YUTRTA OLUP BİTENLER ifade ettiği açık müsamaha niyetiyle dağıttı ve her teşekkülün, kozunu, tam bir serbestlik içinde seçim günü paylaşacağını belirtti. Bitirdiğimiz haftanın sonlarında apılan basın toplantısının en alaka çekici açıklaması da bu oldu. Randevuya sadakat O gün uzun boylu, iri yapılı, babacan tavırlı adam büyük salonun ka- pısında göründüğü zaman saatler ta- mı tamına 10'u gösteriyordu. Salo- nun tam ortasındaki camlı, uzun ma- sanın etrafında oturan genç adamlar ayağa kalktılar ve gözlerini' kapıya çevirdiler. Salondaki hararet daya- nılmaz derecede artmıştı. Babacan tavırlı adam ağır ağıp ilerlerdi ve kendisini ayakta bekleyen genç adam lara mütebessim bir nazar atfederek: "-Günaydın arkadaşlar!" dedi. Sesinde bir canlılık, yüzünde be- lirli neşe ifadesi vardı. Genç adamlar hep birden: —Sagolun!" diye karşılık verdi- ler. Babacan tavırlı adam devam et» "—Allah mevcudunuzu arttırsın." Sonra ağır fakat emin adımlarla, masanın baş köşesindeki yüksek arkalıklı koltuğa doğru ilerledi ve baş yaverinin yardımıyla, oturdu. A- yakta bekleyen genç adamlar da olurdular ve kalemlerini hazırladılar. Birden ortalığı bir faaliyet aldı ve flâşlar parlamağa bağladı. Foto mu- habirlerine Oo güdoğmuştu. Hadise geçn haftanın iinde, per- şebe günü Başbakanlık binasının üst katında bulunan Bakanlar Kuru- lu Toplantı Salonunda cereyan edi- yordu. O gün, daha evvelden tespit edildiği üzere. Devlet ve Hükümet Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel, Re- ferandum arefesinde basınla sohbet toplantısı yapacak ve umumi efkârı basın yoluyla tenvir edecekti. Nite- kim, saatlerin tam 10'u gösterdiği sı- rada Bakanlar Kurulu Toplantı Sa- lonunun kapısında görünen babacan adam da, Cemal Gürselden başkası değildi. Açık gri bir elbise giymişti. Kahverengi kravatı her zamanki gibi üçgen bağlanmıştı. Sağına, Basın Yayın Umum Müdürü Bekir Tunay oturdu. Soluna ise M.B.K. üyesi ve Devlet Bakanı Sıtkı Ulay yerleşti, Tam arkasında da yakışıklı bir de- niy teğmeni bulunmaktaydı. Devlet ve Hükümet Başkanı Orgeneral Ce- mal Gürselin basınla sohbet toplan- tısı işte bu dekor içinde başlamış ol- du. Babacan Orgeneral, gene gezete- cileri sevgiyle süzdü ve: "—Sualleriniz o varsa, buyrun, i Fakat, flâşların hummalı faaliye- ti bir türlü bitmiyordu, öyle ki, kol- tukların üzerinde türlü cambazlık numaraları yaparak Başkanın poz- larını yakalamağa çalışan muhabir- ler, Sıtkı Ulayın ikazını bile duya- madıla r. Ulay, işitilebilecek bir ses- le: ""- Arkadaşlar bitirsinler de.." de- di. Foto ma irlerini pek yakından tanıyan Başka "—Onlar iii mi hiç?" diye gülümsedi. Sonra, masanın etrafında ter dö- ken gazetecilere: "—Siz o suallerinizi (hazırladınız mı?" diye sordu ve foto muhabirleri- yeter (o zannediyorum" dedi Birden salonu bir sükut dalgası kaplad. Gürsel sağ kolunu kaşıdı ve elini şakağına koyarak mütebessim bir çehre ile beklemeğe koyuldu. Bekle- yiş uzun sürmedi. Zira bir kadın ka- zeteci hemen suali yapıştırdı: Başkan Gürsel basın toplantısında Cevabı veren değil, suali soran terledi 12 AKİS, 10 TEMMUZ 1961