SİNEMA Festivaller Berlin devam ediyor Heliywood mahsülü Jane Mansfi- eld'in Berlin gazetelerinin birinci sayfalarını işgali, ancak üç gün sür- dü. Bu üç gün içinde Jane Manstfi- eld, kendisini afişe ettirecek ne ka- dar numarası varsa hepsini teker te- ker ortaya döktü ve bitirdi. Bunlar arasında, kalabalık içinde ansızın el- bise askısının kopması ve iri göğüs- lerinin ortaya çıkması, Berlin Hilton otelinin holünde bikini mayo ile do- laşması ve her önüne gelen yerde ko- cası Mickey Hargitay ile saç saça baş başa kavga etmeleri de vardı. A- ma yine bir başka Hollywood mah- sulü Laya Raki, üçüncü günü bom- basını patlattı ve Jane Mansfield derhal gazetelerin beşinci ' altıncı sayfalarındaki çift sütunluk dediko- du bölümüne düştü a Raki'nin bir günlük saltanatına göre, bazı meçhul şahıslar genç yıldıza eskiden çekilmiş bir takım resimlerini baha- ne ederek şantaj yapmak istemişler- di. Meşhur olmadan önce Hamburg gece klüplerinde çalışan Laya Baki, Marilyn Monroe gibi bir vakitler pa- rasızlık yüzünden açık saçık resim- ler çektirmişti. İşte o resimlerin ne- gatiflerini ellerine geçirenler, onları, şimdi sinemanın meşhur bir yıldızı olan oyuncuya para karşılığında sat- mak istiyorlardı. Hadise, ancak akşam gazetelerin- de yer aldı ve dedikoduyla günlerini geçiren bir kaç Alman madamasın- dan başka kimseyi " ilgilendirmedi. Böylece oniki gün sürecek olan Ber- lin Film Festivalinin gürültü tarafı kapatılmış sayıldı. Festivaldeki filmler Yaldızlar kadar tanınıp hayran ka- mayan rejisörlerin gelişleri ise, son derece sessiz sedasız oldu. Festivali gazeteciler ve jüri üyele- rinden çok daha yakından takip e- den teen - ager'ler için rejisörlerin bir önemi yoktu. O yüzden festival organizasyon bürosunun karargah kurduğu Am Zoo otelinin kapısı ö- nünde durup taksi bekleyen bir Ing- mar Bergman, bir Jean - Luc Go- dard, bir François Truffâut, bir Mic- hel Drach ve hattâ para babası Da- vid O. Selznick bile, bizim Lale O- raloğlu ve Muallâ Kaynak kadar ilgi görmediler. İlk gecesi belediye başkam Willy Brandt'ın bir nutku ve Peter Usti- nov'un "Romanoff and Juliet” fil- miyle açılan festival, ertesi günü sa- bahtan itibaren öbür yarışma fiimle- rinin gösterilmesiyle başlamış oldu. Genel olarak her seansta bir veya 32 iki kısa metrajlı filmden sonra asıl konulu ve büyük film gösteriliyor- du. Festivale kırkbeş ulus, yüzden fazla filmle katılmıştı. Birinci günün filmleri, rejisör (OHirishikeskh Muk- berjee'nin o("Anuradha - Anuradha'- nın Aşkı" ile Alman asıllı Kurt Hof- fmânn'ın "Die Ehe des Herrn Missi- sipi - Bay Missisipi'nin Evliliği"ydi. Mukberjee'nin Hindistan adına ka- tıldığı "Anuradha", doğrusunu söyle- mek gerekirse pek ilkel bir filmdi. Konusu, yoksul bir köy doktoru ile karısı Anuradha'nın o birbirlerine ve insanlara karşı olan münasebetleri üzerine kurulmuştu. Köy doktoru toplumuna karşı son derece cansipe- rane çalışmakta ve fakat aile mües- sesesi içinde, karısına olan görevle- rini yerine getirmemektedir. Rejisör Mukberjee, doktor kahramanım film boyunca idealizmin en uç noktasına yükselttiği için film, ister istemez ülkücü yanının fazla ağır basmasıy- la zayıflamaktadır. 1957 yılı ayni festivalin en iyi fon müzikçisi arma- ğanım kazanan Ravashanka'nın yi- ne bu yıl da ayni dalda bir armağan kazanması beklenebilir. İsviçre adına Alman a rejisör Kurt Hoffmann'n o film he des Herrn Missisipi Bay Missisipi'- nin Evliliği", ancak bir Fransız fil- minde rastlanacak ince esprilerle süslüydü. Tarafsız bir ulus olmanın verdiği güçle İsviçre, kendi adına katılan filminde hem Doğu, hem de Batı blokuna alabildiğine çatıyor ve her iki yanla da kıyasıya alay edi- yordu. Komünist dünyasının tazyi- kiyle kapitalist dünyanın nda komünist olacağı, fakat k: die sonradan olma kapitalist dünya ile yıkılacağı esprisi, festival sara- yım kahkahalara ğ sayılan Alman uzun alkışlandı. Politika ve po- litikacılara aşka ve asıklara, in- sanlara ve karşılıklı insan münase- betlerine açık vermeden hücum eden Hoffmann, yarışma içinde Godar'ın, "“Wicki'nin, Antonioni'nin, Kurusawa'- nın ve Philippe de Broca'nın hatırı sayılır rakibi durumundaydı. Dse Jin Kang'ın ortayı bile tut- turamayan Kore filmi "Mabu"yu ta- kiben ayni günde gösterilen Stuart Rosenberg'in "Ouestion Seven - Yedi Soru", gene ve atak bir rejisörün İşiy- di. Doğu Almanyada yaşıyan genç aut çevirmesini ve Batıya sığınma- sını anlatıyordu. Politik yönü ağır batan "ÇOuestion Seven'in, yine poli- tik yönü ağır hasan bir film festi- valinde herhangi bir armağan ka- zanması olağan sayılmalıdır. Ralph Thomas'ın "No Love for Johnnie - Johnnie'ye Aşk Yok"u da politika ve politikacılar üzerine uş bir di ama. Karel Reisz'lar. Alex- ander McAndrick'ler ve Tony Ric- Gençler eskilere karşı B- yılın Berlin Film Festivali bir eskilerle yenilerin çekiş- mesine sahne olmaktadır. Japonya- nın Akira Kurusawa'sına, Amerika- nın Charles Walters'ıma ve İtalyanın Michelangelo Antonioni'sine karşılık, Fransa Michel Drach. Jean-Luo Go- dard ve Philippe de Broca'yı. İtalya Moreau, Wicki ve Mastroianni "Gece"de Büyük armağan adayı AKİS, 10 TEMMUZ 1961