DÜNYADA OLUP BİTENLER Doğu - Batı Paris yoluyla Viyana B- yılın başında iktidara geldiği za- man Başkan Kennedy'nin dış si- yaset bahsinde ilk "işaret - söz"lerin- den biri de zirve toplantılarına dair olmuştu. Amerika Birleşik. Devletle- rinin genç ve dinamik Başkanı, dev- let ve hükümet başkanları arasında tertiplenecek konuşmaların pek o de- rece sadre şifa verecek şeyler olma- dığım, müzakerenin normal diploma- tik yollardan yapılmasını tercih etti- ğini ve en azdan Dışişleri Bakanları kademesinde bazı anlaşmalara varıl- dıktan sonra "Büyükler"in masa ba- ğına çağrılabileceklerini belirtiyordu. Sonradan daha evvel bu sütun- larda teferruatı verilen olaylar neti- cesi- bu karar değişti. Evelâ müte- reddit ve belirsiz, fakat gittikçe da- Ila belirli teşebbüs ve açıklamalarla “Viyana randevusu" hazırlandı. İki büyük "K" nın 3 Haziranda, 955 de li ilân ettiğinden beri Do- ğu ve Batı blokları arasında bir tam- pon devlet rolünü az çok başarıyla oynamakta olan Avusturyanın baş- kentinde, klasik diplomasi devrinin konferanslar şehrinde (buluşmaları kararlaştırıldı. Başkan Kennedy'nin zirve konfe- ransı için şart koştuğu "bazı anlaş- malar" bu arada tahakkuk etmiş mi- dir? Bayır. Hattâ, tersine, bu arada yeni anlaşmazlıklar zuhur etmiş ve- ya mevcut ihtilâflar (o alevlenmiştir. Küba fiyaskosu, Laos çıkmazı, feza yarısında uğranılan, belki muvakkat fakat göze görünür yenilgi dolayı- sıyla silâhlanma yarışının yeni bir ışık altında görünmeye başlaması ve buna mukabil silâhsızlanma teşeb- kötüye gittiğini açıkça göstermiştir. Demek oluyor ki, zirve konferansı için bidayette ileri sürülen mahdut anlaşmalar şartı ortadan kalkmış ve şümullü ihtilâflar halini almak tehli- kesini gösteren durumlar iki "K" bu- luşmasının âmili haline girmiştir. 26 Kennedy Pariste Zirveye doğru Hakiki niyetleri anlamak js bu raddeye gelince, zirve toplantı- sının hedefi de hakiki niyetleri an- lamak seklinde ifade edilmeye baş- landı. Başkan Kennedy, Sovyet Rus- ya Başbakanıyla görüşmekten mak- sadının müzakere ve anlaşma değil, tanışmak ve sesini duyurmak oldu- Şunu söyledi. Bir bakıma bu randevuda Başkan Kennedy'nin durumu hem zayıf, hem de kuvvetlidir. Zayıftır, çünkü orta- da Küba, Laos, silâhlanma vesaire gibi kayıplar veya kayıp başlangıç- ları vardır. Kuvvetlidir, çünkü Ken- nedy muhatabım, Batılı partönerleri- nin delâletile de olsa, az çok tanımak- tadır. Buna mukabil Krutçef genç Başkanın mizac ve cesareti üzerinde daha ancak ilk yoklamaları yapmak fırsatını bulacaktır. Kennedy'nin Vi- yana randevusu için memleketinden ayrılırken verdiği beyanatta hiç bir tâvizde bulunmıyacağım sertçe söy- lemesi, buna mukabil Krutçefin yine Viyana yolunda uğradığı Bratisla- vada perşembe günü yaptığı konuş- mada yuvarlak sözlerle iktifa etme- si, Ye Dük durumlardaki farkın ifa- desidir. Bunun diğer bir ifadesi de iki ta- rafın buluşmadan evvelki faaliyetle- ridir. Kennedy Viyanaya gitmeden evvel başlıca iki büyük müttefiki ile başbaşa görüşmüştür. İngiltere Baş- bakanının Nisanda Waahington'u zi- yareti, Başkan Kennedy'nin Viyanaya giderken Parise uğrayarak Fransa Cumhurbaşkanı General De Gaulle ile üç gün konuşması ve nihayet NA- TO merkez ve karargâhını ziyaret etmesi, Amerika Birleşik Devletleri Başkanının Viyanaya "mücehhez" gitmekte bir mahzur görmediğini, buna mukabil Krutçefin Bratislavada komünist memleketler liderleriyle bir toplantı yapacağı hakkındaki haber- lerin komünist blokça derhal yalan- lanması ise Sovyet Başbakanının, za- hiren de olsa, ölçülü davranmak ve muhatabı olacak taze siyaset adamı- nı idare eder gibi bir tavır takınmak istediğini göstermektedir. Şu var ki. Başkan Kennedy'nin başlıca iki par- töneri olan Mac Millan ile De Gaul- le'ün Başkana büyük meselelerde ay- nı istikamette telkinde bulunmuş ol- dukları söylenemez. Öte yandan Krut- çefin takma süküt ve süküneti ardın- dan yükselen sesler vardır. Viyana mülâkatinden birkaç gün evvel Prav- danın verdiği parola ile komünist memleketler liderleri Kennedy - Krut çef görüşmelerinde Almanya mesele- sinin, özel olarak Berlin statüsünün halledilmesini beklediklerini haykır- maya başlamışlardır. Bu ise, Krut- celin Berlin meselesini yeniden bir AKİS, 5 HAZİRAN 1961