29 Mayıs 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

29 Mayıs 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ru YURTTA OLUP BİTENLER İşte müzakerelerin bu kısmında son derece ustalıklı bir oyun oynan- dı denilebilir. M.B.K., üç yıl liyakat- le Genel Kurmay Başkanlığı yap- mış olanlann Cumhuriyet Senatosu- na otomatikman üye olmalarım isti- yor ve talebinde de ısrar ediyordu. li Bi dudakları aşağıya ei e kıvrıldı. Mesele büyük b tartışmaya yol açabilirdi. M.B.K. cı- lar belli ki bu işte de biraz inat ede- ceklerdi. Ancak kendilerine bir du- rumu açıklamak gerekiyordu, liya- katli Genel Kurmay Başkanları, Cum- hurbaşkanlığı (okontenjanından her zaman Cumhuriyet Senatosuna gire- bilme imkânına sahiptiler. Cumhur- başkanı, kendisine tanınan yetkiyle bu kişileri Senatoya sokabilirdi. Tem- silciler, meseleyi enine boyuna izah ettiler. Böyle bir kararın yersiz ol- duğunu belirttiler. Şayet bu tarz. bir karara varılırsa, Anayasa Mahkeme- si Başkanlığı yapanların da Cumhu- riyet Senatosuna girmeleri gerektiği- ni söylediler. Öyle ya, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı yapacak kişi- ler de Genel Kurmay Başkanları ka- dar önemli kimselerden olacaklardı. Böylece iki teklif çarpıştı. Netice- Bizi Hiç Tanıyamayanlar Üs büyük ve dost memleketin üç büyük yayın organı, bugünlerde Türkiyeye sütunlarında yer vermiş- lerdir. Bunların birincisi, dünyaca meşhur Amerikan Time mecmuası- dır. İkincisi, nüfuz sahibi (İngiliz Guardian gazetesidir. - Eski adıyla, Manchester Guardian-. Üçüncüsü, iki kıtanın üç şehrinde, Hamburg- ta, Torantoda ve Buenos Ayreste birden basılan Alman Die Zeit mev- kutesidir. Üç yayın organı bugünkü Türkiyeyi anlatmaktadır. Die Zeit hariç, öteki ikisi yazılarını dostane gözle kaleme almışlardır. Alman mevkutesinin makalesine de düş- manlık etiketi yapıştırmak kabil değildir ama, hem fazla hata ihti- va etmektedir -Cemal Gürselin bile adını Kemal Gürsel diye yazmıştır-, ham de hadiseleri pek iyi bilmediği- ni göstermektedir. Ama üç yazının üçünde de, bu memleketlerin umu- mi efkârında mevcut bir peşin hü- küm işlenmektedir: Bu Türk mille- ti, ancak bir Menderesin idaresine lâyık zavallı bir kütledir; nitekim, Mendereste kendi akisini bulan bu kütle hâlâ onun peşindedir! Bata âleminin dost basını, hür- riyet mücadelemiz sırasında bizi desteklemiştir. Ancak, unutmamak lâzımdır ki bunu, Menderes iktida- rının gerçekten kötü, hırsız ve Zza- lim bir idare olduğunu söylemek, yaymak suretiyle yapmıştır. Bu gerçeği ifade ettikten sonra, adeta esefle geniş Türk kütleleri Menderesi tutmaktadır, Menderese karşı hareket aydınların hareketi- dir" demekten kendini alamamış- tır. Bugün, Menderes propagandası sona ermiş bulunduğu halde bu türkünün söylenmesine devam edil- mektedir. Meselâ Die Zcit'e bakı lırsa Türk köylerinde Menderesin hırsızlığı için " şında olan bunu yapar”, "ahlâksızlığı için 'Dinimiz dört kadın almaya cevaz vermiyor mu?" denilmekte ve onun idaresi aranmaktadır! Time, düşük Başbakanın prestijinin Yassıadada- ki, tutumu dolayısıyla azaldığını kaydetmekle beraber kuvvetli des- teklerini muhafaza ettiğini ileri sürmektedir. Guardian ise Mende- res yüzünden ekonomisi mahvol- muş Türkiyenin hem iktisadi teda- viyi, hem demokratik gelişmeyi bir arada nasıl yürütebileceğini pek merak etmektedir. Batıdaki bu inanç, "Boğaziçinin Hasta Adamı" edebiyatının kapan- mış olmasına rağmen Boğaziçi sa- hillerinde yaşıyan milletin pek ge- ri, pek iptidai bir topluluk sanılma- sının tabii neticesidir. "Milletler lâ- yık oldukları idareyi bulurlar" sö- zünün bize tatbiki, dost gazetelerde ister istemez geri ve iptidai idare- nin sembolü Menderes idaresine hâ- lâ Türkiyede hasret çekildiği şek- linde tecelli etmektedir. o Kendimi- zin mübalağa ettiğimiz basit kuy- ruk kıpırdanışlarının o adese altın- da ne hale sokulduğunu, Die Zeit'ı okumakla anlamak kabildir. Adeta, dostlarımız tize Menderesinkinden değişik bir idareyi lâyık göreme- mektedirler. Buna karşı ne yapmalıyız? Ne kızmanın, ne üzülmenin bir faydası vardır. Madem ki batılı, gözünün gördüğüne inanmaktadır, o halde gülümseyerek, ona nasıl yanıldığı- nı fiilen ispat etmeliyiz. Menderes idaresini aradığını sandıklan Türk milleti, aydınıyla ve köylüsüyle, ha- yalimizde yatan hür, demokratik idareyi kendi iradesiyle kurduğu pim bu inanç, e sille- lerin en ağırım yiyecekti Ama, teşhis koymada böylesine kaba şe- kilde yanılan bir basın nazarımız- da itibarından bir şeyler kaybeder- se, kabahat bizim mi olur Ha, bir de bizim Basın Ataşele- rimiz? Hani, ihtilâlden sonra gön- derdiklerimiz... Acaba anlar ne ya- parlar ki?.. Eskilerden daha fenası bulunmaz sanırdık. Galiba bulduk! Die Zeit-Time-Manchester Guardian gazetelerinin başlıkları Hayallerini hakikat sananlar AKİS, 29 MAYIS 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: