadı, merdivenlerden indi ve kendisini bekleyen siyah Ca- dillac'a atlıyarak süratle oradan u- zaklaştı. Hâdise, geçen haftanın ortalarıda, çarşamba günü, Başbakanlığın geniş merdivenlerinde ocereyan ediyordu. Uzun boylu diplomatın adı Selim Sar perdi. Bütün hikâye ,bir istifa ile il- giliydi. Sarper bir kaç gün evvel is- tifa etmiş, istifası büyük söylentilere yol açmış, büyük sansasyon o yarat- mıştı. Ama olaylar, yakışıklı e diplo- 7