DÜNYADA OLUP BİTENLER Orta Doğu Küveyt ve ötesi vak Başbakanı Akdülkerim Ka- sımın Küveyti ilhak teşebbüsüne kargı Emir Esselam Essabbahın ta- lebi üzerine İngilizlerin ve hemen ar- dından Suudi Arabistan kuvvetleri- nin Küveyt topraklarına girerek e- mareti lraka karşı korumayı dav- ranmaları Arap dünyasında bekleni- lenden ve korkulandan çok daha ka- Me bir durum yaratmıştır. mir ' Essabbahın, anlaşma ile bağlı bulunduğu İngiltereden hima- ye istemekle yetinmeyip, bölge ile yakından ilgili olan Kıra) Suuddan da yardım istemek gibi ustalıklı ha- rekat etmesi durumun çok karışma- sında başlıca âmillerden biri olmuş- tur. Emir yalnız İngilizleri imdada çağırmaydı, pek muhtemel olarak bü- tün Arapları Kasımın ihtiraslarına karşı koymaya devam etmekle bera- er. Emir Essabbaha daha şiddetle hücum edeceklerdi. Gerçi bu hücum- lara bugün de rastlanmaktadır ama, şimdilik alt perdeden. Zira Kral Su- ud kuvvetlerinin, osembolik de olsa. Küveyt toprakları üzerinde İngiliı- lerle omuz omuza Iraka karşı cephe tutmaları, seslerin pek fazla yüksel- mesine engel olan şaşırtıcı bir man- zara arzetmektedir Bununla BElabEE, Suud kuvvetle- ri,, Emir istememiş olsa dahi, en Ni harekete geçeceklerdi. o Çünk - sımın istekleri Suudun petrol Mi. lerine de uzanıyordu ve nihayet Suu- di Arabistan ile Kuveyt arasında bir evi condominium ile idare olunan bi "tarafsız bölge" vardı ki. Riyad hiç olmazsa bu bölge sebebiyle buh- rana nasıl olsa bulaşacaktı. Varlık, yokluk uudu küçük Kuveyt emaretini ko- rumağa sevkeden, petrolün teh- likeye düşmesidir, İşi büsbütün çiğ bir zaviyeden göstermemek düşün- rl buna belki akrabalığı ve eski hak hukuku da ilâve ü kündür. Fakat diğer Arap meme ketlerini Abdülkerim Kasıma cep- he almaları da elbette ki sâdece Kü- veytin bağımsızlığını oOkorumak dü- süncesiyig değildir. Hattâ sâdece A- rap Birliği içinde bir buhranı önle- mek tasası da değildir. Bu, Irakın lüzumunden fazla kuvvetlenmesi ve Kasımın prestijinin artması ihtima- line karşı obaşgösteren bir tepkidir, Petrolün bir servet olarak meydana çıkmasından beri, li ki Arap memleketlerinin her bir diğerinin muntazam devlet teşkilâtı kuran, or- du besleyen ve geliştiren dinamik bir devlet olmasından ise bütün petrol AKİS, 10 HAZİRAN 1961 a lüks otomobillere yatırıldığı e haremlere a iptidai, müs- vi ve as çok tefessih bir prens- likten ibaret kalmasını tercih eder görünmektedir. Burada Araplarla Batılıların ve İsrailin arzuları birle- şiyor gibidir. Bununla beraber bu oyunu bozan bazı unsurlar vardır; Çeşitli ideolojik tesirlere apaçık olarak yetişen aydın Arap gençlisi, bir parola haline ge- len emperyalizm düşmanlığı, rın nazarında emperyalizmin âleti ci- lan İsrailin tehdit edici gelişmesi, bütün mazlum milletlerin koruyucu- su gibi görünmeye çalışan Sovyet Rusyanın tesiri ve nihayet milletler arasındaki hayat seviyesi (farkının dünya yuvarlağında her türlü hu- zursuzluğun kaynağı olduğu hakika- tinin zemin kazanmakta olması Bu çerçeve içinde mütalaa edilin- ce Küveyt buhranı genel hatlarıyla petrolün, yâni geri kalmış Arap mem- leketlerinin şimdilik tek servet kay- nağının bölüşülmesi dâvasında -Hat- tâ .gerekirse Bevan plânına göre - bir merhale gibi görünmektedir. Bu- nun en yakın neticesi, petrole sahip olanlarla bundan yoksun bulunanla- rın münasebetlerinde yeni bir gergin- dik şeklinde tezahür edecektir ki, müşahhas olarak bu da Birleşik A- rap-Cumhuriyetiyle Suudi Arabistan arasındaki omünasebetlerin tekrar bozulmasına yol açabilir. Küveyt Emiri Essabbah Başı dertte Demirperde Bir tebrik mesajı asım Küveyt üzerinde hak iddia ederken, Sovyet Rusya susuyor- du. Bu süküt uzun, sürdü ve Pravda- nın birkaç yuvarlak yorumundan baş- görenler müşkül bir odurumun çaresizliğin* hükmedenler de oldu. Gerçekten de, Sovyetlerin Orta Doğuda, özellikle Araplarla yürütmeye çalıştıkları po- litikanın bu yeni olay karsısında bir münasebetleri çerçevesinde Sovyet- ler ne tarafı tutacaklardı ? Kasımı tutsalar belki bu suretle Iraklı ko- münistlerin yüreklenmeleri mümkün olurdu, fakat öte yanda Birleşik A- rap Cumhuriyetinin Moskova il e za- ten gevşemiş gibi görünen münase- betlerinin geleceği ve o diğer Arap memleketlerindeki milliyetçi cereyan- ların takınacağı tavır meselesi vardı. Küveytin bağımsızlık davasını benim semis olsalar, emperyalizmin sömür- düğü bir feodaliteyi desteklemek gi- bi yakışıksız bir davaya girilmiş ola- caktı. Nihayet İngilizler Küveyte mü- dahale ettiler de, Moskovanın dilli çözüldü ve (o Sovyetler "emperyalist müdahale"ye atıp tutmaya bağladı- ar. Ancak, Krutçefin sükütu sırasın- da komünist Çinin Kuveyt Emirliği- ne bağımsızlığını tebrik eden hara- retli bir mesaj gönderdiği görüldü. Hem de tam Kasımın Küveyt üzerin- deki iddialarını açıkladığı bir sırada. Komünist âlemin iki devi bu mü- e bir kere daha ça Bundan evvelki büyük dünya m siilemde ayrıldıkları gibi. Büyük ayrılıklar M“ o Tse Tung devlet başkanlıgın- dan çekilip sâdece parti liderliğiy- le iktifaya karar verdikten ve devle- tin başına Moskova okulundan yetiş- me Liu Şao Şi'nin gelmesinden sonra Pekin ile Moskova arasındaki müna- sebetlerin sıkılanacağına hükmeden- ler olmuştu. Ama hu tahmin tersine çıktı. Çinde kurulan halk komünleri sistemine Moskovanın yönelttiği, ten- kitlerle başlayan, daha doğrusu mey- dana çıkan çekişme, aksini iddia e- den resmi beyanlara rağmen, bu- gün, kadar sürüp geldi ve Orta Do- guda baş gösteren son buhranla bir kere daha ayan beyan oldu Bu ayrılığın sebeplerini arıyanla- nn üzerinde durdukları başlıca nok- talar şunlardır: 1) Çin, Sovyet Rus- 23