Kuvvetli Adamın Sonu Çang do Yung T ürk İnkılâp Hareketinin göze çarpan bir hususiyetinin, ilk günden iti- baren bir Kuvvetli Adam etrafında değil, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin etrafında düğümlenmesi olduğu daha geçen hafta bu mecmuada bir de- fa daha belirtilmiştir. Türk İnkılâp Hareketine, her şeyden fazla bu vasfı bugünkü istikametini vermiş ve onu başka askeri darbelerden ayır- mıştır. Zaten bizim İhtilâlimizin gelişme tarzıma yabancı memleket- lerde pek büyük hayretle karşılanmasının ve âdeta inanılmaz sayılma- sının sebebi de budur. Bir Kuvvetli Adam etrafında düğümlenen askeri darbelerin Demokrasiye en sonda sırt çevirdikleri, zaten Kuvvetli A- damların, kuvvet ve memleket ordusunun milliliği nisbetinde birbirleri- ni takip ettikleri görülmektedir. Bir adam elinde kudret tuttu mu, o mevkiye en iyi niyetlerle dahi gelse, orada kalmasına "milli lüzum", "milli menfaat" olduğu zehabına mutlaka etrafı ve bundan çıkar uman- lar tarafından kaptırdmaktadır. O da, en sonda, kendisinin memleket için bir “semavi lütuf" sayılması gerektiğine inanarak hoşlandığı, ısın- dığı yerini Vermemek için elinden geleni yapmaktadır*. Tabii, kudreti derecesinde. . son misali, bizim İnkılâp hareketimizle bir ara âdeta Siyamlı Kardeşler benzerliği göstermiş olan Korede tekrarlanmıştır. Askeri Hükümet darbesini General Çang do Yung yapmış ve ilk gün çalımla Başbakanlık makamına geçip oturmuştur. Ancak Çan do Yungun, ihti- lâlin Kuvvetli Adamı olmadığı kısa zamanda ortaya çıkmıştır. İhtilâl ekibinden bir başka asker, General Pak çon Hi bir gün Çang do Yungu tevkif ettirivermişür. Hem de, jandarmalar vasıtasıyla.. Çang do Yung nezaret altında Başbakanlığa götürülmüş, orada Milli Konsey Başkan- lığından ve Başbakanlıktan istifa ettiğine dair önüne sürülen kâğıtları imzalamıştır. Şimdi Korede Milli Konsey Başkam, General Pak çon Hidir. Yeni Kuvvetli Adam, yakın dostu olan bir başka Generali, Spang çan Hoyu Başbakanlığa getirmiştir. Bu değişiklikler sonunda Kore sükün ve huzu- ra mı kavuşmuştur? Ne gezer? Yarın General Spang çan Honun Gene- ral Pak çon Hiyi tevkif ettirmeyeceği veya Albay San şan Şonun çıkarak bütün generalleri işbaşından uzaklaştırmayacağı garanti değildir. Bilâ- kis, bu ihtimaller son derece kuvvetlidir, zira Kore ordusunda elinde en fazla kuvvet tutan veya tuttuğunu zanneden kimse iktidar mevkiine at- lamak için bu kuvvetleri kullanmaktan çekinmemektedir. Bu kuvvetler de, o gayeyle kullanılmaya rıza göstermektedirler. Elbette ki sebep, Ko- re devleti gibi Kore ordusunun da, takdir edilecek cengâver vasıflarına rağmen bir ananeye sahip bulunmamasıdır. Kuvvetli Adamsız Türk İnkılâp Hareketinin fazileti ve teşkil ettiği mükemmel örnek her gün bir defa daha ortaya çıkmaktadır. "—Bu kadarı yeter artık. Ne ya- zarsan yaz. İçerde misafirlerim var, bekliyorlar, ayıp olacak; Haydi güle güle..." Daha sonra 47 69 82 numarayı çe- virenler, teni güneş banyosundan iyi- ce kararan Madanoğlunun evde olma- dığını, dışarı çıktığını munis ve yaşlı bir erkek sesinden öğrendiler. Ancak saatlerin 21'i gösterdiği bir sırada. gene aynı munis ve yaşlı erkek sesi, Madanoğlunun bir ara gelip dışarı çıktığını söyledi ve isteklerinin ne olduğunu sordu. o Siyasi muhabirler maksatlarım izah edince, şu cevabı aldılar: "—Gazeteciler hep aynı maksatla Paşayı aradılar. Ben de kendisine naklettim. O da gitmeden bir not ya- zıp bıraktı. İsteyen olursa, okuyup yazdırırsın, dedi. Arzu ederseniz ben okuyayım, siz yazın." Siyasi muhabirlerden müsbet cevap alan ve kendini Madanoğlunun "ya- kın bir akrabası" olarak tanıtan mu- nis ve yaşlı sesin sahibinin dikte et- tirdiği not aynen şöyleydi: "Devlet ve Hükümet Başkam Gür- sel, M.B.K. ne dönmek üzerindeki dü- şüncemi bilmektedir. M.B.K. dışında. Başkomutan olarak emirlerini yap- makla mükellefim. Biteviye belirtti- ğim gibi, kendileriyle hiç ama hiçbir hususta en küçük bir düşünce ayrılı- ğım yoktur." C.H.P. Kurultaya giderken.. Biürdiğimiz haftanın başkentten İstanbul C. kilâtına gelen bir haber, (Boğaziçi sahillerinde bir süredir bilinmekte olan kılıçların ele alınmasına yol aç- tı. Genel Sekreterlikten düştükten sonra İstanbulda icra-i lübiyât eden Kasım Gülekin karıştırdığı teşkilâ- tın heyecanlanmasına yol açan ha- ber şudur: İstanbul il Kongresi 12 ve 13 Ağustos tarihinde o yapılacaktır Kongreye Genel Başkan İsmet İnönü de gelecek ve seçimler öncesinin ilk önemli nutuklarından birini verecek- tir. İstanbulda ilçe kongrelerinin ta- mamlanmak üzere bulunması, ü sonlarında H. P. teş- İl kongreleri Ağustosun ilk yarısında tamamlanacağına göre, Kurultayın aynı ayın ikinci yarısı içinde yapılaca- ğı ortaya çıkmaktadır. İl kongrele- rinde daha da keskin hal alacak kı- lıçlar, Kurultayda son faaliyetlerini gösterecekler ve bütün hesaplar gö- AKİS, 10. HAZİRAN 1961