tıcı bir gelişmeye yol açtı. Ne sebep- tendir bilinmez, evvelâ Basın - Yayın ve Turizm bakanlığı İstanbul İl Tem- silciliği, olayın gazetelere intikalini ön lemek için gayrıresmi ricalarda bulun- du! Arkadan, büyük Eczacıbaşı, Ne- jat Eczacıbaşiyla yakınlığı bilinen bir gazeteci bütün gazetelere telefon ederek geniş bir reklâm fonuna sahip tu zatın bir "rica" sını duyurdu. Aca- ba yazıda, Eczacıbaşı adından bah- setmemek kabil miydi?. Bu garip "ri- ca" ya bazı gazeteler uydu, fakat ço- ğu boş verdi. Akşam gazetesine gelin- ce, "Eczacıbası Sansürü" geç ulaştı- ğından parlak bir çâre bulundu: Ec- zacıbası adı ve azgın grubun haksız- lığını belirten satırlar, sütunlarda bir beyazlık yaratmak pahasına kazındı! Aslında, hâdiseden en fazla üzüntü- ye ve telâşa kapılan, soyadını taşıyan muazzam ilâç ve seramik fabrikala- rının kurucusu ve en büyük hissedarı Nejat Eczacıbaşıydı. Nejat Eczacıba- -ı derhal kolları sıvayıp, dişiyle tır- nağıyla başarıya ulaştırdığı firmala- rını ve ailesinin adım çamura bulaş- trmamak maksadile, basınla müna- sebetlerini tanzim eden adamlarıyla gazetelere bir açıklama gönderdi. E- fendim, Vedat Eczacıbaşıyla "akra- balıktan başka hiçbir ilgisi" yoktu Vedat Eczacıbaşının "ilâç fabrikasıy- la da hiçbir ilgisi" mevcut değildi. As- la tasvip etmediği olaya akşam gaze- telerinden muttali olmuştu. Vedat ile Nejat Eczacıbası arasın- daki "akrabalık bağı", ikinci derece* de kan hısımlığı, yâni kardeşliktir. Evet, "ilâç fabrikasıyla hiçbir ilgisi" mevcut değildir ama, seramik fabri- kasında çalışmaktadır. Zâten 41 ya- şındaki Vedat Eczacıbaşı, seramik fabrikasının mamüllerinin teşhir edil- diği İstiklâl Caddesindeki (Beyoğlu Olgunlaştırma Enstitüsünün galeri- sinden Gaskonyalı Toma Meyhanesine gelmiştir. Sergiyi İzmire nakletmek üzere seramik fabrikasında vazifeli diğer kimselerle toplanmışlar, işleri- ni bitirdikten sonra da yorgunlukla- rını Vedat Eczaabaşının davetlisi o- larak içki masasında gidermeği ta- sarlamışlardır. İstakozlar ve nadide balıklar yenmiş, iki büyük şife Yeni Rakı içilmiş ve Vedat Eczacıbaşı ge- diklisi bulunduğu Gaskonyalı Torna Meyhanesinde 210 küsur liralık hesap ödemiştir. Vedat, altı çocuklu muteber Ferit Eczacıbaşı ailesinin gidişine ayak uy- duramamıştır. Haşin tabiatlı, birta- kım fikrisabitleri olan alkolik, asi ruhlu bir adamdır. İçtiği zaman iyice sapıtmakta ve zıvanadan çıkmakta- dır. Geçtiğimiz haftanın başında se- bep olduğu hâdise ilk vakası değil- dir. Düşük Menderesin âşıkıdır. Altı AKİS, 10 NİSAN 1961 çocuğun en büyüğü yüksek kimya mühendisi Nejat Eczacıbaşı, Vedatı ailesinin şeref ve vekarına yaraşır bir kalıba sokmak için çok uğraşmış, fa- kat bunda pek başarı kazanamamış- tır. Fakat dokuz ay kadar önce, kar- deşlik hislerine yenilerek tekrar ya- nına almıştır. Vedatın, diğer bütün kardeşlerin aksine, ne ilâç, ne de se- ramik fabrikasında (o hissesi vardır. Mamafih hâdiseye akşam gazetele- rinden muttali olduğunu ileri sürmüş olmasına rağmen Nejat Eczacıbaşı lüks arabasının içinde Taksim Kara- kolunun önünde görülmüştür. Nejat Eczacıbaşı, ailesinin a bir çok mensubunun aksine mayüllü olarak bilinir. Ferit Keza. başı Celâl Bayarın pek yakın dostu- dur. Düşük Menderesin büyük iş a- CEMİYET dan Emniyet Müdürlüğüne, Merkez Kumandanlığına, 66. Tümene ve Zırh- lı Tugaya bir emir ulaştırıldı. İstih- barat Teşkilâtı, bazı gençlerin çar- şamba gecesi İstiklâl Caddesinde ni- hayetlenen Küçük Parmakkapı So- kağındaki birinci sınıf Gaskonyalı Torna meyhanesine, mukabil bir ha- reket olmak üzere baskın yapacak- larını haber almıştı. Sevkedilecek lü- zumu kadar kuvvetle, bildirilen ma- hal muhafaza altında tutulmak üze- re saat 17 den itibaren tertibat alına- çaktı. Emir, titizlikle ve harfiyyen ya rine getirildi. Yüzden fazla polis ve asker Gaskonyalı Torna Meyhanesi civarındaki kilit noktalarım tuttu- Hattâ 8. Zırhlı Tugay bir tank bir- liğini de tahrik etmişti. Emniyet Mü- dürü, 66. Tümen Kumandam, Merkez Tomanın Gaskonyalılarından bir köşe Lefter penaltı yaptı! damlarını Vatan Cephesine celbetme kampanyası sırasında tazyiklere, şah- sına ve müesseselerinin başma gele- cek riskleri pervasızca göze alarak mukavemet etmiş, parmakla gösteri- lebilecek bir vatandaşlık örneği ver- miştir. Nitekim, ailesi adına teessür- lerini ifade etmek üzere C.H.P Başkanı Ali Sohtoriki, (Salatadaki yazıhanesinde ziyarete gelmiş, fa- kat bulamadığından kartım bırakmış- tır. Daha sonra Sohtoriki telefonda bularak, söyleyeceklerini nakletmiş- tir. — Akisler, akisler Aa mesele, bilhassa akisleri itiba- riyle derhal önem dı. Nite- kim hâdiseden bir, iki akşam sonra Istanbul Örfi İdare Kumandanığın- Kumandan Muavini vs Örfi İdare Ku- mandanlığı Kurmay Başkanı da ora- daydılar. Fakat alınan haber yanlış çıktı veya teşebbüsten vazgeçildi. Zi- ra asayişi ihlâl edecek tek hâdise ce- reyan etmedi. Kuvvetler geri çekildi, tank birliği de Aksaraydan üssüne döndü. Hâdiseye adı karışanların şahsiye- ti, konunun Devlet Başkanına kadar intikaline yol açtı. Gazeteciler kendi- sine bu mesele hakkında ne düşün- düğünü sorduklarında Cemal Gürsel açık acık şöyle dedi: “— Bu meseleyi Örfi İdare makam- ları çok yakından takip ediyor. İşit- tiğime göre bunlar zengin adamlar- mış. Tabii, eskiden beri yedikleri kuy- rukları unutmamışlardır". 21