İhsan Ada AZ Nesin ile İhsan Ada, İstan- bulda Balmumcu garnizonunda tutuklu bulunuyorlar. Suçları, ko- münizm propagandası yapmak. Bu- güne kadar açıklananlardan öğre- nildiğine göre Aziz Nesinin Tanin gazetesinde yayınlanan yazdan ilim adamlarından müteşekkil bir heyete tetkik ettirilmiş ve heyet arın bolşevik edebiyatından ör- nekler olduğu kanaatine varmıştır. Bunun üzerine yazar ve onların ya- yınlanmasından sorumlu Yazı İsle- ri Müdürü İhsan Ada nezaret altı- na alınmışlardır." Heyetin raporu yayınlanmamış, heyeti teşkil eden- lerin isimleri bildirilmemiştir. Aziz Nesin ve İhsan Ada, Tanin gazetesinde yayınladıkları o yazıla- rın haricinde bir faaliyette bulun- muşlar mıdır, bilmiyoruz. Ama suç- ları o yazıların yayınlanmasından ibaretse, bunun bir fikir suçu oldu- ğunu kabul etmek zarureti vardır. Fikir suçu, şüphesiz sevimli bir tâ- bir değildir. e Realitelerden uzak, plâtonik düşünüldüğü takdirde İn- sanlara her arzuladıklarını söyleme mizin ve bizim cemiyetimizin ban hassa aşağı kademeden olanlar, da- ha önceleri, münfesih D.P. nin ocak, bucak ve ilçe teşkilâtında görülmeğe alışılmış kimselerdi ve simaları hiç ” yabana değildi. İl İdare Kurulu- un tamamı. Genel İdare Kurulunun da ekseriyeti oradaydılar. Bir grup bir ses makinesinin -tape re- corder- etrafına kümelenmiş, orası- 18 Hapishanede 2 Gazeteci hususiyetleri bunu mümkün kılma- maktadır. Tıpkı, pek çok gerçek Demokraside olduğu gibi... Aşırı sağ ve aşırı Sol partilerin kurulması yasakken, b fikir platform- larını teşkil eden edebiyatlara fikir hürriyeti adı altında müsaade edil- mesini istemek abes teşkil eder. El- bette ki böyle bir kayıt güçlükler doğurmaktadır. Mubahın nerede bi- tip yasağın nerede başladığım kes- tirmek kolay olmadığından kâh lü- zumsuz can yakmalar, kâh maksat- lı demagojiler ortaya çıkmakta iki bölge arasındaki hudutta karışık- lıklar doğmaktadır. Gene de bunu, şartların zaruri bir neticesi saymak kabildir. Kabil olmayan, eğer Aziz Nesin ile İhsan Adanm suçları sadece Ta- nin gazetesinde yayınladıkları yazı- lana, iki fikir adamının sütunlar- da, herkesin gözü önünde giriştik- leri bir faaliyetten dolayı mevkuf tutulmalarını tasvip etmektir. Hak- larında takibat yapılmasın mı? Ya- pılsın. hkemeye verilmesinler mi ? Verilsinler. Suçlu bulunurlarsa ceza görmesinler mi? Görsünler. Ama» cezalan adaletin bütün . melerinden geçtikten sonra.. mubah ile yasağı, fikir anin nı burasını Okurcalayıp duruyordu. Arz-ı endam eden gazetecilerden de imdat istendi, fakat gene de ses ma- kinesini o çalıştırabilecek bir kimse bulunamadı. Gazeteciler öğrendiler ki, yüksek politikacı pozundan ve şahmından geçilmiyen Gökay, yeni bir itiyad e- dinmek peşindedir; Sütten ağsı yan- Aziz Nesin mahkemelerin bile kılıkılına ayır- maları ta kadar müşkülken bunu biz, kendi gizli ölçülerimizle yap- maya kalkışırsak pire için yorgan yakarız. Böyle bir endişe, en ma- sum, ama cemiyet için söylenmesi elzem fikirlerin söylenmesini mut- laka zorlaştırır. Hattâ, kılar. Hükümden önce tevkif, neza- ret altına alınma fikir suçlarında asla bahis konusu olmamalıdır. Zira bunlarda yanılmış olma ihtimali o kadar fazladır ki.. iz Nesin ve İhsan Ada Tanin gazetesinde yayınladıkları yazılar- dan başka bir komünist faaliyetin sanıkları değillerse derhal tahliye edilmeliler ve haklarındaki tahki- kat öyle devam ettirilmelidir. Tek, bunun yanında başka marifetlerin mesulleriyse birer fikir adamı ola- rak değil, âdi birer ajan olarak, ne- zaret altına alındıkları açıklanma- lıdır ki demokratik cemiyetlerde sa- dece fikir adamlarının hakla bulu- nan müsamahalardan, âmme vicda- nından faydalanma imkânını kay- betsinler. Tahkikatın gizliliği, hiç bir teferruata girişilmeksizin yapı- larak böyle bir açıklamayı önleye- mez, dığı için, bundan böyle hep ses maki- nesine konuşacaktır o -bir zamanlar irikıyım lider Bölükbaşı da ayni has- talığa tutulmuştu- Neticede, ae bir iki parmak müdahalesi ile ses makinesi çalıştı ve Gökay. konuşmağa başladı. Gö- kay, İl İdare Kurulu üyelerinden zen gin naşir Osman Nebioğlunun hedi- AKİS, 5 HAZİRAN 1961