"TİYATRO naştıgı piyesine, ölçülü bir işleyişle, tiratlardan ve odidaktizmden kalabilen, bunalmadan seyredilen bir aile ve toplum dramı şeklini vermesi- ni bilmiştir. Sahnedeki oyun "yarın Cumartesi" Site Tiyatrosun- da çok iyi oynanıyor. Eseri sah- neye koyan ve orta halli bir Türk ai- lesi interieure'ünü kendi çizdiği sade ve ifadeli dekorla pek güzel canlandı- ran Lütfi Akad, model bir tiyatro an- layışıyla hareket etmiş. Temsilin me- lodramdan uzak kalışında onun ağır başlı ve ölçülü nüzanseninin de büyük rolü var. Annede Yıldız Kenter, ne büyük bir "değişme" kudreti olduğunu gös- teriyor. Tatlı, rahat, gerçekliği olan bir kompozisyon içinde türlü mihnet- lerin, dertlerin büsbütün ihtiyarlata- madığı bu talihsiz, anayı büyük sanat- çılara vergi bir ovuzuhla yaşıyor ve yaşatıyor. Fikrette Müşfik Kenter, duyduk- larını dilediği gibi oifade edemiyen, sözden çok hareket adamı, içgüdüle- rine yenilmiş, pişman ve mağrur, ay- nı zamanda evlenmek, bir kadına bağlanmak için yaratılmamış, ama her şeye rağmen gene de iyi yürekli delikanlıyı örnek gösterilecek bir iç- yaşama ile canlandırıyor. Nurtende Çolpan İlhan pe sevilmeye, hele anne olmay susa- mış, duygularıyla yaşayan ei ka- dını, Arif Hocada da Kâmuran Yüce Tarıkın sevimli ve islâh olmaz hapis- hane arkadaşım isabetli hatlarla çizi- yorlar. “Baharın Sesi" Site Tiyatrosunun saat 18.00 tem- sillerinde oynadığı İngiliz piyesi John Van Druten imzasını taşıyor. İstanbul seyircisi bu imzayı bir kaç 34 yıl önce Şehir Tiyatrosu sahnesinde gördüğü "Annemi Hatırlamıyorum" ile Küçük Sahnede gördüğü "Ben Bir Fotoğraf Makinesiyim" piyesle- rinden tanır. "Baharın Sesi" de bu seriden bir piyestir. Tek dekor ve üç kişi arasın- da geçen vak'a, tesadüfün- karşılaştır- dığı iki genç arasında, birdenbire do- gup büyüyen, "dostluk"dan "aşk" ha- lini alıveren bir "duygu tasviri"nden ibaret. Sally Middleton henüz fazla hayat tecrübesi olmayan, içi dışı bir, duygulu bir sahne sanatçısıdır. Olduk ça tecrübeli, hayli de "bilmiş" bir ar- kadaşı, Olive Lashbrooke, beraber gezmeye çıkacağı bir denizci erkek arkadaşıyla onun küçük apartmanın- da buluşacaktır. Ama bu sırada, eski "âşina"lanndan biri çıkagelir. Olive 'Baharın Altındaki munia buluşmayı ve söz verdiği deli- kanlıyı bu seferlik atlatmayı uygun bulur. Delikanlı, Bill Page, atlatıldı- ğının farkındadır, ama umursamaz. Bütün programı bozulmuştur, hafta tatilini gönlünce geçirmek için bütün tanıdıklarına, arkadaşlarına telefon eder: Kimse o anda serbest değildir. Sally onun bu haline üzülür, onu oya- lamak, üzüntüsünü gidermek, onunla arkadaşlık etmek ister. Beraber çı- karlar ve beraber dönerler, Van Dru- ten için bu başlangıç yeter de artar bile... Sally ile Bill arasında tatlı. bir gönül macerası hayal etmek ve ya- şatmak için .artık bütün ustalığını gösterecek, seyirciyi de üç perde, al- tı tablo boyunca bu macera ile meş- gul emesini bilecektir Sahnedeki oyun Müşfik Kenterin ogençlik havasını duyurarak sahneye koyduğu "Ba- harın Sesi" herşeyden önce İstanbul seyircisine yeni ve gerçek bir istidadı tanıtıyor: Sally rolüne bütün tazeli- ğini veren Çiğdem Selışık. Bu genç sanatçı rolünü o kadar rahat, tabii ve "tiyatro" yapmıyarak oynuyor ki, sahnelerimizde hasret çektiğimiz sa- mimi ve inandırıcı oyunun ta kendisi- ni bulur gibi oluyoruz. Çiğdem Sel şık diksiyonundaki ufak tefek pürüz- leri giderince Site Tiyatrosunun oyun üslübuna daha iyi girecek ve genç kız rollerinde parlak bir istikbâli ola- caktır. Sesi" sahnede imza oDruten'in Çolpan İlhan, hoppa ve şımarık Olive'i, "Yarın Cumartesi "deki Nur- ten rolüne taban tabana zıt bir karak- teri, -bir kaç saat ara ile- takdire de- ger bir değişme kabiliyeti göstererek canlandırıyor. Billy oPage'de Genco Erkal, zeki' bir oyunla, yalnız çocuk denecek kadar genç roller için değil, tam erkeklik çağındaki roller için de güvenilir bir değer olduğunu göster- mek fırsatım buluyor. "Baharın Sesi" temsillerinin göz doyuran bir özelliği de Lütfi Akadın dekorudur. Teferruatına kadar İyi düşünülmüş ve iyi ogerçekleştirilmiş olan bu dekor ince bir zevkle çizil- miştir ve eserin havasım tamamla- mıştır. AKİS 10 NİSAN 1961