Şerir Bir Muhalefet, Tevfik İleri Dİ ünün Muhalefetinin herkesten madalya alacağı hatıra gelirdi ama bunun Tevfik İleri tarafından C.H.P. nin göğsüne takılacağı düşü- nülemezdi. Halbuki D.P. iktidarının. bu gevezesi ve “2000 senesine ka- dar iktidarda kalacağız", “Il D.P. li, 20 C.H.P. liye bedeldir" gibi unu- tulmaz vecizelerin yaratıcısı, Yassıadadaki sorgusu sırasında millet- çe C.H.P. ye nasıl medyuna şükran bulunduğumuza açılamış bölü- nüyor. Tevfik İleriye bakılırsa, CH.P. muhalefeti kendilerine kan kus- turmuştur. Said-i Nursinin elinin kiri hâla dudaklarında bulunan dü- şük Menderes Bakanı C.H.P. muhalefetinden öylesine şikâyetçidir ki, bu partinin iktidara gelmesini istemektedir. Tek, muhalefette kalıp kendilerine karşı yaptığını başkalarına karşı da tekrarlamasın diye.. “Öyle şerir tür muhalefetti ki!" Tevfik İleri, Meclisi "dikensiz gül bahçesi" haline sokma arzusuna mani olan C.H.P. hakkında, böyle dert yanmaktadır. C.H.P. nin, bilhassa 1954ten itibaren mükemmel bir muhalefet yaptığı ve Menderesle arkadaşlarının ne yapamadılarsa o yüzden yapmaya cüret edemedikleri zaten bilinen hakikatlerdendi. Ama bu- nun, Tevfik İleri gibi bir "şerir” tarafından, açıkça ifadesi ve Yassıa- da duruşmalarının resmi zaptına geçmesi bu parti için bir yeni talih- lilik olmuştur. Gerçekten, D.P. nin en ziyade azdığı sıralarda Demok- rasinin son kalıntıları için tek teminat C.H.P ve İnönünün varlığı olmuştur. O kadar ki, eski parti ve omu lideri bir ara memlekette ye- gane fren olarak kalmışlar, Bayar da, Menderes te kafalarından türlü melanet geçirdikleri halde ancak bu kadarını tezgaha koyabilmişlerdir. Aslına bakılırsa, geveze Tevfik İlerinin feryadı yeni değildir. D.P. bütün iktidarı boyunca memleket işlerinden ziyade C.H.P. ve onun li- deriyle uğraşmıştır. Şimdi biraz daha açık şekilde anlaşılıyor M gaye evvela onları bertaraf etmektik Bir defa "Şerir Muhalefet" yok edi- lirse 2000 senesine kadar iktidarda kalmak da. Meclisi dikensiz gül bahçesi haline getirmek de kabil olacakta. İşte, bir Demokraside, hele bizimki gibi çeşitli ire tefsir edilen bir Demokraside Muhalefetin hizmeti ve kıymeti bir defi daha anlaşılıyor. Yüreklerinde Allah korkusu taşımayanlar; Muhalefet kor- kusuyla bir kısım zulümlerini kursaklarında muhafaza ediyorlar. Yal- nız başlarına kalsalar, ya da rakiplerini bertaraf edebilseler rahat nefes alacaklar ve kollarını sıvayıp harekete geçecekler. "İnce Demokrasiye Paydos"tan sonra "Demokrasiye Paydos" borusu öttürülecek ve Ce- lal Bayarın "Diktatörlükle idare ederiz" fetvasının ışığı altında yeni bir sisteme gidilecek. Ama, bu millet o sistemi kabul edecek mi? O tarafını Tevfik İlerinin düşündüğü yok. Tek mani olarak, "Şerir Muhalefet"! görüyor. T bu memlekete bir yeni Menderes iktidarı reva görürsen, hiç olmazsa karşısına çıkaracağın "Şerir Muhalefet" 1 unutma, e mi? 24 oturum evvel diktatoryaya gitme- diklerini ispat babında: ” Diktatör olsaydık, iki saatte bu isle düşer miydik?" demişti Başol iki ifadeyi karşılaştırdı. Bu- nun üzerine yetinden kalkan Mende- res, ellerini malüm şekilde kenetliye rek, sanıklara ayrılan mikrofonun başına geldi ve: "— Silahlı Kuvvetler bizim tasav- vurumuzun dışındaydı. Ben nümayiş- Şile için söyledim. v bu- ârzederim efendim de Eziliyordu. Beraber — insan- lar tarafından ardıardına itham edil- mesi sabık Başbakanı bitirmiş, ger- çek çapını ortaya çıkarmıştı. Kaça- mak yol aramaktan zaman zaman vazgeçiyordu, boynunu büküyordu. Kararnamenin okunmasına devam e- dildi. D. P. Grup toplantılarından bi- rinde Menderes, "Bir bugün tenkil-i Kâtf'iye varmak üzereyiz" demişti. Ba- şol bunun , mânasını sorunca, sabık Başbakan meşhur "şey"leririnden bir- kaçını bir arada sarfedip: "— Bir şey yapmadık. Eskişehir lemiştim" dedi. Başol hafifçe gülümsedi: '-Peki Komisyona bu fevkalâde yetkiler boşuna mı verildi ?" Menderesin verdiği cevap-, oyna- dığı yod ilin en başarılı osahnesin! teşkil e "— "Komisyon, gizli bir çatışma var midir» yeraltı faaliyeti var mı- dır, onu araştıracaktı. Faaliyet var mıdır, ona bakacaktı. Şayet komis- yona 'gelin, gizli bir imiz yok herşey açık' deselerdi iş bitecekti. Mesele kâlmıyacaktı" Doğrusu buna ne can, ne de din- leyici olarak Yassıadaya kadar gel- Adnan Menderes Bir müflis AKİS, 29 MAYIS 1961