lunun ne şekilde ifade verdiğini pek- âla kestirmişti. Tokatlı izah etti: Bildiride milliyetçilik ilkesinin A- nayasaya girip girmemesi bahis ko- nusu ediliyordu. Bir yerinde "karşı- mızdakiler" tabiri kullanılmıştı. Konu tamamen Temsilciler Meclisinin ko- nusuydu ve tartışması orada yapılı- yordu. Üstelik .B.K. nin teklifine Temsilcilerin çoğunluğuyla iade edilmişti. Öyleyse nin karşısındakiler Temsilciler- di. Bu yorum üzerine başlığı, bilinen şekilde tanzim etmişti. Tokatlının ifadesiyle tahkikat ta- mamlandı. Ama A.P. nin hızlı politi- kacıları işi yarım bırakmak iste- mediler. oDerhal faaliyete geçti - ler ve konuşmağa başladılar. E- fendim, gerçi bildiride o"karşımız- dakiler" sözüyle Temsilciler Mec- lisi o kasdedilmemişti. Ama, işin içinde iş vardı. Temsilciler Meclisinin çoğunluğunun C.H.P. li olduğu belliy- di. Öyleyse kastedilen C.H.P. ve C.H. P. lilerdi. Bildiride bu belirtilmek is- tenmişti. Açıkça söylemektense, böy- le nezaket dairesi içinde izah, A.P. Yönetim Kurulunca uygun görülmüştü!.. Buna mukabil bazı A. P. liler de Y.T.P. organı saydıkları Öncünün manşetini Alicanların ala- turka kurnazlığı olarak ogördüler. Böyle bir çamur atarak Y.T.P. A.P yi kapattıracak ve en tehlikeli raki- binden kurtulacaktı. Y.T.P. için. baş- ka gelişme imkanı kalmamıştı ki... Örfi İdareye sevk ahkikat dosyası Savcılıkça tamam- landıktan sonra Örfi İdare Kanu- nunun 6. maddesi gereğince mesele- nin Örfi İdare Mahkemesine, aksetti- rilmesi uygun görüldü. kkında açılan tahkikat böylece Örü İdare Mahkemesine inti- kal ettirildi. Bayramın hemen arka- sından gönderilen dosya uzun müd- det Örfi İdare Kumandanlığında kal- dı. Dosyanın Ankara Örfi İdare Ku- mandamnca görülmesi bekleniyordu. Ancak, General Madanoğlu başkenti terkettiginden, dosya ' dürülü halde, Kumandanlıkta bekletildi. Geçen haftanın sonunda, A.P. ile ilgili tahkikat dosyasının OoOAnkara Savcılığına gönderilmesine ve tahki- katın sivil mahkemece yürütülmesine karar verilmiştir. Gerçi dosya henüz Savcılığa gönderilmemiştir ama, kedilecegi muhakkaktır. Örfi İri Mahkemesi, dâvaya kendilerince ba- kılmasını mahzurlu görmüştür. Bu mahzurun neden ileri geldiği henüz meçhuldür. Ancak meselenin Üzerinde Ankara Savcılığının dikkatle duraca- ğı sanılmaktadır. AKİS, 5 HAZİRAN 1961 Ümit fakirin ekmeği haftanın ortalarında Tuna caddesinde, şirin bir bahçenin içinde bulunan iki katlı bir binanın alt katındaki sade dö- şenmiş salonlardan birinde hummalı bir faaliyet dikkati b a Bir takım adamlar, bir. masanın etrafında hararetli re konusu- Bitirdiğimiz Nurettin Ardıçoglu Akıl boyda değil baştadır yorlardı. Binanın biricik kanatlı ka- pısı kapalı (o bulunduğundan dışarıya pek birşey sızmadı . P. Genel Merkezindeo gün, yaklaşan seçimler ve Referan- dum ile ilgili müzakereler cereyan etmekteydi. C eri gelen- leri, Temsilciler Meclisinin tatile gir- mesinden bilistifade teşkilâta moral aşılamakta fayda mülâhaza etmişler YURTTA OLUP BİTENLER ve İlk hareket olarak lider Bölükba- şıyı yola çıkarmışlardı. Tasavvura göre Bölükbaşı hem can sıkıntısından kurtulmağa çalışa - cak, hem de teşkilât içinde başgös- teren çözülmeleri önlemek için “ikti- dara geliyoruz" haberini yayacaktı. Plânın tatbikat böyle başladı. C. K. Bunların başında vet denilmesini tavsiye geliyordu. Temsilciler Meclisinde Anayasaya müspet oy kullandıktan sonra zaten yapılacak başka bir iş de kalmıyordu, Partide, cereyanın âlemdarlığını aklı en başında C. K. M. P. lilerden Nu- rettin Ardıçoğlu yapıyordu. Tabii irikiyım lider bu meselede gene o kendine has taktiğini kullanmış ve Anayasanın alkışlar arasında kabulü merasimine iştirakten kaçınmıştı. Böylece ileride, seçim sa air maili i- çinde nevi şahsına münhası nezonlara girme kapısını kendisi için açık bırakmıştı. Basın supları, ister istemez Bölükbaşının « son bunu toplantısını ve orada sorulan bir su- ali hatırladılar. İrikıyım lidere: "— Anayasaya yeşil oymu ve- receksiniz?" seklinde bir sual sorul- muş ye irikıyım liderden: ". Orasına rüfailer karışır" alinde bir cevap alınmıştı. Nitekim irikıyım liderin fili, kav- line uydu. mafih, Genel Başkanın bu tu- tumuna rağmen Genel Merkez hafta- nın sonunda teşkilâtına hitaben yaz- dığı "Anayasaya Evet denilecektir" tamimiyle son günlerin tek başa- rdı hareketini yaptı. me- Hayal ve hakikat Geçen haftanın ortalarında bir gün basın mensupları, C. K. P. Ge- nel Merkezini ziyaret ederek, nabız yokladılar. Basın mensuplarını orta boylu, saçları azalmış, zayıf yüzlü bir adam karşıladı ve üzüntülü yüzüne iğreti bir tebessüm yerleştirerek: “— İktidara gidiyoruz. Ufukta ka- ra göründü" dedi. Muhatabı kendisine hayret dolu nazarlarla baktığı için bir an durak- ladı ve yeniden söze başlamak için hazırlandı. Fakat tam bu sırada baş- ka biri söze karışarak zayıf adamın konuşmasına meydan bırakmadı. Bu defa konuşmağa başlayan daha uzun boyluydu ve arkadaşından tek farkı, tepesindeki saçların biraz daha sey- rekleşmiş olmasıydı. Arkadaşının söz- lerini plâk gibi tekrarladı; — Evet, doğrudur, iktidar! gidi- yoruz." 21