KADIN İstanbul Dekoratif aydınlatma Gnseli Aru, renk renk krepon kâ- ğıtlarını yanyana getirdi, sonra kompozisyonunu lâmbanın üstüne tuttu. Renkler ve malzeme tamamiy- le değişmiş, âdeta sihirli bir hal al- mıştı. — Nasıl, çocuklar?" diye sordu. Çocuklar hep birden başlarını kal- dırdılar Ve öğretmenlerine baktılar. Hakikaten beğenmişlerdi. Günseli Aru fırsattan istifade, he- men dersine başladı: örüyorsunuz, ışık herşeyi değişiyor. Bir abajur yaparken bunu hiçbir zaman unutmayınız. Aj pul ışığı, hazırlamış olduğunuz ku- maş veya kâğıdı tamamiyle değişti- rebilir. Onu dâima bu ışık üstünde kontrol ediniz." Çocuklar tekrar başlarını öneri ne iğdiler ve çalışmalarına koyu lar. Bunlar sık, güzel hanımlardı. ii misi de ipleri gererek, kâğıtları kar- tona yapıştırarak güzel abajurlar meydana getiriyordu. Sıcak bir gün- dü ve hanımlar kan-ter içinde kal- mışlardı. 27 Mayısta Sergi Sarayında açılacak olan sergiye iş yetiştirmeğe gayret ediyorlardı. Günseli Aru Türk Rekreasyon Cemiyetinin Dekoratif o Aydınlatma bölümünün öğretmenidir. o Kendisi ramik kısmını bitirmiştir, fakat se- nelerden beri bu sanatını daha ziya- da abajur yapmaya hasretmiş ve gü- zel sanatlarla küçük sanatları Bir leştirerek güzel sanatı pratik sahada kullanmak yoluna gitmiştir. ' Türk Rekreasyon Oo Cemiyetinin Oo Beyoğlu Abdullah sokaktaki 2 numaralı kü- çük atölyesinde ohem öğretmenlik yapmaktadır, hem öğrencilik... kü, aynı za i skülptürü dersinde Lerzan Bengisu- dan tahtayı oyup konuşturmasını öğ- rendiği için, bu ona çok daha cazip ve güzel abajurlar yapmak imkânım vermiştir Aydınlatmanın önemi gvgünkü dekorasyonda aydınlatma çok önemli bir rol oynamaktadır. Işık, iyi ışık yorgunluğu giderir, en üçük odalara bile bir ferahlık verir. İyi ışıkla büyük bir odada meydana getirmek, hepsine ayrı bir hava vermek te mümkündür. Işık ay- nı zamanda dikkat nazarlarımızı bir noktaya toplar ve böylece ışıkla oy- nıyarak dekorasyon sanatına büyük imkânlar verilir. Her ev kadınının aydınlatrna hakkında bilgisi olmalı- 28 dır. Çocuğun veya evin erkeğinin ça- lışma köşesi, misafirin rahat edebile- ceği köşe, yemek masası, istirahat yeri, yatak odası, eğlenilecek bir yer, birbirinden tamamiyle değişik şekil- de. aydınlatılmalıdır. Meselâ misafir- lerle oturup rahatça, sohbet edilecek bir köşe, çok ışıklandırılmış olmalı- dır. Buna mukabil, çok ışıklandırıl- mış bir yerde eğlence tertip etmek hatalı olur. Renklerin ruh üzerindeki tesirini de aydınlatmada nazarı iti- bara almak şarttır. Günseli Arunun evinde saksıların bulunduğu bir yeşil köşe vardır ve bir zamanlar bu yap- raklar arasına güzel bir kırmızı aba- jur yerleştirmiştir.! Fakat çok geç- meden görmüştür ki misafirleri, gel- diklerinden kısa bir zaman sonra â- tice verir. San ve turuncu, sıcak Bu renklerle yapılan ay- kolaylıkla (o başarı sağlar. Yeşil soğuk renktir, ama kompozis-, yon olarak sıcak renklerle çok kul- lanılır. Abajur sanatında asıl dikkat edilecek nokta, mek istediğimiz lâki odanın ortasından indirmek çok hatalıdır. Odada oturduğumuz bir köşeyi, göstermek hangi bir köşeyi aydınlatmak, siyetimizi m der. Işık tavandan da gelse, duvardan da gelse, masalardan da gelse, dâima ihtiyacını hissettiğimiz yerde olma- lıdır. Böyle yaparsak, aydınlatma yalnız bir zaruret olmaktan çıkar, aynı zamanda odayı ve evi süsler, on- Günseli Aru öğrencisiyle beraber Aydınlatma deta gevşemekte ve gözleri kapan- maktadır. B ehavetin sebebinin, wn arasından sızan kırmızı ışık olduğunu anlar anlamaz derhal aba- juru değiştirmiş ve ziyaretçilerini u- yuklamaktan kurtarmıştır. Işıkta soğuk renklerden ziyade sı- cak renkler tercih edilmelidir. Sıcak renklerin ışığı dâima çok daha sıcak olmaktadır. Fakat soğuk renkler de kompozisyon olarak sıcak renklerin arasında kullanılabilir ve çok iyi ne- öğretmeni ları olduklarından daha güzel, daha sıcak, daha cazip gösterir. Tavandan inen ışık ta diğer ışıklar gibi odanın bir köşesinden inebilir, ortada olmak mecburiyeti yoktur Ucuzun değerlendirilmesi pekoratif aydınlatma en basit mal- zemeyi kıymetlendirebilir. Buluş, burada kıymet kadar, hattâ kıymet- ten daha önemlidir. Güzel işlenmiş bir tahta, çok emek verilmiş bir se- ramik, kıymetli herhangi birşey, bir AKİS, 5 HAZİRAN 1961