YURTTA OLUP BİTENLER yıldı. Zaten tahminler, bugünkü tem- po ve usuller devam ettirildiği tak- dirde dört yüz sanıklı Anayasa dâva- sının Ağustosta bitirilebileceği (omer- kezindedir. Yassıada tasfiye edilme- den bir seçim düşünülmediğinden, hat- tâ bâzı kimseler cezalar dağıtılıp in- fazına başlandıktan sonra bir süre- nin geçmesi lüzumunu savundukların- dan M.B. K. nin Türk Silâhlı Kuv- vetlerinin millete kati teminatı ve şeref sözü olarak tesbit ettiği 29 Ekim 1961 tarihi, İkinci Cumhuriyetin ilk Meclisinin ancak toplanabileceği gün olarak bitirdiğimiz haftanın sonunda ortaya çıktı. Fakat, bundan da alaka çekici bir durum Kurucu Meclisin 27 Mayısa ka- dar Anayasayı çıkarabilip çıkarama- yacağı meselesi ortaya atılınca belir- di. Bilindiği gibi Anayasa, Temsilci- ler Meclisinde iki defa görüşülecek, ondan sonra M. B. K. ne verilecektir. M. B. K. bu konuda nasıl bir karar alacaktır, bilinmemektedir. Temsilci- ler Meclisinde uzun uzun ve umumi efkârın sıkı mürakabesi altında ce- reyan eden görüşmeler sonunda ka- bul edilecek metin M. B. K. tarafın- dan da uygun görüldüğü takdirde iş nisbeten kısa sürecektir. Ancak, M. B. K. nin itirazları olursa, o zaman muamele uzayacaktır. Halbuki Kuru- cu Meclis, 27 Mayıs tarihine kadar Anayasayı tamamlayıp referanduma sunmakla mükelleftir. Bu yapılama- dığı takdirde sistem altüst olacak- tır. Gerçi bu yüzden M. B. K. üyeleri Anayasa çalışmalarını çok yakından takip ettikleri gibi kendi bünyeleri i- çinde de hazırlık yapmaktadırlar a- ma, tasarının ne zaman ve hangi şart- larla Kanunlaşacağı tabii bilinmemek- tedir Yarı şaka, yarı ciddi Bitirdiğimiz hafta bu hâdiseler dik- kati çekerken M.B.K. üyeleriyle te- mas imkânı bulmuş gazeteciler on- ların son zamanlardaki yarı şaka, ya- rı ciddi sözlerini hatırlamadan ede- mediler. Bâzı Komite üyeleri, Erken Seçim konusunda suale maruz kaldık- larında, hattâ sıkıştırıldıklarında ser- zeniş yollu "Canım, bizden bu kadar bıktınız mı ?" diye takılmaktan ken- dilerini alamamışlardır. Gerçi kendi- lerine bu işin bıkkınlıkla alâkası ol- madığa hatırlatılmış, meselenin bir memleket ihtiyacı açısından ele alın- dığı belirtilmiş, serzeniş sahipleri de " diye sözlerinin mahiyetini açıklamışlardır ama, bâzı Komite üyelerinin Erken Seçim sö- zünden pek hoşlanmadıkları bilinmek- tedir. Buna mukabil, haftanın orta- sında Komitenin nüfuzlu üyesi Cemal Madanoğlunun Meclis önünde gazete - ciler tarafından tesbit edilen bir sözü aksi görüş sahiplerinin de ihtilâlin tatbikçileri arasında mevcut olduğu- nu ortaya koymuştur. Ankara Ku- âdet olduğu üzere kendisinden tavas- sut ricasında bulunmuştur. Madanoğ- lu gülerek "Ben anlamam bundan, ya- hu!" diye adamı Ci savmış, fa- kat sonra İlâve etmiştir "— Ama, bak bö seçimleri E- kime bırakalım dersen, o zaman bo- gazına sarılırım Hemen Hemen aynı günlerde baş- ka bir Komite ve Hükümet üyesi, Sıt- kı Ulay da, İstanbulda Kuyruk konu- sunda çetrefil bir beyanda bulunur- ken gazetecilerin Erken Seçimle alâ- kalı sualine maruz kalmış ve işi bir matematik formülle ifade etmiştir. U- laya bakılırsa formül şudur: "Se- çim — X * Yeter Zaman: Kurucu Meclis" Einsteln'ın bile içinden kolay kolay çıkamayacağı bu formülü gaze- tecilere yazdırdıktan sonra Sıtkı U- lay işi daha da karıştırmış ve "Artık X'in ne olduğunu da siz bulun!" demiş tir. İstanbullu gazeteciler başlarını kaşıyarak Devlet Bakanının yanından ayrılmışlar ve o akşam gazete idare- M. B. K. son toplantılarından birinde Büyük başın derdi büyük olur AKİS. 10 NİSAN 1961