Dar bir görüş T eyfik İlerinin kızı, , Yassıada- mcuya sevkedilmiş bulunu- Cürüm ve ceza arasındaki münasebet , konusunda ek münase- taraftan bakımından o tutum ni bir ikkat o çe ii Genç kızın, Tevfik İleri babasıdır ve babasının verdiği ohadise o karşı- genç kızın kendisine olamamış o bılunması, o ta- büdir. O arada (ağzından çık- mış bir söz veya sonradan, bir ruh haletinin tabii neticesi ola- rak dik in etmesi maha çile karşılanması bir hâdise ln u? m Bir babanın, eliyle dahi ha- sırlamış olsa, öyle kalışını her olgunlukla, sükünetle, karşılamasındaki müş- vicdan karar” beklemek o adalete ina- nanların hakkıdır. Babalarının günahını çekenler, bir belirli ve tehlikeli, hududun ölesine | taş- madıklari omüddetçe zaman za- man mazur görülebilmeli, ta- vırlan daha anlayışa okarşılan- malıdır. İnsanca hisler, bizlere hakim olmalıdır. dai- ma canı bunalttığı konuşmasının sonla- rına geldiğinde ciddi hiç bir şey söy- leyememiş, dudaklarda sadece te- bessümler uyandırmıştı. Ama bunu bile farkedemedi ve Başkanlığa yum ruk kalınlığında bir odosya vererek tetkikini istemek suretiyle çam de- virmekteki meharetinl gösterdi.. Yırcalının serencamı Yassıada duruşmalarına, belki de sahte olan itibarından ettiği bir başka DP. milletvekili (İttin Yırca- lı oldu. Haftanın sonlarında, D.P Grubu üyelerinden bir kısmının ha- zırladıklarını iddia ettikleri "Mende- rese Karsı Mücadele" taktiği bahis konusu edildiğinde sözün Sıtkı Yır- calıya verilmesine lüzum görüldü. D.P. Grubu, Mayısın sonlarında, İh- tilalden sadece üç gün önce, millet- AKİS, 5 HAZİRAN 1961 tarafından verilen bir tak- rir üzerine toplanmıştı. Yaylacılar o toplantıya hazırlıklı gitmişlerdi. Plânlarına göre Yırcalı, Ergin, Bu- dakoğlu, Demiralay gibi hatip bili- nen kimseler söz alarak yaylım ate- şi açacaklar, Menderesten kabinesi- ni değiştirmesini isteyeceklerdi. Ka- naatleri oydu ki Menderes, kendisi başta kalmakla beraber, etrafındaki kötü şöhretli kimseleri değiştirirse huzur avdet edecekti. Bu yolda bir 'de takrir vereceklerdi. Aslında, böy- le tertipler on yıllık D.P. iktidarı bo- vekilleri etmişti. rinde Menderes, dikta rejimini ek- siksiz kurma yolundayken taviz ve- riyor görünme niyetinde dahi değil- di.. Nitekim, Grup Oo toplandığında Yaylacılar Menderesin Meclis Baş- kanlık Divanında kuklaları kullandı- olduklarını görmüşlerdi. rofonunun başına gelen Afif Demi- rer, acıklı bir ifadeyle bu kusurları- nı itiraf etti. "“—Kifayeti müzakere takriri geleceğini tahmin ediyorduk ama hiç konuşturulmayacağımız (o hatırı- mıza gelmemişti..." Hakikaten celseye başkanlık e- den Baha Akşit sadece Menderese söz vermiş, Menderes de şimdi mü- zakere açılmamasını istemişti. Ak- şit "Madem ki liderimiz istemiyor, müzakere acamayız" gibi enfes bir mucip sebeple Menderesin teklifini oya dalıi koymadan kabul etmiş, bundan sonra Tahkikat Komisyonu- nun dehşetli üyelerinden Vacit Ase- nanın bir takririni okutmaya kalkış- mıştır. Fakat takrirde Meclisin 20 Hazirana kadar tatile girmesinin teklif edildiği (söylenir söylenmez Grupta gürültüler (başlamış, takriri okuyamamıştı. Bunun üzeri- ne Menderes tekrar kürsüye gelmiş ve adamlarını bir güzel haşlayarak "N gürültü ediyorsunuz? Dinlese- nize.." diye azarlamıştı. Lider kaşla- rını çatınca takrir okunmuş ve Mec- lisin tatile girmesi okabul edilmişti. Yâni 27 Mayıstan üç gün önce D.P Grubunda bu usüllerle Meclisin da- ğılması karar altına' alınmış bulun- maktaydı. u karşısında Yaylacılar, hazırladıkları takriri Başkanlık (Divanına (o sunmuşlardı şte, o takrir de sırra kadem bas- . Hiç kimse bunu hatırlayamı- Böylesine önemli bir takrir nereye gidebilirdi ki?. Nihayet anlaşıldı ki takrir, imza- cılardan Sıtkı Yırcalı tarafından Grup Başkanlığına sunulmuştu. Ba- şol Yırcalıyı oçağırdı ve sordu. Yır- calı cevap verdi: " — Evet, efendim. Takriri. Grup toplantılarına kabul edilen sağır ve dilsiz bir Meclis hademesine verdim. Ona, bunu Grup e m gö- türmesini söyledim Jimnastikhaneden bozma duruş- sa, temellerinin sağ- lamlığından > ibarettir Salim Başol istirahat ediyor Su küçüğün, SÖZ büyüğün