SPOR Futbol İmtihan günü nerbahçeliler de, Galatasaraylı- lar da 25 Haziranı bekliyor. Bu, takımların kader mücadelesine giri- şecekleri, bir yıllık emeklerinin sonu- cunu alacakları tarihtir. O gün İs- tanbul Mithatpaşa stadında yapıla- cak maç sonunda, iki güzide takım- dan biri milli lig şampiyonu olarak taraftarlarının tezahüratı arasında "şeref turu" yapacak, diğeri ise kay- betmenin üzüntüsü içinde çıkış tüne- line yönelecektir. 25 Haziran tarihi bu bakımdan önemlidir. Daha doğru- su iki takımın idarecileri ve sporcu- ları, bağlı bulundukları kitlelere bir yılın hesabını vereceklerdir. Çünkü, şampiyonluk iki takım idarecileri i- çin manevi oldugu.. kadar maddi bir değer de taşımaktadır. Şampiyonluk için yüzbinlerce lira borçlanan idare heyetleri, kongrelerinde ancak şampi- yonlukla tasvip edileceklerdir. Şampiyonluk mücadelesinde iki takımın da iki maçı kalmıştır. Gala- tarasay ve Fenerbahçe, final maçın- dan önce cumartesi günü, milli ligin aynı rengi taşıyan takımlarından İs- tanbulspor ve Beykoz ile karşılaşa- caklardır. Şu anda Fenerbahçe, Gala- tasaraydan bir puan ileri bulunmakta- dır. Fenerbahçenin Beykoz ile, Gala- tasarayın da İstanbulspor ile yapa- cakları maçlarda, puan kaybetmedik- leri takdirde, Fenerbahçe şampiyon- luk maçına avantajlı olarak çıkacak- lar. Ancak, iki sarı-siyahlı takım da şampiyonluk adayları için büyük bi- rer tehlike teşkil etmektedir. Bir mücadele bitti eçen hafta pazar günü Cihat Er- gunun maçın sonunu ilan eden dü- düğü, Alsancak stadında bulunan bin- lerce seyircinin üzüntüsünü arttırdı. Ağlayanlar çoğunluğu teşkil ediyor- du. Bir kaç yıl önceyi düşünüyorlar- dı. Takımlarım daima şampiyonluk için mücadele ederken görmüşlerdi. Halbuki şimdi, onbir siyah-beyaz for- malı futbolcu göz yaşları içinde sa- hayı terkediyordu. Haftalar oöncesi beliren tehlike gerçekleşmişti. İzmir futbolu denilince, sporla il- gili herkes Altayı düşünür. o Altay kuvvetli bir takımdır, centilmendir, İzmirin her zaman en iyi temsilcisi olmuştur. Aynı zamanda bir ocak- tır. Türk futbolüne kazandırdığı kıy- metler sayısız, İzmire Okazandırdığı başarılar sonsuzdur. e Siyah-beyazlı klübü İzmirde sevmeyen yoktur. İşte üzüntüler de bu yöndendir. Elli yıl- lık bir maziye sahip, İzmirin en ünlü takımı, Göztepe yenilgisi ile baraj maçlarına katılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Şöhretli Altay, Bursada küme düşmemek İçin müca- dele edecektir. Altayın baraj maçlarına kalması bütün Altaylıları o ayaklandırdı. Si- yah-beyazlı takımın bağlıları, idare heyetinin klüple gerektiği kadar ilgi- lenmediği kanaatindeydiler. Çünkü, eldeki elemanlarla Altayın küme düş- memesi gerekirdi. Geçen yılın kadro- suna Varol, Erkan, Osman, Kâmuran gibi kıymetli o futbolcular o eklenmiş, Altay lige iddialı olarak başlamıştı. Yedek oyuncu bakımından bile diğer İzmir takımlarından üstündü. Üstelik Altay takımı sezon başında 36 Demirsporun başarılı antrenörü Tur- beky ile de anlaşılmıştı. Fakat bütün çalışmalar netice vermedi, Altay so- nuçta baraja kaldı. Bir puan A ayın baraja kalmasında idareci- lerin başarısızlığı kadar, hataları- nın da rolü büyüktü. Çünkü bir pu- an Altayı baraj hattına sokmayacak, gelecek yılı düşündürecekti. o Altay, 1960-1961 milli ligindeki ilk maçında Altınordu ile 0-0 berabere kalmış, şimdi Galatasarayda oynayan Ayhan oynatıldığı için, federasyon tarafın- dan hükmen yenik sayılmıştı. Halbu- ki, Altay bu olayda haklıydı. Fakat haklının hakkım araması gerekirdi. Ayhan, sene başında Galatasaray ile Altay arasında anlaşmazlığa sebep olmuş, bu anlaşmazlığı çözmek içi talimatnameler kafi gelmemişti. larca süren anlaşmazlık, bir açık art- tırma ve açıkgözlük sonucu bitmiş, federasyon, Galatasaray camiasına karşı haklı görünmek amacıyla bu açıkgözlüğü ve açık arttırmayı kabul etmek zorunda kalmıştı. Altayın Altınorduya hükmen ye- nilmesinin sebebi, federasyonun dahi önce Altaylı olarak kabul ettiği Ay- nanın oynatılmasıdır. Ayhan, Altay klübünde öğrenci lisansı ile oynuyor- du, transfer ayında Galatasaraya geçmek için müracaatta bulunmuştu. Ancak, Altaylı idarecilerin ısrarı ile bir gün İzmire döndü, Altınordu ma- çında oynadı. Altay idarecileri (oÖğ- renci lisansım vize ettirdikleri İçin Ayhanı oynatmışlardı. Okulu, Ayna- nın öğrenciliğini bildirmiş, İzmir Böl- ge Müdürlüğü de Aynanın lisansım vize etmişti. Halbuki Ayhan öğrenci değildi, okulundan ayrılmıştı. Fakat suçlu herhalde Altay olamazdı. o Al- taylı idareciler bir sahtekârlık' yap- mamışlardı. Okuldan aldıkları belge ve İzmir Bölge Müdürlüğünün vizesi nizamnameye uygundu. Buna rağ- men Faik Gökay federasyonu Altayı hükmen yenik saydı. Kendilerine güvenen Altaylı ida- reciler ise buna itiraz etmek lüzumu- nu hissetmediler. Ama, şimdi bir pu- an Altayı tehlikeye sürüklemektedir. Artık İş işten geçmiştir. Altayın hiç- bir yere müracaat hakkı kalmamış- tır.. Aynı zamanda, Altaya şimdi bir hak tanımak, haftalarca mücadeleye atılmış olan takımlardan birinin hak- kını çiğnemek olacaktır. Çünkü bir PTT, bir Göztepe, bir Karşıyaka ölüm kalım mücadelesine girişmişler, haf- taları a bir heyecan içinde geçir- mişlerdir Sonuç olarak söylemek gerekirse federasyonun, Faik Gökayın başkan- lığı sırasında alınmış olan kararı dü- zeltmesi için bir tek yol vardır: Mil- li ligin 20 takım olarak kalması!.. AKİS, 29 MAYIS 1961